Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Demokrasi Şehidi Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, Milli lider Necmettin Erbakan'ın anıt mezarlarını ziyaret ettikten sonra Eyüp Sultan'a geçti. Devamında da dünyanın en güçlü Osmanlı padişahları Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim'in türbelerinde dua etti. Bu anlamlı ziyaretlerin, dua edişlerin tarihi derinliği vardı. Yeni bir tarihin başladığını, geçmişimizin büyük imparatorluklarının mimarları Selçuklu ve Osmanlı'nın ruhuyla Büyük Türkiye kararlılığımızın mesajı dünyaya veriliyordu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın dua ettiği büyüklerimiz ve anıt mezarlar, hem içeride durduğumuz yeri, hem devleti tahkim etme biçimimizi, hem 21'inci yüzyıl yönümüzü ortaya koyan mesajlar içeriyordu.
ANTİEMPERYALİST ERDOĞAN İŞARETİ: TARİH 3 KASIM 2014...
Büyük Şair Necip Fazıl Ödülleri için, İstanbul Haliç Kongre Merkez'inde düzenlenen törende, hafızalardan silinmeyecek anlar yaşanmıştı.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Necip Fazıl Saygı Ödülü'ne layık görülen Nuri Pakdil hakkında övgü dolu sözler söylüyordu: "BİZE KLÂS DURUŞU, DEVRİMCİ BAŞKALDIRIŞI öğrettiği için kendisine şükranlarımı sunuyorum." Büyük şair-yazar Nuri Pakdil de "Değerli kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, antiemperyalist, antikapitalist, antinasyonalist, antisiyonist, antifaşist en önemlisi de antifiravunist olarak bilinçle selamlanmaktadır" diyordu.
Bu sözlerin derinliği var. Antiemperyalist Tayyip Erdoğan'ın jeopolitik hamleleri 2009 yılında Davos'ta İsrail'e 'One minute' çekmesiyle örülmeye başlamıştı.
Antiemperyalist Erdoğan, o günden sonra DİK DURUŞUN-BAĞIMSIZ TÜRKİYE'NİN SESİ olarak, ulusal sınırları aştı, küresel platformda dalgalanmalar yarattı. Uzun süre anlayamadı, beynini Batı'ya kiralamış içimizdeki ruhsuzlar.
Çünkü bilinçleri Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla taşlaşmış, yürekleri mühürlenmişti. Birçok stratejik hamle, jeopolitik vuruşlar yapılsa da iflah olmadılar.
İç ve dış yürekleri taşlamış güruh ve mahfiller neden Erdoğan'dan rahatsızlardı?
Onlar, aslında, Antiemperyalist Erdoğan'ın hamlelerinden rahatsızlar. 2009'da One Minute ile canlanmış ruhun anlam ve şekil kazanmasından tedirginler. Türk Devlet Aklı'nın Tayyip Erdoğan liderliğinde, 2015 yılı 7 Haziran seçimlerinden sonra başlattığı,'terör nerede ise Türkiye orada hesap soracak' kararının kesintisiz sürdürülmesinden rahatsızlar.
Emperyalistlerin uşağı kukla PKK'ya karşı mücadele destanı yazılmasından huzursuzlar. Bunu hazmedemiyorlar.
Türkiye'nin, Emperyalist ülkelerin her türlü kukla örgütlerine karşı kafa tutarak gerçekleştirmesinden çıldırıyorlar. En büyük tokadı 15 Temmuz 2016 gecesi yediler. Bir Vatan Savaşı'ndan, bir Beka Mücadelesi'nden çıktı Türkiyemiz.
Ardından Türk Ordusu, emperyalistlerin cirit attığı Suriye'de Fırat Kalkanı'yla derin haritaları paçavraya çevirdi. Son olarak Vatan Savaşı'nın zaferle taçlanışı 16 Nisan 2017 gecesi gerçekleşti. Aziz Milletimiz'in kararının ardında Antiemperyalist Tayyip Erdoğan'a verilen destek ve antiemperyalist mesajlar vardı.
SONUÇ: 16 Nisan gecesi, yüzyılların genetiğini son on beş yıldır konuşturan, Türkiye, siyasi tarihimizin en büyük devrimlerinden birini gerçekleştirmiştir.
20. yüzyılın 'sınırları içinde kıpırdayamaz hale getirilmiş Türkiye' parantezi, 16 Nisan gecesi resmen kapatılmıştır. Küresel lider Tayyip Erdoğan'ın ayağındaki prangalar kırılmıştır. Büyük Türkiye yürüyüşü, yükseliş dönemi başlamıştır. 80 Milyonluk Türkiye geçmişimizin siyasi kimliğiyle, "Ben ebediyen hür yaşadım, hür yaşarım" gururuyla, 2023-2053-2071 yol haritasıyla BÜYÜK TÜRKİYE olma savaşını yeni bir ruh ve yeni bir heyecanla başlatmıştır. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğindeki Büyük Türkiye yürüyüşüne kalbimizde yaşattığımız Mustafa Kemal Atatürk, Adnan Menderes, Necmettin Erbakan, Turgut Özal'la Türkiye Cumhuriyeti; Fatih'le, Yavuz'la, Kanuni'yle Osmanlı Ruhu eşlik etmektedir. Türkiye yeniden tarih yazmanın sabahındadır.
Güneş doğdu, yürüyelim arkadaşlar...
