BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 20 Ağustos 2017

Bu dava...

Türkiyemiz'in kader yılı olacak 2019 yılına adım adım yaklaşıyoruz.
Tarihimizin bu en önemli kavşağında, "AK Parti'nin yolunun ülkemizin kaderiyle kesişmesi" nedeniyle Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan 80 MİLYONU KUCAKLAYARAK
Kutsal Yürüyüşü sürdürme yolundaki stratejilerini belirledi.
Müslümanlar'ın gür sesi Cumhurbaşkanımız Erdoğan, maziden geleceğe uzanan KUTSAL
DAVA'YI zihinlere nakşediyor.
Erdoğan'ın manifestosunu sevilen sanatçımız Uğur Işılak yazdı, AK Parti'nin 16'ıncı kuruluş yıldönümünde okudu:
"BU DAVA, zamanın, mekânın ve makamın ötesindeki bir anlayışla, hırsını sevdasına, nefsini kalbine, aklını aşkına, bedenini ruhuna feda edenlerin davasıdır. Bu dava, çağlara meydan okuyarak, büyük bir medeniyet tasavvuruyla varlık şuurunu, saadet asrının nuruyla aydınlatan pirlerin, erlerin, münevverlerin ve onlara gönül verenlerin davasıdır.
Bu dava, varisi olduğu değerleri kurban edenlerin değil, hayat sunan o değerlere kurban olanların davasıdır.
Bu dava, fikir sancısını doğum sancısından daha şiddetli ve derinden hissederek, yeniden doğuşun hayali ve heyecanıyla derdini sevenlerin ve dermanını derdinde bulanların davasıdır.
Bu dava, 'Suç, sadece boşluğu dolduran kötülerin değil, aynı zamanda o boşluğu doldurmayan iyilerindir' diyerek, iyi olmayı, iyilerle olmayı ve iyilerden olmayı yaşamanın ana gayesi bilenlerin davasıdır. Bu dava, sorunlu olanların değil, sorumlu olanların davasıdır.
Bu dava, varlık ve benlik iddiasından vazgeçerek, hakikat köleliğini sahte özgürlüklere tercih edenlerin davasıdır.
Bu dava, Yesevi'den Yunus'a, Edebali'den Ak Şemseddin'e, Hacı Bektaş'tan Ahi Evran'a, Abdulkadir Geylani'den Abdulhakim Arvasi'ye uzanan muhabbet silsilesinin her halkasına kıymet verenlerin davasıdır.
Bu dava, büyüklenenlerin değil, büyüklere hürmet edenlerin davasıdır.
Bu dava, hayırlı bir iş yapmanın, binlerce güzel söz söylemekten daha manalı ve kalıcı olduğunu bilerek, sözün sultanı olmak yerine, gönül sultanlarının sözlerine itibar edenlerin davasıdır.
Bu dava, 'Bir kuş, bir kuş öldürse ben can çekişiyorum' sözünden mülhem, dünyanın en ücra köşesinde zulme uğrayan mazlumların ahını duyup gücünü, sözünü ve imkanını bu yolda seferber edenlerin davasıdır...
Bu dava, '72 millete aynı gözle bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir' diyen Yunus misali, her türlü ırkçılığı ilkellikle eş gören ve üstünlüğü ancak, şahsiyet, haysiyet, hamiyet, hassasiyet, insaniyet gibi kavramlarda arayanların davasıdır.
Bu dava, yerli ve küresel aktörlerin her türlü oyun hile ve planlarına rağmen, hiçbir hainliğe hainlikle, hiçbir zulme zalimlikle mukabele etmeyen ve adaleti, intikamın, misillemenin ve öcün üstünde tutanların davasıdır.
Bu dava, kir dolu hayat akıntısını sır dolu geçit haline getirme gayesiyle tutuşarak, sığ ve kokuşmuş zaman dairesinden tecrit olanların davasıdır.
Bu dava, 'İşini doğru yapanın yardımcısı Allah'tır' düsturunu bir istikamet levhası gibi taşıyanların ve bu hakikati iliklerine kadar yaşayanların davasıdır.
Bu dava, yetkiyle etki sahibi olmak isteyenlerin aksine, etkiyi yetkide değil, şefkatte, merhamette, hizmette ve hikmette görenlerin davasıdır. Bu dava, aşktır, muhabbettir, sevdadır, iştiyaktır, haktır...Bu dava, sen doğru, halis ve sadık olduğun müddetçe yaşayacaktır..."

SONUÇ: 2001'lerde siyasetin tıkandığı, Türk ekonomisinin iflasa sürüklendiği, vatandaşların özgüvenini kaybettiği bir süreçten bugün 2023- 2053-2071'leri hedefleyen bir Türkiye'ye gelmek kolay olmadı.
Bu başarı hikayesinde Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve zamanın ruhunu çok iyi okuma özelliği büyük rol oynamaktadır.