Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 20 Ağustos 2017

Avustralya Ordusu’nu yenen kuşlar: ‘Emu’lar

Savaşlar her zaman insanlar arasında mı olur? Hayır, kimi zaman hayvanlar ve insanlar da karşılıklı olarak savaşır. Tıpkı Avustralya'da sonunda uçamayan, aptal görünümlü kuşların galip çıktığı Büyük Emu Savaşı gibi.
Birinci Dünya Savaşı yeni sona ermişti. Savaşa dahil olan Avustralya Ordusu askerleri, evlerine dönmüştü. Ancak Avustralya Kıtası'nda yeni bir savaş olasılığı olmadığı için ve başka bir kıtadaki bir savaşa da Avustralya'nın katılmasının artık imkansız olduğu için ordunun ve askerlerin yapacak pek bir şeyi yoktu.
1915'ten itibaren Avustralya'da oluşturulan bir programla 5 bin 30 askere ekip biçmeleri ve hayvan yetiştirebilmeleri için toprak verilmiş. 1920 yılına gelindiğinde ise 90 bin hektar toprak daha, eski askerlere dağıtılmıştı. Ancak hala eski askerlerin işsizliğinin önüne geçmek için toprak ihtiyacı vardı.
Avustralya'nın batısında bulunan pek de işe yaramayan ve tarıma çok elverişli olmayan topraklar dağıtılmaya başlamış. Ancak Avustralya Hükümeti'nin gözden kaçırdığı veya küçümsediği bir düşman vardı: Emular.
Emu, deve kuşuna benzeyen, uçamayan bir kuş.
Deve kuşundan sonra dünyanın en büyük ikinci kuşu.
Yaşadıkları alanı geri almak istiyorlarmış.
1922 yılına kadar Emular koruma altında doğal canlılar olarak görünüyormuş. Fakat Avustralya'nın batısındaki çiftliklerde bu kuşlar bütün hasadı yok etmeye başladıktan sonra haşare olarak nitelendirilmeye başlanmış. 1932 yılı itibariyle yaklaşık 20 bin Emu, düzenli olarak çiftliklere giriyor ve bütün buğdayı, sebzeyi ve mahsülü bir anda yok ediyormuş. Bu çiftliklerle hayatını geçindirmeye çalışan eski askerler ise silahlarına rağmen bu kalabalık uçamayan kuş ordusunu etkisiz hale getiremiyormuş. Hatta öldürülen kuş başına ödül konmuş olsa bile bu kuşları ateşli silahlarla durdurmak neredeyse imkansızdı. Çünkü kalın tüyleri mermileri ya etkisiz hale getiriyor ya da çok hızlı koştukları için açılan ateşten kurtulmayı başarıyormuş.
Çiftçiler, bireysel silahları ile emularla baş edemeyince iş Avustralya Ordusu'na düşmüş. 20 bin silahsız, savunmasız kuşa karşı Avustralya Ordusu'nun harekete geçmesi aynı zamanda hükümetin savaş kahramanları için yaptıklarını gösteren bir propaganda fırsatı sunuyormuş.
2 Kasım 1932 yılında ordu, Campion yakınlarında gerçekleştirdikleri hücumda 50 emuyu ortadan kaldırmış. Böylece ilk kan, Emular tarafından verilmiş olmuş.
İki gün sonra Emular harekete geçmiş. Gizlenen makineli tüfekçilerin karşısında bin tane Emu varmış. Askerler ateş açtı ve 10 veya 12 tane kuş kaybı verildi. Geri kalanlar ise kaçarak uzaklaşmış.
Emular görüldüğü kadar aptal değilmiş. Her 10'lu 20'li Emu çetesinin başında bir tane çete lideri oluyormuş. Diğerleri buğdayları yerken bu çete lideri ortalığı gözetliyormuş. Tehlike anında çete lideri işaret veriyormuş ve diğerleri kendini güvenli bölgeye atana kadar gözetlemeye devam ediyormuş ve en son kendisi kaçıyormuş.
Avustralya Ordusu, Emular'ı hareketli kamyonlarla yok etmeye çalışmış. Ama kamyon kasasındaki askerler koşan Emular'a karşı hedefi tutturmakta zorlanıyormuş. Bu kamyonlardan birinin önünde ezilen bir kuş kamyonun ön takımının kilitlenmesine sebep olmuş ve kamyon da bir çiftliğin çitlerine çarparak durabilmiş.
8 Kasım'da Emular'a karşı 2 bin 500 mermi kullanıldığı rapor edilmiş. Ancak yok edilen Emu sayısı sadece 200'müş.
Savaşta yer alan askerler "Bu kuşlara tüfek ve ateş etme becerisi verseler bütün insanlığı yok edebilirler" yorumu yapıyormuş.
Avustralya ordusununu sonraki saldırılarında da Emular'ı yok etmek çok zormuş. Aradan bir ay geçtikten sonra her hafta 100 Emu öldürülebildiği kaydedilmiş. Her bir Emu için 10 mermi kullanılıyormuş.
İstatistikler böyle olunca savaşa bir son vermek gerekiyormuş ve öyle de olmuş çünkü bu kuşlara karşı savaş yıllarca sürebilirmiş.
Hükümet de çiftçilere Emular'ı kendi imkanlarıyla öldürülebilmeleri için mühimmat bırakmış. Çiftçiler kendi imkanlarıyla 6 ayda 57 bin emuyu öldürmüş.
Büyük Emu Savaşı'ndan zaferle çıkan bu kuşlar Avustralya armasında bu zaferleriyle yer bulmayı başarmış. Ülkenin sembolü kanguru ile beraber bu kahraman kuşlar da Avustralya'yı bugün temsil eden sembolü oluşturuyor.
Bugün hala Avustralya'daki emu nüfusunun 600 ila 700 bin civarında olduğu belirtiliyor ve varlığı en az tehlikede olan türler arasında yer alıyor.
Alıntı: storia.me/tr/@ulasgursat Kaynak: iflscience.com

BAKKALA KÜÇÜK DERS
Küçük çocuk bakkala öfkeyle sordu:
-Neden hep küçük yumurta veriyorsun?
-Taşınması kolay olur da ondan.
Çocuk eksik para verip yumurtaları alıp giderken bakkal seslendi:
-Ama sen eksik para verdin.
Çocuk gülerek:
-Sayması kolay oluyor da ondan...

BALE
Temel ilk kez baleye gitmiş. Parmaklarının uçlarında dans eden kızlara bakmış, bakmış ve...
- "Taha uzun poylu kizlaru seçselerdu ya!" demiş...

DÜNYANIN SONU GELSE
Türk'e sormuşlar:
- Yarın Dünya'ya dev bir meteor çarpacak.
Okyanuslar taşacak, dünya nüfusunun yarısı o anda ölecek. Havaya yükselen tozlar dünyayı karanlığa gömecek. Buzul çağı başlayacak. Kalanlar da bu çağda ortadan kalkacak. İnsanlığın sonu gelecek.
Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yaparsın?
Türk hiç düşünmeden yanıtlamış:
- Bütün paramla dolar alırım!!!!

İKİ SİNEK
İki sinek uçuyormuş. Arkadaki sinek, öndeki sineğe seslenmiş;
-"Önündeki duvara dikkat et" demiş.
Öbürü;
-"Ne diyonggghhh!...

AlkışlıYorum
Avukatlık stajı yaptığı sırada yoksul bir eve hacize giden ve bundan dolayı çok üzülüp ağlayarak eve dönen bir arkadaşım, avukat kızının ağlamasına ve üzülmesine dayanamayıp o yoksul ailenin tüm borçlarını ödeyerek eşyalarını kurtaran bir de babası var. Gururla takdim ederim.