Tarihi 23 Haziran 2017

2019 hesapları

Siyasette bütün hesaplar 2019 üzerine olması 16 Nisan'dan sonra beklenen bir tabloydu ama bu kadar çabuk olacağını da pek tahmin edilmiyordu. Süreci hızlandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tekrar partisinin genel başkanı olduktan sonra yaptığı açıklamalar oldu. Hatırlanacağı üzere Erdoğan çeşitli vesileler ile partisinin teşkilatlarından ve yerel yönetimlerinden rahatsızlığını dile getirdi. Metal yorgunluğu dedi, halk siyaseti dedi ve kamuoyunda bir süredir dillendirilen kaygıları bir kez de kendisi yöneltti partisine.
Erdoğan böylece aslında 2019 seçimlerinin startını vermiş oldu.
Kampanyayı hem partisi için hem de seçmen için erkenden başlattı. Teşkilata ve belediyelere AK Parti yolculuğuna öyle ya da böyle devam etmek isteyen 2019'a kadar çok sıkı çalışmalı mesajını verdi. Öyle ya da böyle diyorum çünkü 2019'da mahalli idareler, meclis ve cumhurbaşkanı olmak üzere üç seçim yapılacak. Bu da Erdoğan'a ciddi bir fırsat sunacak. Yorulanları dinlendirecek, daha hızlananları başka görevlere getirecek ve AK Parti'de beklenen rotasyonu gerçekleştirecek.
Erdoğan'ın hem partisi için hem de seçmen için seçim kampanyasına erken start verdi dedik. Partiyi açıkladık, gelelim seçmene... Seçmene verilen mesaj da gayet açık aslında. Erdoğan seçmene hizmet yolundaki, toplumu merkeze alan siyaset yolundaki yürüyüşünde Türk milleti ile arasına parti çıkarı dahil hiçbir şeyin giremeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu. Güçlü ve büyük Türkiye idealinden sapan kendi partisi bile olsa bunu yüksek sesle dile getireceğini ve düzelteceğini seçmene ilan etmiş oldu.
Erdoğan'ın 2019 hamlesi diğer siyasi aktörleri de hareketlendirdi. Bakmayın Kılıçdaroğlu'nun İstanbul yürüyüşüne Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasını vesile kıldığına, Kılıçdaroğlu Berberoğlu için değil 2019 için yürüyor. Kılıçdaroğlu'nun önünde iki tane yol var. Ya çatı aday, mutabakat adayı gibi bahanelerin arkasına sığınarak 2019'da Erdoğan'ın karşısına çıkmayacak ya da 2019 aday olup bir kez daha yenilmeyi göze alacak.
Ancak iki ihtimal de eskisi gibi huzur vermeyecek Kılıçdaroğlu'na. Erdoğan'ın karşısına aday olmasa iddiasını kaybetmiş olacak. Parti içi muhalefet şimdiden Kılıçdaroğlu'na ya aday ol ya da çekil dedi. Aday olup seçilemezse de milletvekili de olmayan dolayısıyla partisinin meclis grubuna etki edemeyen bir genel başkan olacağı için iyice zayıflayacak. Erdoğan karşısında bir kez daha kaybetmiş ve artık milletvekili de olmayan Kılıçdaroğlu rakipleri için daha kolay bir lokma olacak.
Kılıçdaroğlu da bunları düşünüyor olmalı ki apar topar İstanbul yollarına düştü.
Şimdilik sadece yürüyor ve bir taraftan da yürüyüşünün etkilerini gözlemliyor. HDP ve CHP ile taban yakınlığı olan sol ve mezhepçi terör örgütleri ise hazırda bekliyor.
Kılıçdaroğlu'ndan gelecek bir işaretle onlar da sokaktaki yerlerini alabilirler.
Şimdi Kılıçdaroğlu bu senaryoların hepsini değerlendiriyor. Bu yürüyüşle ya 2019 adaylığı için bir adım öne çıkacağı bir siyasi vasat yakalamış olacak ya da parti içi muhalefete 'Ankara'dan İstanbul'a kadar yürüdüm, elimden geleni yaptım' demek hakkı olacak.
Kılıçdaroğlu bu tabloya bakıp her durumda kazanacağını düşünüyor. Ama bakalım günler geçtikçe hesapları tutacak mı? Yola çıkmadan önce evde yaptığı hesap yol boyu neye evrilecek?