Bugüne kadar 15 bini çocuk toplam 35 bin Filistinlinin katledildiği Gazze krizi bağlamında bazı Avrupa kurumlarının ve ülkelerinin izlediği politikalar ise Avrupa değerlerine yönelik inancın sarsılmasına sebep olmuştur. Avrupa'yı ve müşterek coğrafyamızı etkileyen krizler, çatışmalar ve savaşlar çözümsüzlüğe mahkum oldukça bu değerlerin sorgulanması artarak devam edecektir. Mevcut jeopolitik konjonktürde, AB'nin, geniş Avrupa coğrafyası ve Akdeniz Havzası'nda kapsayıcı, işbirliğini önceleyen ve adaletli politikalar izlemesi, Kıtamızın geleceği açısından her zamankinden daha önemli hale gelmiştir."
Genişleme politikasının ivme kazandığı bu kritik dönemeçte, Türkiye ve AB'nin ilişkilerinin temeli olan katılım müzakereleri dahil her alanda işbirliğini geliştirmesi ve daha sağlam bir zemine oturtmasının vaktinin çoktan geldiğini vurgulayan Erdoğan, mesajında, şunları kaydetti:
"AB'nin ülkemizle ilişkilerini ahde vefa ilkesi çerçevesinde adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütmesi, ilişkilerimizi çıkmaza sokan politika ve söylemlerden kaçınması hayati öneme sahiptir. Avrupa Birliği'nin küresel güç olmasını da olumsuz anlamda etkileyen ülkemize yönelik dışlayıcı politikalar karşısında, Türkiye; sahip olduğu stratejik imkan ve kabiliyetlerini kullanmaktan ve geliştirmekten geri durmayacaktır. Türkiye olarak, gelecekte daha müreffeh, daha dayanışmacı, daha açık, ülkemizin hak ettiği yeri aldığı bir Avrupa tablosu için birlikte çalışmaya hazır olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu düşüncelerle, vatandaşlarım başta olmak üzere tüm Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa Günü'nü tebrik ediyorum."