O günlerden başlayarak "Büyük İsrail" için yazılmış plana dikkatle bakan gözler, Ortadoğu'nun bugününü anlatan bir strateji olduğunu hemen anlar. Planda yazılanlar ile Ortadoğu'da yaşanan olaylar birbirini takip ediyor, gelişmeler tesadüfî değil üst üste oturuyor, örtüşmeler o kadar içice geçiyor ki şaşırmamak mümkün değil...
Müslümanlar'ın birbirini yemesini, İslam dünyasında akan kanı, gözyaşını ve Yahudi silah baronlarının neşeli kahkahalarını iyice anlamak için, plana kısaca göz atalım:
"Müslüman Arap dünyası geçici bir kâğıttan kule gibidir. Fransa ve İngiltere tarafından gelişigüzel bir şekilde hepsi azınlıkların ve birbirine düşman olan etnik grupların kombinasyonundan oluşan 19 bölgeye bölünmüştür. Bu sayede Müslüman devletler etnik sosyal çöküş içerisine ve iç savaşa kolayca sokulabilir....
Irak, Suriye, Ürdün, Mısır, İran, Suudi Arabistan, Sudan, Türkiye vs. Siyonist plana göre etnik, dini ve mezhebi konumlarına göre İsrail'in varlığı ve büyümesi için parçalanmalıdır.
Parçalama, bölme arttıkça BÜYÜK İSRAİL DOĞACAKTIR.
Lübnan beş bölgeye bölünmelidir.
Suriye etnik ve dini yapısına istinaden 5 eyalete bölünmelidir ve kıyıda Şii-Alevi bir eyalet, Halep bölgesinde Sünni bir eyalet, Şam'da kuzey komşusuna düşman olan bir diğer Sünni eyalet olacak, Kuzey'de Kürtler ve Dürziler de İsrail'e ait olan Golan'da, mutlaka Havran'da, Kuzey Ürdün'de başka eyaletler kurulmalıdır. IRAK...
Osmanlı döneminde Suriye'de olduğu gibi üç büyük şehir etrafında üç (veya daha fazla) eyalet var olacaktır:
Basra, Bağdat ve Musul ve güneydeki Şii bölgeler Sünni ve Kürt kuzeyden ayrılacaktır.
Mevcut İran-Irak çatışmasının kutuplaşmayı derinleştirmesi olasıdır.
ÜRDÜN... Ürdün'ün tasfiyesi ve yönetimin Filistinli çoğunluğa devri yönünde çalışılacaktır.
Otonomi planı ve bölgesel taviz ve bölünmeler reddedilmelidir. Mevcut durumda iki ulusu ayırmadan, Araplar'ı Ürdün'e ve Yahudiler'i ırmağın batısındaki bölgelere ayırmadan bu ülkede yaşamaya devam etmek mümkün değildir. Artık Yahudi nüfusunun dörtte üçünün nükleer bir dönemde büyük bir tehlike yaratan ve yoğun bir şekilde yerleşilmiş olan kıyı şeridinde yaşaması mümkün değildir.
Dolayısıyla nüfusun dağıtılması mümkün olan en yüksek mertebedeki milli hedefimizdir, aksi taktirde hangi sınır içerisinde olursak olalım varoluşumuzu sürdüremeyiz. Su havzalarını ele geçirmek, Yahudiler'in bulunmadığı dağlık araziye yerleşmek, genişlemek çok mühim bir stratejik düşüncedir." Suriye, Irak bölündü, PKK, DEAŞ, kan döktü, ABD, İsrail ortak verdi kararı, kazanan İsrail'di.. Hep kazanan İsrail. Katar krizinde düğmeye Trump bastı, milyar dolarlık silah anlaşması oldu.
Amerika'da YAHUDİ SİLAH BARONLARI BAYRAM YAPIYORDU. İran hedefe konuyor, ABD silah baronlarına yeni ihaleler verilecek. Ortadoğu'da ABD gücünü tahkim ederken, baronların fabrikaları çalışıyor. İsrail'in suskunluğu ne iştir acaba?... Her işin içinde İsrail var. Ama ortada yok.
SONUÇ: ODED YINON İŞLİYOR, Sykes-Picot'tan itibaren gelişen, bölgeyi parçalayarak kontrol etmede sınırların yeniden çizilmesi durumuyla karşı karşıyayız. Cephede Şia kuşağı ile Sünni kuşağını çarpıştırarak silah satmak ve iç savaşlarla 22 yeni devletçik çıkarmaya yönelik derin planlar işliyor.
TÜRKİYEMİZ, SİYASAL, EKONOMİK İSTİKRARINI KORUYARAK, MİLLİ GÜCÜNÜ GELİŞTİREREK, KÜRESEL LİDERİYLE OYNANAN OYUNLARI BOZACAK TEK MÜSLÜMAN ÜLKEDİR.
