Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 19 Mart 2016

İşte bombacılar

Arap Baharı ile bölge karıştı.
Müslüman coğrafyası bir karton gibi yırtılıp atıldı.
İnsanlar öldü, sürüldü, hastalandı, idam edildi...
Kan ve gözyaşı her yere yayıldı. Saddam'ın öldürülmesiyle başlayan rüzgar Libya'da Kaddafi'nin infazıyla devam etti. Ama acı son bulmadı. Geldi, Suriye'ye dayandı. Kaos Şam'a geldiğinde bir de baktık ki; bütün dünya hemen yanı başımızda. Amerika'dan Rusya'ya, Çin'den İngiltere'ye, Almanya'dan Fransa'ya kadar bütün mahalle burada!
İyi de NEDEN?
PKK'dan başlayıp Kandil'e çıkabiliriz. Hainlerin kullandığı silahlardan para kaynaklarına inebiliriz. Hücre yapılanmasını nasıl oluşturduklarından hedeflerini nasıl seçtiklerine kadar gidebiliriz. AMA BU BİZİ SONUCA GÖTÜRMEZ! Terör devletlerin, özellikle büyük devletlerin GAYR-I MEŞRU çocuğudur. Doğururlar ama kimliklerini vermezler.
İhtiyaçları karşılanır. Görevleri bellidir. Gerekeni yaparlar. PKK da bunların başında gelenidir. Siyasi bir rotanın Ankara tarafından benimsenmesi için vardır. SON saldırılar Ankara'ya "Tek başına gidemezsin. Birimizi seçmek durumundasın!" mesajıydı.
Bir güç Ankara'ya "Sen gidip Sur'u, Cizre'yi, İdil'i, Nusaybin'i, Yüksekova'yı vurursan ben de gelip senin kalbinde bombayı patlatırım" diyordu. Üç saldırının merkezi olarak Ankara'nın seçilmesinin nedeni buydu! "Siz gelirseniz ben de gelirim" demek istiyorlardı.
Bunu diyenler asla ve kat'a PKK değildi. Kandil değildi. İnanın onlar bilmez bile. Saldırıları televizyondan öğrenmişlerdir. Ama ÜSTLENMEK zorundalardı. Rol gereği öyle yapıyorlar.
Gelin işin içine girelim biraz!
Amerika Öcalan'ı KENYA'da yakaladı. Tuttu, bize verdi. Tek şart vardı! Asılmasın! Öyle de oldu.
Demek ki Amerikalılar Öcalan'ı siyasileştirip güç merkezi haline getirmek istiyordu. Avrupa ise Şam'dan çıktıktan sonra onu kabul etmeyerek karşısında olduğunu gösteriyordu. Yüzlerce PKK OFİSİNE ev sahipliği yapan ve her desteği veren AVRUPA örgütün liderini istemiyordu. NEDEN? Çünkü Avrupa ile Amerika'nın PKK'sı farklıydı. Eğer Öcalan ortadan kalksa Avrupa örgütü tamamen ele geçirecekti.
Kaybeden Amerika olacaktı. Şimdi ise maç ortada... Daha önceki yıllarda Ankara Kürt'e "Kürt" demiyordu. Yok sayıyordu. Şimdi ise Erdoğan'la birlikte bu aşıldı.
Kürtler için DAĞA çıktıklarını söyleyenlerin orada kalması için bir neden yoktu artık. Ama onlar oradaydı. Ve saldırıya devam ediyorlardı. Demek ki KÜRTLER için orada değillerdi!
Genel olarak Avrupalı istihbarat teşkilatları GÜNEYDOĞU'yu çok severdi. Daha geçtiğimiz günlerde İngiliz vekil yakalandı.
Öğrendim ki acemiymiş. Gittiği yeri bilmiyormuş daha. Ön bilgiler istenmiş. Ateş arasında kalmış.
Ama yine de İngilizler devreye girip VEKİL-AJANI kurtardı.
MI6 yani İngiliz istihbaratı KENDİNE ÇALIŞAN BİRİNİ ASLA ELE VERMEMESİYLE ÜNLÜDÜR. Bu kural ülkemiz sınırları içinde hala geçerlidir.
Devam... Amerika Irak'a askerlerini Avrupa'nın etkisini azaltmak için soktu. Libya'da Kaddafi ALTIN DİNAR, Saddam EURO, İran BÖLGESEL PARA diyordu. Petrol alış-verişinde alternatif yol arıyorlardı. Kaosla alt üst olan MÜSLÜMAN ülkelerin hepsinde ya liderler ya da gelecek olanlar tehlikeliydi.
Kimin için? Amerika için! Çünkü ürettiğinden fazla harcayan Amerika'nın DOLAR'ın tahtını korumaktan başka yapacağı başka bir şey yoktu. Bu nedenle ORTADOĞU karışıktı. Enerji piyasasına hakim olmaları yetmiyordu. Enerji yollarını da kontrol etmek istiyorlardı. İşi şansa bırakamazlardı.
Avrupa da sınırlarını çizdiği, liderlerini bulduğu coğrafyayı Washington'a bırakmak istemiyordu. Kilit ülke Türkiye'ydi!
Bu nedenle EURO-DOLAR burada at başı giderdi.
İkisi de itibar görürdü!
İşte bu kavga nedeniyle Ankara'da bombalar patlıyordu. Biri diğerini "Ankara'yı yanına alarak yenebilsin" diye. Olanlar çocuklarımıza oluyordu. Dersten çıkanlar, işinden evine dönmeye çalışanlar, emniyeti sağlamak için didinenler, ekmek parası için sabahın köründe kalkıp yola koyulanlar zarar görüyordu.
Canlı bombaları gönderenler Türkiye'nin DIŞ POLİTİKADAKİ ROTASINI kendilerine çevirmesini istiyordu. Amerika ile gidersek büyük ama saldırıya elverişli bir devlet, Avrupa ile gidersek bölünmüş, zengin ama korunaklı bir model bizi bekliyordu. Türk-
Kürt savaşı en çok Avrupa'nın işine gelirdi. İki büyük güç arasındaki bu savaş bizi yıllardır savurur! Futbol takımlarımızdan siyasi partilerimize kadar DOLAR-EURO savaşı girmiştir. Sadece biz göremeyiz. İŞ dünyası daha çok Avrupalı'dır. Partilerimizin çoğu gibi... Askerde de durum aynıdır!
Bürokraside de... İsimlere girersem çıkamam. Avrupa bize İDEOLOJİ verip damarlarımızda akmıştır.
Kanunlarımızın içinden geçerler.
Okulda, işte nasıl yaşayacağımıza karar verirler. Bilmeyiz!
Anlamayız da...
Aslında ÇANAKKALE'de kimlerle savaştıysak o savaş bütün hızıyla sürmekte. Oyuncular değişti sadece... O zaman da yalnızdık şimdi de... Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.
Sonuçta her iki büyük gücün de bize ihtiyacı sonsuz. Avrupa PKK'ya her türlü desteği vererek Ankara'ya saldırdı. Amerika ise PKK'yı koruyup "Öldürmeyin anlaşın!" dedi...
Kavga enerji yollarını kimin alacağı ve büyük paranın DOLAR EURO mu olacağı ile ilgili...
Müslümanlar'ı PİYON olarak gören bunlar! Aklımızın olmadığını düşünen bunlar. Kendimize bir yol bulamayacağımızı düşünen de bunlar... Suriye'nin kuzeyinde KÜRTLER'in biraraya toplandığı bir gerçek! YAPAY da olsa, zorlama da olsa gerçek! AVRUPA "Ben içeriyi karıştırayım. Bombaları patlatayım. Ankara, Washington ile bir araya gelmesin, gelemesin. Büyük hedefleri olan Erdoğan da zarar görsün. Zayıflasın" diye hamle yapıyor. Amerika ise "Kürtler'i biraraya getireyim.
Ankara bölünme korkusunu yaşasın. Ve benim istediğim şartlarda Kürtler'le bütünleşsin!
Boşuna Kürtler'i 30 yıldır korumaya almadım" diyor!
Öyle bir atmosferdeyiz ki İKİ TARAF DA BOMBALARIN SORUMLUSU! Biri "iç savaş başlasın, Türk-Kürt ayrılsın" diye geliyor, diğeri ise "Yeni kurulacak modele uymazsan Ankara'yı bombalarla değiştiririm!" diye...
Biz ne yapıyoruz!
Yani içerideki bazıları!
Kendi devletine saldırıyor! TABLO BU! Hem içeriden hem dışarıdan saldırı altındayız.
Daha da artacak! Bu ülkenin çocukları her zaman ülkesini korudu! Her zaman! Yine gereken yapılacaktır... Şüpheniz olmasın!

NOT 1: SON dönemde ilginç zamanlarda ortaya çıkan Deniz Baykal Bey, duyduğuma göre en son PARİS'te görülmüş. Niye gittiğini bilmiyorum. Öğrenemedim. Ama Cem Uzan'la görüşmek istemiş. Cevabı tam olarak bilmiyorum ama Uzan kabul etmemiş. Görüşmenin neden istendiğini ve neden "Hayır!" dendiğini anlamaya çalışıyorum. Bana ilginç geldi de!

NOT 2: PUTİN askerlerinin bir kısmını Suriye'den çekti ya! Bazıları savaş politikasının bittiğini düşündü. Hayır, öyle değil. Yakında Ukrayna'da oluk oluk kan akacak. Putin gücünü orada gösterecek. Hazırlıklar bitmek üzere... Türkiye ve Ukrayna'yı yanına alan DÜNYAYI YÖNETİR. Unutmayın! Önemliyiz. Hem de çok!