İSRAİL, dünyanın her yerinde, yaptığı korkunç soykırım yüzünden lanetleniyor.
Siyonist Yahudiler ise işledikleri iğrenç soykırım suçunu kapatabilmek için kendilerini protesto eden herkese, Yahudi düşmanlığı iftirasını atıyorlar...
İşte size buz gibi tarihi bir hakikat... Anti- Semitizm, iğrenç bir insanlık suçudur ve her zaman, Batı medeniyetinde, özellikle de Avrupa topraklarında ortaya çıkmış ve yaşanmıştır. İslam coğrafyasında ve devletlerinde durup dururken sadece Yahudiler değil, hiçbir din mensubu zulüm yaşamamıştır. Bu tarihin en açık ve net hakikatidir.
ABD BAŞKANI DEĞİŞİRSE NE OLUR...?
Yakında ABD'de seçim olacak.
Konu Siyonist Yahudilerin istekleri olduğunda, iktidara gelenlerin, Demokrat ya da Cumhuriyetçi olmaları, hiçbir şekilde fark oluşturmayacaktır...
Çünkü; ABD'nin bütün kozmik odaları, Siyonist Yahudiler tarafından ele geçirilmiştir. Amerikan derin devleti, bunların elindedir. 300 milyonluk ABD nüfusu, sizleri yanıltmasın. Bütün kozmik odaları Siyonist Yahudiler ve Siyonist Hristiyanların ittifakı tarafından ele geçirilmiş olduğu için, koskoca ABD, Yahudilerin emel ve çıkarlarına hizmet eden bir oyuncak olmuştur.
SEÇİMDE VAR OLMAYAN PARTİ İKTİDAR OLMUŞTU...!
İkide bir eski yönetim sistemini getirmek istediklerini söylüyorlar. Neden bu kadar çok istiyorlar...? Yürütmede çok başlılık istiyorlar... Ahenkli, etkili yönetilen, hızlı kararlar alabilen bir Türkiye istemiyorlar.
Güçsüz, zayıf, zar zor ayakta durabilen, dolayısı ile uluslararası etkilere ve yönlendirmelere açık bir iktidar onların işine geliyor.
28 Şubat'ta neler olmuştu...?
Daha evvel de yazmış idim, yeniden hatırlatmakta müthiş yarar var.
Seçim dışındaki yol ve yöntemler ile milletin iktidar için seçmediklerini iktidara getirdiler. Milletvekillerinden kimilerini baskı, tehdit, şantaj ile; kimilerini para, makam ve menfaat teklif ederek, partilerinden istifa ettirdiler. İstifa edenlere başka bir parti kurdurdular. TBMM'de siyasi parti çoğunluk ve azınlık yapısının değişmesini sağladılar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de bu kumpasın içinde görev alınca, halkın en çok oy verdikleri değil de bambaşka, tuhaf bir koalisyon iktidar oldu.
Seçimlerde var olmayan parti iktidar ortağı olmuştu. İstifa edenlere kurdurmuş oldukları siyasi parti ise sonradan çöp olup gitti. Muhalif partilerin sahiplerinin derdi belli... Tüm vesayet odakları, şer cepheleri birleşmiş; halkın değil, kendi belirledikleri yönetimlerin başa gelmesini istiyorlar. İşte bu film ve fırıldaklar aynen sürsün gitsin istiyorlar. Geçmişte neredeyse tüm koalisyonlar, dışarıdan müdahalelerle kurulmuş. İşte tam da bu nedenle, halkın seçtiğinin ertesi gün hükümet olacağı yeni sisteme karşılar.
CHP, SOLCULAR VE İDAMLAR
Dün idamların yıl dönümü idi...
Türkiye'de sol hareketin en önemli isimleri arasında yer alan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, 6 Mayıs 1972'de idam edildiler. İdamlarında dönemin CHP milletvekillerinin de imzaları var. CHP ve kendisini solcu olarak tanımlayanlar; Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını bir kahraman gibi görerek ve göstererek, gençlerimizi terörizme özendirmiş olmuyorlar mı...? Aklı başında bir anne baba; oğluna ya da kızına banka soymayı, kendi devleti ile silahlı çatışmaya girmeyi, ülkemizde görevli bulunan yabancı devletlerin askerlerini kaçırmayı ve karşılığında fidye istemeyi, kutsal bir hedef olarak gösterir mi?
Ne yapmıştı Deniz Gezmiş ve arkadaşları?... Banka soydular... Adam kaçırdılar... Kendi devletleriyle silahlı çatışmaya girdiler... Peki elinizi vicdanınıza koyun da cevap verin. Hanginiz evladınıza bunları yapın diye nasihat verirsiniz...?
Devletin yanlışları ve varsa eksikleri ile mücadele etmenin yolu bunlar mı olmalıdır? Yoksa; meşru, demokratik, hukuki hak arama yollarını mı kutsamalı ve gençlerimize doğru hedefler olarak göstermeliyiz?
