Tarihi 24 Ağustos 2016

Not defteri

Bizlerin üzerine atılan bombaların üzerinde ne yazıyorsa. Onlar için her türlü nefreti yazma hakkımız saklıdır.
12 yaşındaki canlı bombayı insanlarımızın üzerine kim salıyorsa.
Onları şerefsizliğin babası saymak da hakkımızdır.

***

Avrupalı ülkeler her zaman Amerika'nın not defterini kullanır.
Sinsi planlarının içindeki en sıradan darbedir.
Bizleri birbirimize düşürmek.

***

Görüyoruz ki.
Amerika'nın kuçu kuçusu haline gelen Avrupalı ülkelerin birbirlerine alkış tutmak onların doğalarında var. Demokrasiye karşı mahcup olmaktan utanmayan sahte politikaları da onların yaşam biçimleri.
O yüzden güvenilmez ülkeler sıralamasında Amerika ve İsrail'in arkasındaki sırayı kapmak için yarışıyorlar.

***

En soysuzu Avusturya.
İhanetle geviş getirirken, demokrasinin midesini bulandıran ülke.
En kalleşi İngiltere! Çayını kansızlığa demleyen Amerikan fedaisi.
En sinsisi Almanya! Bir elini bize uzatırken, diğer elindeki hançeri sırtımıza saplamak için fırsat kollayan hain.
Fransa sahte demokrasi aktörü.
Suriyeli Ümran'ın fotoğrafını bütün duvarlara poster yapması gereken ihanet tüccarı.
Ve diğerleri.
Onların kendi partileri, hangi demokrasiye iktidar olabilir?
İnsanların üzerine bomba yağdıranlara ve soysuz teröristlere bile arka çıkarken.

***

Kalleşlik yapmaktan cesaretin anlamını öğrenmeye vakit bulamadıkları için, Türkiye'deki toplumsal direniş, onların daha da küçülmelerinin sebebini oluşturdu.
İçlerindeki birikimlerini cerahat gibi saçıyorlar.
Canlı bombalar onların leş hayallerinin sembolüdür.
Eğer Avrupa ve Amerika isteseydi, dünya başka olurdu. Ama istemediler.

***

Amerika'nın Avrupalı şahsiyetsiz ülkelere gönderdiği not defterinde şöyle yazıyor.
"Biz bu halkı yenemeyiz. O yüzden sizlerin şeytanlıklarına ihtiyacımız var!"

***

Parayı başkaları buldu.
Darbelere direnmeyi, tankların üzerine çıkmayı da bizler bulduk.
Onlardaki teşkilatlanmayı şaşırtan da budur.
Onlarda olmayan bir şey var bizde.
Dünyaya bedel!

***

Amerika kendi topraklarını satsa. Bu topraklardan çaldıklarını ödeyemez.


***

Halit Narin'in marinası

Kadir Keçelioğlu'nun, Orhaniye'deki Martı Marina'da teknesi var. Küçük bir gider için kendisine "20 euro borcu" olduğu söyleniyor. Kadir Keçelioğlu, asistanına "20 euro borcunu" göndermesi için talimat veriyor ama asistan durumu yanlış anladığı için 20 bin euro gönderiyor.
Hadi kolaysa gelin de bu parayı geri alın.
Kadir Keçelioğlu, Halit Narin'in sahibi olduğu Martı Marina'nın Genel Müdürü Moritz Bey'le görüşüyor.
Bin dereden su getiriliyor.
"Ancak bir ay sonra ödeyebiliriz." O da şüpheli. Belli ki yanlışlıkla ödenen para, marinanın ilacı oluyor!
Şimdi Kadir Keçelioğlu, avukatı aracılığıyla durumu mahkemeye taşırken, Halit Narin böyle bir meseleye hangi açıdan bakıyor acaba?
"Batan geminin malı" olarak mı?
Yoksa Marina'nın namusu olarak mı?

***

Mutluluk Takvimi

Sonbahara hazırlan.
Dostlarını sına.
Çocuklara hayal kurmayı öğret.

***

Şu gördüğün taşlı yollar
Benim yüreğimden geçer
Gözlerim hüzün musluğu
Gelen içer giden içer

Dertler bende derya deniz
Benim hüzün bağlarım var
Bin of çeksem de yıkılmaz
Kahır yüklü dağlarım var

Ben dertlerin kralıyım
Servetim seven bir yürek
Hayat hayırsız bir evlat
Üstümde ateşten gömlek

HAKKI YALÇIN