Tarihi 18 Kasım 2009

Paranın hükümranları

Yolun ne zaman şiddete düşse sporumuzun ben İslam Çupi'nin dizi dibine otururum. Sanki olan bitende benim de payım varmış gibi... Şu kadar yıl olmuş usta göçüp gideli, ama dedikleri bir bir çıkıyor işte; Hemen aklıma iki tümcesi geliyor, mesleğin ne olduğunu anlatan sıkı iki tümcesi; 'Ağlayanı olmayan büyük bir ölüdür İstanbul şimdi!' ve "Gazetecilikte ihtisaslaşma da yoktur branş da... Bunlar, aynı insanların aynı olaylara baka baka körleşmesi demektir." İslam Çupi, nerede olursa olsun, içimizde, yanı başımızda... İnadına 'aşkıyalığıyla...' "Taraftar Fenerbahçeliliğim" diye yazmıştı İslam Çupi, "okullardaki çalışkan öğrenci olarak geçti. İçimde yavaş yavaş uç veren edebiyat sevgim büyük maçlardan önce elime Steinbeck, Caldwell, Istrati gibi yazarların çevirilerini okutur, beni sessiz sedasız tribünün en tenha köşesine çörekletir, herkes maç öncesi kıyametlerin taşkını başlığını yaparken, ben romandan alma suskun bir heykel diye, saate ve kireçlenmekte olan boş sahaya bakardım, arada sırada. Bana hayatım boyunca 'İyi ki olmuşum' dedirtecek kanaryacılığım daha sonra futbolda bulunmaz bir insan ve olay müzesi açacak ama Fenerbahçeliliğim sokağa taşan bir gerilla figürü olmak yerine ılımlı sükût yemiş bir portre olarak vücuduma asılacaktı...' Sonra da ilgiyle dinlediğimi görerek devam etmişti; 'Adam maça kendini göstermek için gidiyor. Neden buradayım? Neden bu takımın taraftarıyım? Renk aşkı nedir? Bunlarla hiç alakası yok insanların. Adam kesmeye gidiyorlar maça!' Onun söylediklerini bir kenara not olarak düşüyorum yine... G.Saray-F.Bahçe-sponsorsuz olsun isimleri- bu kez basketbol maçı için karşı karşıya geldiler. Taraftarlar arasında çıkan olaylarda birbirlerinin gözlerini oyacaklardı yine. İslam ustanın altını çizdikleri bunlar. Peki ya çizmedikleri?; Yani, bu işi tezgahlayanlar, işbilmez yöneticiler, holding yöneticisi olmakla spor idare etmeyi birbirine karıştıranlar, paranın hükümranları...Ya onlar? İslam usta sana bin selam... Bir kez daha...