Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 16 Ekim 2017

Aşağılık kompleksi ve ihanet...

İnsanoğlu çeşit çeşit... Kimi ülkelerinin yaptığı her şeyin doğru olduğunu, kimileri tümüyle yanlış olduğunu, kimileri ise bazılarının doğru bazılarının ise yanlış olduğunu düşünür.
Sıradan insanların ülkeleri ile ilgili uluslararası gelişmelere bakışları basittir: Ülkelerini yönetenlerin uluslararası meselelerdeki karar ve uygulamaları, doğru ve yerindedir onlara göre. Ülke onların ülkesidir ve söz konusu kararlar yanlış olsa bile, ülkelerinin menfaati gerektirdiği için öyle olması gerektiği kanaati ağır basar onlarda. Yapılanın doğru olduğu yönünde tatmin edici açıklamalara da sahiplerse, mutluluklarına diyecek yoktur...
İstisnalar hariç, hemen bütün dünya ülkelerinde yaygın olan tavır budur.
Sıradan insanların olup bitenlerin arka planı ile ilgili derinlemesine bilgi sahibi olmaları mümkün değildir çünkü.
Mürekkep yalamış olanlarda seviye biraz yükselir ve gelişmeleri mümkün olduğu kadar objektif bir şekilde değerlendirmeye çalışırlar. Bu kesime mensup olanların dikkate aldıkları kriterler uluslararası anlaşmalar, teamüller ve benzeri evrensel değerlerdir.
Vatandaşı oldukları ülke, bahsi geçen kararları şartların gereği olarak mecburen almış olsa bile, takınmaya çalıştıkları 'tarafsız' tavırdan feragat etmeye yanaşmayan 'objektif' tavır sahipleri arasında, bazı hallerde mevcut güçler dengesini değerlendirmelerine esas alanlar da vardır. Yani ülkeleri muhatap ülkelere nazaran güçsüz gözüküyorsa, mümkün olduğu kadar güçlünün suyuna gitmenin gerekli olduğunu düşünürler. Bu, başını derde sokmamanın gereğidir onlara göre. Sıradan insanları ve objektif davranmaya çalışanları anlamak mümkün olsa da, adeta ülkelerinin düşmanı gibi davranan bir başka kesim var ki, bunları anlayabilmek ve takındıkları tavra bir isim bulabilmek, son derece zor bir iştir.

BİZDE BİRAZ FAZLA SANKİ!..
Vatandaşı oldukları ülkenin yöneticilerinin bütün yaptıklarını yanlış olarak kabul eden bu kesimde, akıl hocaları olarak kabul ettikleri birilerinin etkisi altında bulunan sıradan insanlar yanında, hatırı sayılır derecede mürekkep yalamış olanlar da var. Kimliklerini taşıdıkları devleti yönetenleri hasım olarak kabul ettikleri için, hangi gelişme olursa olsun bin dereden su getirir ve olup biten her şeyde onları suçlayacak bir şeyler bulmaya çalışırlar. Yüzde yüz haklı olunan durumlarda bile, durum değişmez. Adeta cımbızla çalışır ve gerek duyduklarında konuyu çarpıtmaktan çekinmeden ülkelerini yönetenlerin tavır ve davranışlarından haksızlık üretip, muhatap ülke ya da ülkelerin haklı olduğunu savunurlar... Dış mihrakların ülke içerisinde yapmaya niyetlendikleri bazı operasyonlara her daim katılmaya hazır olan bu kesim mensupları, huzursuzluk ve istikrarsızlık çıkaracağını umdukları her girişimin de gönülden destekçisidirler.
Bu kesimin, vatandaşı oldukları ülke ile alakalı hesapları olan dış mihraklarla paralel bir şekilde çalışması da dikkat çekicidir. İçeriden gönderdikleri çoğu üretilmiş bilgilerle onlara lojistik destek sağladıkları gibi, o mihrakların buna dayanarak yaptığı değerlendirmelerin memleketlerinde yayılması için de ellerinden geleni yapmayı görev addederler...
Yakın tarihte yaşadığımız birçok gelişme gibi, ABD ile aramızda çıkan vize krizinde olup bitenlere baktığımızda;
ABD'lilerin söylediği her şeyi kabule ve bizi yönetenlerin mutlaka ama mutlaka yanlış yaptıklarını savunmaya hazır birçok insan olduğunu görüyoruz.
Bu durum, ilgili kişilerin çeşitli sebeplerle aşağılık kompleksine kapılmış olmaları ile izah edilebilir belki... Ama her ülkede olabileceği gibi, bizde de hain kontenjanına mensup insanlar olduğunu unutmamak gerekiyor... Bizdekilerin biraz fazla olduğunu bile söyleyebiliriz hatta...