Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 9 Aralık 2017

Komşu komşunun külüne...

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, detaylarını muhtemelen yarınki gazetelerde geniş olarak okuyabileceğiniz Yunanistan gezisi, bu ülkeye cumhurbaşkanı düzeyinde 65 yıl sonra yapılan ilk gezi olmanın çok ötesinde bir öneme sahipti. İki ülke arasında yıllardan beridir devam eden ve bir şekilde halledilmesi gereken problemli alanlar olması sebebiyle, bu gezi sıradan bir gezi değildi.
Ege Denizi ile ilgili çeşitli problemler, bazı adalarla ilgili tartışmalar, Türk azınlığın çözüm bekleyen sıkıntıları ve Kıbrıs gibi problemler sebebiyle, gündem oldukça yoğundu. Bu sebeple olacak Cumhurbaşkanımızın heyetinde bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve çeşitli kuruluşların üst düzey yöneticileri de yer alıyordu.
Görüşmelerde tartışılan konunun yetkilisinin devreye girmesi ve böylelikle, uzun sürecek müzakerelerle konuyu zamana yaymak yerine, hızlı netice alınmaya çalışılması, gezinin farklılıklarından birisi.
Cumhurbaşkanımızın oldukça yoğun güvenlik tedbirleri ile karşılanıp aynı şekilde misafir edilmesi, Yunan tarafının bu ziyarete verdiği önemin bir göstergesi. Konuyu bilenlerin, Atina'daki güvenlik tedbirlerini vaktiyle ülkeyi ziyaret eden ABD eski başkanı Obama'nın ziyareti sırasındaki uygulama ile mukayese etmeleri boşuna değil.
Havaalanı ile şehir arasındaki yolun trafiğe kapatılması, Cumhurbaşkanımızın kalacağı otelin güvenlik kordonuna alınması, uygulamalardan sadece bazılarıydı. Gün boyu yoğun bir şekilde süren görüşmeler, ülkemiz medyası gibi Yunan medyasının da yakın takibi altındaydı. İki ülke arasındaki sorunlar üzerine haberler yapan medya organları, yıllardır yaptıkları haberlerin belki de en önemlilerini bir gün içerisinde yapma şansına sahip oldular.

KONUŞA KONUŞA...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Gerek Cumhurbaşkanı Pavlopoulos ve gerekse Başbakan Çipras'la yaptığı görüşmelerde, var olan bütün anlaşmazlıkların açıkça konuşulduğu anlaşılıyordu.
Liderler arasındaki görüşmelerde uzun yıllara dayanan anlaşmazlıklar sebebiyle zaman zaman ciddi tartışmalar çıkması, özellikle bazı yayın organları tarafından ön plana çıkarılmaya çalışıldı.
Bu durum bazılarınca görüşmelerin sert geçtiği ve liderler arasında çeşitli restleşmeler olduğu şeklinde yorumlandı. Ancak bu durum, iki ülke arasındaki bütün problemli konularda müzakerelerin süreceği ve çözüm bulunacağının da habercisi.
Görüşmeler sonrası yapılan ortak basın toplantıları, farklı bakış açıları olsa da, çözüme gidecek yolun bulunması konusunda iki ülke liderlerinin de kararlı olduğunu gösteriyordu. Aralarında çeşitli problemler bulunan ve bunları değişik platformlar üzerinden tartışan iki ülke yöneticilerinin en üst düzeylerde bir araya gelerek aralarındaki meseleleri açık yüreklilikle konuşmaları, hemen her konuda çözüm ümitlerini artırdı öncelikle.
İki komşu ülke arasında daha çok başkalarının işine gelen çekişmelerin belirli ölçüde geriletilmesi, karşılıklı ilişkilerin gelişmesi ve işbirliğinin artması manasına geliyor. Bizde çok kullanılan 'komşu komşunun külüne muhtaç' sözü, boşuna söylenmiş bir söz değil...
Cumhurbaşkanımızın oldukça geniş katılımlı heyetiyle gerçekleştirdiği ziyaretin çeşitli sahalardaki olumlu yansımalarını çok yakında görmeye başlayacağımız, kesin.
Ege'de it dalaşlarının artık yaşanmadığı, bazı adaların problem oluşturmadığı, Türkiye'nin vatandaşı olan Rumlara sağladığı hakların benzerlerinin Batı Trakya'daki Türklere de tanındığı, Yunanistan'ın başta FETÖ olmak üzere ülkemizi tehdit teşkil eden terör örgütleri konusunda daha hassas olacağı günler pek uzak değil...Tabii bu arada Avrupa'nın camisiz tek başkenti Atina'daki bu eksikliğin de halledileceğini ümit edebiliriz...