Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 22 Mayıs 2018

‘Erdoğan’a destek olun!..’

Saraybosna hakikaten her zamankinden daha kalabalıktı geçtiğimiz Pazar günü. Başçarşı civarı daha bir cıvıl cıvıl, tarihi Sebil'in etrafındaki güvercinler daha mutlu ve Gazi Hüsrev Bey Camii ve diğerleri öğle namazında biraz daha doluydu sanki... Belli ki Saraybosna'da olağanüstü bir şeyler vardı.

1984 Saraybosna Kış Olimpiyatları için yapılan Zetra Olimpik Spor Salonu, birçok kalabalık toplantıya ev sahipliği yapmıştı muhakkak. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in kurduğu Demokratik Eylem Partisi (SDA) için 1990 Ekim Ayı sonlarında düzenlenen gece, bunlardan birisiydi mesela...

Zetra'ya girerken 1990'a, Rahmetli Aliya'yı ilk defa görüp dinlediğim o Ekim akşamına geri döndüm adeta... O zaman Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Bosna'ya gönderilen heyetle katıldığımız o toplantının üzerinden 28 sene geçmiş olsa da, yaşanan coşku hala gözlerimin önünde.

1990'da, dağıtılmanın eşiğindeki Yugoslavya'nın bir parçası olan Bosna Hersek'i ayakta tutabilmek için SDA'yı kuran Aliya'yı dinlediğimiz salonda; şimdi Aliya'nın oğlu, Bosna Hersek Devlet Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç'i ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlemek üzere bir araya gelmiştik...

Hemen söylenmesi gereken şu: Zetra Olimpik Spor Salonu, önceki gün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) 6'ncı Olağan Genel Kurulu gibisini herhalde görmemiştir...

Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden Saraybosna'ya akan ve Zetra'yı hınca hınç doldurmanın yanında, çok daha fazlası da dışarıda kalan insanlar açısından, UETD Genel Kurulu, makul bir sebepti belki. Ancak onları Saraybosna'ya getiren asıl sebep, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la hasret gidermekti belli ki...

'Bizim Aliya'mız vardı!..'

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç'in konuşmasında söyledikleri, Saraybosna ve Zetra'daki manzaranın sebebini izah eder gibiydi aslında.

Bakir İzzetbegoviç, "Biz uzun yıllar beraber yaşadık, beraber mücadele ettik. Son kez Çanakkale'de Boşnaklar da kendi ülkesi gibi Türkiye'yi savundu" ifadeleri ile başladığı sözlerini: "Tarih ayırsa da iki milletin kaderi aynı. Türkleri de Boşnakları da dinlerinden, kimliklerinden koparmak istediler" şeklinde sürdürdü

Allah'ın her yüzyılda bir kez birini bahşettiği ve bu kişinin insanları dinlerine döndürdüğünü kaydeden Bakir İzzetbegoviç'in: "Bizim Aliya İzetbegovicimiz vardı. Allah'ın yardımıyla ayakta kaldık" dedikten sonra yaptığı çağrı, çok dikkat çekiciydi:

"Bugün sizler Allah'ın size bahşettiği bir kişiye sahipsiniz. Bu kişi, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ona yardım edin, onu destekleyin."

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin 6. Genel Kurulunu Saraybosna'da yapması, normal şartlar altında bütün katılanların hoşuna gidebilecek bir tercih olsa da, bir mecburiyet tarafı da vardı şüphesiz.

Bu sebeple, Cumhurbaşkanımızın konuşmasına başlarken, "Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden anlı şanlı Avrupa ülkelerinin sınıfta kaldığı bir dönemde, Bosna Hersek bizlere burada bir araya gelme imkanı sağlayarak, sözde değil, özde demokrat olduğunu göstermiştir" demesi, boşa değildi.

Cumhurbaşkanımızın gerek UETD genel kurulunda, gerek Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nde kendisine fahri doktora verilmesi töreninde ve gerekse dönüş yolunda söylediklerini gazetenizden takip etmişsinizdir.

Saraybosna'da varlığına şahitlik ettiğimiz temel olgu ise, iki ülke arasındaki kardeşlikti. Saraybosna sokaklarında bizim bayrağımızla Bosna bayrağı ayrılmaz ikili iken, başta liderler olmak üzere insanlar da öyleydi.