Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 25 Mayıs 2018

İhanet ve Namus…

24 Haziran'da yapılacak seçimler için aday gösterilmeyen Eren Erdem'in FETÖ medyası ile münasebetler ve özellikle de MİT Tırları ile ilgili itirafları, bazı CHP'lilerin vatan ve namus konusuna bakışlarında çarpıklık olduğunu ortaya koydu.

CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ın, CHP Milletvekili Eren Erdem tarafından yapılan "Zaman gazetesine Genel Başkan'ın talimatıyla gittim, MİT TIR'ları belgelerini Tezcan'dan aldım" şeklindeki açıklama üzerine söyledikleri şöyle:

"Her namuslu siyasetçi, (MİT TIR'larına ilişkin) böyle bir belgeyi bulduğu zaman açıklar. Her namuslu gazeteci böyle bir belgeyi yazar ve takip eder. Her namuslu siyasetçi de söylediği sözün arkasında durur. Bu iş bu kadar basittir."

Laf kalabalığını boş verin. İşin aslı şu ki, ihanet etmeyi namusluluk olarak pazarlamaya çalışıyor Bülent Tezcan… Hainlerin namustan bahsetmeye hakları bile olamaz oysa…

Konunun esası, 19 Ocak 2014'te Suriye'ye giderken jandarma-polis operasyonuyla Hatay'da durdurulan 3 TIR…

MİT'e ait olup Suriye'deki Bayırbucak Türkmenlerine çeşitli yardım malzemeleri götüren tırların durdurulmasını, 17-25 Aralık Darbe girişiminde başarısız olan FETÖ mensuplarının tezgahladıkları, malum.

İki defa durdurulup aranmaya çalışılan MİT'e ait tırlar yollarına devam etmiş olsa da, bazı çevreler, FETÖ'nün emriyle olayın gazete ve televizyonlarda yayınlanmasını sağladılar.

Bu yayınlarla ilgili olarak 'casusluk' ve 'gizli kalması gereken devlet sırlarını açıklama' suçlamalarıyla ceza alanlar olduğu gibi, dokunulmazlık sebebiyle yargılanmaları bekletilenler de söz konusu.

Eren Erdem'in, dokunulmazlığının sona ermesi sonrası devam edecek yargılanma öncesi sanki itirafçı olacağını düşündüren sözleri, daha sonra yargılanabilecek başka isimleri de gündeme getirdi.

'Sen bir hainsin Can Dündar!..'

Sonradan yargılanabilecek isimlerden birisi de CHP Sözcüsü Bülent Tezcan. 24 Haziran'da milletvekili olursa ertelenecek olsa da, eninde sonunda hakim karşısına çıkma ihtimali yüksek anlaşıldığı kadarıyla.

Eren Erdem'in açıklamaları ile ilgili konuşan CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'ın 'devlet sırrı' olan bir meseleye yaklaşımındaki tuhaflık, dikkat çekiciydi

Tezcan'ın "Evet ben verdim… MİT TIR'ları belgelerini vermeden önce 2014 Temmuz ayında TBMM'de basın toplantısında açıkladım. Bu çerçevede (gazeteci) Eren Erdem belgeleri talep etti ben de verdim" şeklindeki sözleri, işin mahkemeleri ilgilendiren tarafı...

Ancak devlet sırlarını açıklamanın namuslu siyasetçi ve gazetecilerin görevi olduğu şeklindeki sözleri, kafasının ciddi şekilde karışık olduğunu gösteriyor.

İnsanın, Tezcan bu sözleri söylemeden önce kaçak durumdaki Can Dündar'ın BBC'deki röportajını izleseydi keşke diyesi geliyor…

Casusluktan yargılanırken, ihanet ettiği vatandan kaçan Can Dündar, BBC'de ihanetini savunmaya kalkıştığında katıldığı programı sunan Stephen Sackur'dan hatırı sayılır bir fırça yemişti, malum.

MİT Tırları ile ilgili yayını 'gazetecilik' olarak göstermeye çalışan Can Dündar'a, bütün dünyada 'devlet sırrı' diye bir kavram olduğunu hatırlatmıştı Stephen Sackur ve 'yaptığınız hainlikti ve siz bir hainsiniz' demeye getirmişti…

Bülent Tezcan'a tavsiyemiz şu. Can Dündar'ın katıldığı o programı tekrar izlesin. Böylelikle elin İngilizinden siyaset, gazetecilik ve devlet sırrı gibi konularda bazı dersler alır da, ancak namuslu siyasetçi ve gazetecilerin devlet sırlarını açıklayacakları şeklinde saçmalamaz bir daha…

Devlet sırlarını muhafaza, namuslu olmanın temel şartlarından birisidir çünkü…