Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 11 Kasım 2018

Ders almak yerine…

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'nin iktidarının 16. senesini doldurması vesilesiyle son AK Parti grup toplantısında yaptığı değerlendirmeler, ülkemizin nereden nereye geldiğinin net bir göstergesiydi.

16. yıldan gelinen nokta ile ilgili temel gösterge, ekonomide gerçekleştirilen hamlelerle kişi başına milli gelirin 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara yükseltilmesi…

Kişi başına 11 bin dolarlık milli gelirin ne demek olduğunu anlamak için etrafımıza bakmamız yeterli… Alınan mesafelerden rahatsız olanların saldırılarına rağmen, Dünyada milli gelir sıralamasında 17'inci, satın alma paritesinde ise 13'üncü sırada yer aldığımız gerçeği de, konunun özeti.

Gençlerimizin kişi başına 3 bin 500 dolar milli gelirin ne manaya geldiğini bilmeleri, hatta hayal edebilmeleri bile mümkün değil belki. Ama o günleri yaşayanlar da biliyorlar ki, 70 kişilik derslikler, hastane ve eczane kuyrukları, savunma sanayinde dışa bağımlılık ve başka bir sürü olumsuzluk demekti bu…

Kişi başına 3 bin 500 dolar milli gelir seviyesinin bir tık altının akmayan sular, çöp dağları, elektrik kesintileri, çamurdan geçilmeyen yollar… olduğunu da hatırlatalım.

Ana muhalefet partisi mensuplarının söylenenleri değerlendirerek, 'dünyanın en doğru şeyini yapsa bile takdir etmeyecekleri' AK Parti lehine sözler etmeleri beklenmezdi tabii. Zaten etmediler de…

Ancak ana muhalefetten beklenen, rakip oldukları siyasi hareketin 16 yılda yaptıklarına bakıp, bu süredeki 14 seçimde de milletimizin teveccühünü kazanan kadronun icraatından dersler çıkarmaları idi... Kitaplardaki muhalefet tanımı bunu gerektiriyor çünkü…

Bunun yerine, başta genel başkanları olmak üzere gerçekle alakası olmayan birtakım söylemlerle bildikleri gibi muhalefet yapmaya devam ettiler, ediyorlar.

GERİYE DÖNÜŞ ARZUSU MU?..

Cumhurbaşkanımızın eğitim konusunda verdiği rakamlar, istenen başarının yakalanamadığını söylediği bu sahada bile muhteşem gelişmeler yaşandığına işaret ediyor.

Eğitime ayrılan kaynağın 10 milyar liradan 120,2 milyar liraya çıkartılıp bütçenin ilk kalemi haline getirilmesi, 287 bin dersliğin 575 bine ve 313 bin olan öğretmen sayısının 920 bine çıkartılması, az şey değil.

Üniversite sayısının 76'dan 206'ya, akademik personel sayısının 76 binden 158 bine, üniversitelerimizdeki öğrenci sayısının 1 milyon 650 binden 7 milyon 600 bine ve yurt yatak kapasitesinin 182 binden 664 bine yükseltilmiş olması, eğitimle ilgili diğer rakamlar.

Sağlıkla ilgili rakamlar da şöyle: Hastane yatak kapasitesi 104 binden 240 bine, sağlık çalışanları 378 binden 928 bine, doktor sayısı 137 binden 231 bine ve ambulans sayısı da 618'den 5 bine çıkarılmış. Genel sağlık sigortası şemsiyesine girmeyen kimse kalmadığı gibi sağlık kuruluşları da en modern cihazlarla donatılmış üstelik…

Marmaray, Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi büyük yatırımlar yanında, bölünmüş yolların uzunluğunu 20 bin kilometre ilaveyle 26 bin 107, otoyolların 943 kilometre ilaveyle 2 bin 657 kilometreye çıkarılmış ve tünel sayısı da 265 ilaveyle 348'e yükseltilmiş…

İstanbul Havalimanı ile beraber havalimanı sayısının 26'dan 56'ya çıkartılması ve demir yollarının yüksek hızlı ve hızlı tren hatlarıyla donatılmaya başlanmasını da listeye ilave etmek gerek.

Cumhurbaşkanımızın 16 yılla ilgili aktardıklarına yönelik tavırları, ana muhalefetin ülkemizi tekrar kişi başına milli gelirin 3 bin 500 dolar olduğu günlere mi taşımak istediği sorusunu akla getiriyor ister istemez…

Söyledikleri buna işaret ediyor çünkü…