BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Kasım 2018

Yeni Dünya’nın yeni kaptanı

YENİ Dünya'nın kalp atışları bugün İstanbul'da atacak. Dünyanın gözü, İstanbul'a bir kez daha dönecek.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Putin İstanbul'da bir kez daha buluşuyor. İki lider arasındaki dostluk ve anlayış beraberliği, Batı ülkeleri liderlerinin kıskançlıklarına sebep olduğu gibi, emperyalist nefes borularının da kesilmesine yol açacak biçimde gelişiyor. Türkiye ile Rusya arasında ortak projelerden biri olan Türk Akımı Projesi'nin deniz kısmının bitişiyle ilgili Erdoğan ve Putin'in buluşmaları, Türkiyemiz'in çok taraflı bir diplomasisinin sonucu olarak hem bölgesel ülkelerle, hem de diğer dünya ülkeleriyle yakın temaslarını artıracak bir iklimin göstergelerinden biri olarak tarihe yazılmaktadır. Hatırlayalım. Daha önceki buluşmalarında, Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Putin'e yönelik, "Aramızdaki her türlü dayanışma birilerini de gerçekten kıskandırıyor" sözleri dikkati çekmişti.
Putin de "İlişkilerimiz her daim gelişecek" diyerek, Batı ülkelerine derin mesaj vermişti. Evet, Yeni Dünyanın kuruluş aşamasında zirvede Tayyip Erdoğan ve Putin gibi iki kaptan bulunuyor.
Beraberlikleri, Ortadoğu-Doğu Akdeniz- Filistin ve Avrasya'da yapılabileceklerle ilgili attıkları somut adımlar, başta ABD olmak üzere, Batı liderleri tarafından kıskançlıklara yol açıyor.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, stratejik düşünüyor. Hem batıya, hem doğuya, belli ettiği bir pozisyonla yaklaşıyor. Yeni Dünyanın nabız atışları yükselirken, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın, hayati hamleleriyle Türkiye emin ellerde, 2023'e yürüyor.

MAZLUMLARIN AHINI ALDIN PRENS SELMAN
ÇOK anlamlı bir atasözümüz var.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste. Evet, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı, mazlumların ahı tuttu. Göreve geldiği günden beri Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye yönelik olayların içine girmişlerdi. Prens Selman, Derin ABD'nin kuklası olunca, yapacaklarından yırtacağını sanıyordu. Yanına BAE prensi Zaid'i, Sisi'yi, Netanyahu'yu alarak, Ortadoğu'da bölgesel güç ve etki kazanacağını hesaplıyordu. Türkiye'yi, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın mazlum insanların, dağıtılmış İslam dünyasının sesi olmasından rahatsızdı.
Türkiye'yi kuşatan her türlü yabancı istihbarat-derin odakların oyunlarına iştirak ederek, Türkiye'yi zayıflatma çabalarına katılıyordu. 15 Temmuz fetö darbesinin arka planında, Zaid, Trump'ın damadı Yahudi asıllı Jared Kushner, Prens Salman ve tetikçi Dahlan'nın gizli görüşmeleri tesbit edilmişti. İsrail ve Mısır'la Doğu Akdeniz'de Rumları ortak oluşunu biliyorduk. Katar'ı yutmak isterlerken, Erdoğan'ın güçlü direnişiyle karşılamışlardı. Sonunda, Kaçıkçı'yı İstanbul'da katlederek, Türkiye'yi dünyada şüpheli duruma düşürme tezgâhları, Allah'ın lütfu ile ters tepti. Mazlumların ahı tuttu. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi ve ardından yaşanan gelişmeler sonucunda tökezlediler. Selman köşeye sıkıştı. Kaşıkçı cinayetinde Türkiye'nin topladığı ve Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'yı öldürmeyi planladığını gösteren kanıtlar, resimler, video ve Kaşıkçı'nın ölümünü belgeleyen bir ses kaydından, artık kurtulması çok zor. Zalim bir eylemi Türkiye, çok akıllı ve soğukkanlı bir şekilde tersine çevirdi.
Prens Selman, mazlumların ahını aldı, çıkıyor aheste aheste. Evet. Türkiye'ye uzanan kahpe eller, Allah'ın lütfu, Türk Milleti'nin beraberliği ile kırılıyor, kırılacak.

CUMHUR İTTİFAKI'NIN MİSYONU
BAŞTA Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Eski Türkiye'ciler çok uğraşsa da hayal görse de AK PARTİ-MHP arasındaki Cumhur İttifakı'nı bozamıyorlar.
Çünkü Cumhur İttifakı'nın kısa vadeli ve taktiksel bir motivasyonla oluşmadı.
Türkiye'yi kuşatma sevdasındakiler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin partilerindeki güçlü konumlarıyla ittifakın zarar görmesi olasılığını ortadan kaldırdıkça, çıldırıyorlar.