Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 18 Temmuz 2018

Putin-Trump görüşmesi

BÜYÜK büyük anlamlar yükleyenler var. Amerika'nın Trump'la yeni bir tercihe yöneldiğini düşünenler var?
Trump'ın Çin'e karşı Rusya ile yakınlaşmaya çalıştığını ve bunun dünya dengelerini dönüştürebileceğini düşünüyorlar. Kimileri çok daha basit bir görüşe sahip.
Özellikle Amerikan medyasının abartılı komplo hikayelerine inananlar Trump'ın Putin'le yakınlaşacağını düşünüyorlar.
Trump da bu beklentileri boşa çıkarmayacak bir hafta geçirdi. Önce Avrupalı ortaklarını azarladı. AB'yi bir "düşman" olarak isimlendirdi. Putin'le yaptığı görüşmeden ise akıllarda Putin'i övdüğü kısımlar kaldı.
Şimdi gidin bakın Amerikan medyasına bu ifadeleri nasıl köpürtüyor. Sürekli aynı ifadeler tekrar tekrar kullanılıyor.
Trump'ın Putin'i övdüğü gösteriliyor.
Komedyenlerden TV yorumcularına kadar hemen herkes konuya aynı şekilde yaklaşıyor.
Ama ben bu görüşmeye çok büyük anlamlar yüklenmesi gerektiği fikrine sahip değilim.
Ne Amerika ne Rusya'nın birbirine yakınlaşmasını gerektirecek bir durum yok ortada. Liderler sıcak muhabbet edebilir ama bu iki ülke arasındaki genel rekabet meselelerinin tekrar ortaya çıkmayacağı anlamına gelmez.
Her ne kadar Trump şimdilik bu alanları görmezden gelmek istiyorsa da zaman zaman bu meseleler ortaya çıkıyor ve yakın zamanda daha fazla çıkabilir.
Suriye'den Ukrayna'ya kadar tüm Ortadoğu ve Avrupa sahnesinde bu iki aktör farklı cephelerde yer alıyor.
Trump şimdi bir diyalog başlatıldığını düşünüyor. Şimdiye kadar başlatılmamış olmasını en sert dille eleştirdi.
Amerika'nın aptallık ettiğini bile söyledi. Her iki tarafın da gerilimlerde hatalı olduğunu da ekledi.
Fakat bir müzakere süreci başlatmanın kendi başına bu kriz alanlarına nasıl dokunacağına dair herhangi bir şey söylemiş değil. Ve bu konuda bir fikri olduğunu da düşünmüyorum.
Trump'ın kafasında basit bir resim var. O resme göre Rusya Amerika'nın derdi olmamalı. Amerika'nın derdi Çin olmalı. Çünkü Çin hızla büyüyor.
Eğer Rusya bir sorun çıkartıyorsa o da Avrupa'nın derdi olmalı gibi basit bir düşüncesi var.
Bu düşüncenin haklı tarafları olduğunu düşünebilirsiniz. Eksik bir karikatürleştirmeden ibaret olduğunu da düşünebilirsiniz.
Hiç önemi yok. Adamın kafasında böyle bir okuma var. Bu nedenle Avrupa'yı zorlarken, Rusya'yı zorlamak istemiyor. Ama yine şu tarafını açıkça ortaya koymak lazım.
Bunların nasıl kurgulanacağı net değil. Trump kafasında bir denge siyaseti oluşturmuş gibi görünmüyor.
Avrupa'nın Rusya'yı dengeleyemeyeceğini görüyor mu bilmem ama her halükarda Amerika'nın Avrupa tarafına doğru kaymak zorunda kalacağını görmek lazım.
Veya bugün Amerika Çin'e karşı sonunu pek de düşünmediği bir ticaret savaşı başlattı. Bu savaşı neye göre kurguladığı ve nereye kadar sürdüreceği de belli değil.
Böyle bakınca Trump'ın tüm konulardaki tavrının burada da belirleyici olduğunu söylemek lazım.
Trump ezberden hareket etmeye devam ediyor.
Fakat ezberleri çok kısıtlı ve bir planlamaya dayanmıyor. Tam da bu nedenle rüzgarda savrulması daha kolay olacak.
Amerika sağda solda sallanırken yine klasik pozisyonlarına savrulacaktır.
Bunların kapsamlı bir dönüşümü işaret ettiğine dair henüz elimizde yeterli veri yok.
Trump konuşuyor medya abartıyor.
Herkes çok şey değişti diye düşünüyor.
Halbuki ortada gerçek anlamda ciddi bir değişim yok.