Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 17 Ekim 2017

Otobüsün yağlı camı

Tamam canım yurdum insanım, sabah işe giderken uykunu alamıyorsun.
'Ne var abi uyuyayım biraz' diyorsun.
Ama durrr! Sana öğrendiğim gerçeklerden bahsedeyim de yasla o kafayı otobüsün camına.
Tam yaslanıcak olursun yerdeki kıl ve kafa yağı gerçekten adamın uykusunu açar ve dünyayı sorgulamaya sebebiyet verir.
Oturduğunuz koltukta sizden önceki kişiyi saygıyla anmanızı sağlayan eylemdir. Oturan kişi saçlarını yıkamamıştır, cam üzerinde yağ birikintisi vardır. Camdan dışarıyı net göremezsiniz, elinizle silmeye kalkar, vazgeçersiniz. Kolunuzun tersiyle silmeye kalkarsınız, iyice cama bulaşır.
Bütün bunlara rağmen kafanızı yasladığınızda beyni titreten, ufak çarpmalarla beyin hücrelerini işkenceyle öldüren eylemdir ki gerçekten burunda kaşıntı yaratır.
Beyin hücreleriniz muhtemelen size küfrediyordur.
Ayrıca eğer kış mevsimiyse cam buz gibidir ve ıslaktır. Çok rahatsız edicidir ama uzun otobüs yolculuklarında uyumak için son çaredir. Bu oluşan gudik sarsıntıdan mütevellit kafada bir ambele durumu görülür. Gözlerde kayma ve görüntü bozukluğu oluşur.
Beyin titremekten yorulur ve aptallaşır ama uykudan tam verim alınamaz zira kafa otomatik bir şekilde cama çarpmayı sürdürür...
Hadi yasladın canım kardeşim gereksiz triplere sokar insanı. Durduk yere yüzün asılmasına neden olur, hüzünlendiren ve en önemlisi bir sanat filminde oynuyormuş gibi hissettirir.
Çok geçmeden camdaki yansımanızı görür, dışarıyı dik oturarak izlemeye devam edersiniz.
Canım kardeşim bütün bunların çoğunu bildiğini biliyorum. Yağlı ve pis bir cama kafa yaslıyorsan, beyin hücrelerinin ölmesini umursamıyorsan benim aklıma bir şey geliyor.
Yaşlılara ve kadınlara yer vermemek için bir strateji. Ne yaptığını biliyorum haberin ola.

​MANTAR
-Heey dostum iyi haberlerini aldım, evlenmişsin!!!
-Evet bu 4. oldu.
-Önceki üçüne ne oldu peki?
-Üçü de öldü...
-Yapma ya... Çok üzüldüm... Nasıl oldu peki?
-İlk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü.
-Bu korkunç bişey. Peki ya ikincisi?
-O da mantar zehirlenmesinden öldü.
-Tanrım ne kaderin varmış senin... Ya üçüncüsü?
-Yoksa o da mı..." -Hayır hayır... O boynu kırılarak öldü.
-Anlıyorum. Kazaydı yani..
-Hayır... Mantarları yemedi....

​GONG
Adamın biri yeni dairesini arkadaşına gezdiriyormuş. Yatak odasına girdiklerinde, arkadaşı duvarda asılı kocaman bir gong görünce sormuş: Bu ne böyle?
- Haa o mu? O benim çalar saatim.
- Aaa? Ama bunun üzerinde gösterge yok. Nasıl anlıyorsun saati?
- Bak şimdi seyret... Adam gongun yanında asılı duran çekici almış, gonga var gücüyle vurmuş. O anda duvarın öteki tarafından yan komşunun sesi duyulmuş: -Allahın cezası herif, saat gecenin ikisi!..

AlkışlıYorum
Önce, kışın içeri soğuk alıyor evimin pencerelerini değiştireyim dedim. Sonra pencereler değişmişken evi komple boyatsam fena olmaz dedim. Boyamadan önce duvarları alçıpan yaptırmak daha mantıklı geldi.
Banyodaki fayanslarda epey eski onları da yenilesem mi diye düşünürken gözüm mutfaktaki fayanslara takıldı.
Sonra mutfak dolabı eskimiş duruyordu.
Oturma odası ile banyo arasındaki holü kaldırsam odamın epey büyüyeceğini keşfettim. Bunlar yapılırken parkeler çizilecekti.
Onları da kesinlikle yenilemem gerekiyordu.
Gittim bir firma ile tüm bunları hatırı sayılır bir meblağ karşılığı anahtar teslim olarak anlaştım. Tadilat için mobilyaları beyaz eşyaları ve oturma grubunu evden çıkarmam gerekliydi. Dışarı çıkardığımda mobilyaları ve oturma grubunu evlenirken aldığımı hatırlardım. Kötü anılarla birlikte onları da yenilemek cazip geldi. Hepsini ihtiyacı olanlara verdim. Dün gece tadilatı yapan inşaat firması ile yaptığım sözleşmeyi incelerken bir şeyi atladığımı fark ettim.
Beynimden vurulmuşa döndüm; çünkü tüm bu olayları tetikleyen pencereleri değiştirmeyi unutmuşum!