Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 22 Temmuz 2018

Spor salonlarının klişe insanları

Salonun en çok basan adamı: Ergen bodycilerin büyük bir hayranla baktığı bir nevi sürü lideri gururlu adamdır. Kiloları bağıra bağıra kaldırır, fazla kimse ile muhabbet etmez, yanında her zaman onu motive eden bir adam bulunur.
Uzaktan bakıldığında sanki bir film artistini görüyormuşsunuz izlenimi yaratır. Bir zamanlar özellikle bu tarz tiplerin havalarını söndürmek gibi bir hobim vardı. "Rıza abi bir şey değil geçen gün bir çocuk geldi buraya...''
"O bir şey mi, ben eskiden şu kadar basardım" adamı: Sürekli eskileri ya da gençliğini anlatarak egosunun yerlerde sürünmesine ısrarla izin vermeyen yurdum insanı. Ciddi kazalar ya da hastalıklar için söyleyecek bir sözüm yok tabii ki ama 40 kilo kaldıramayan bir arkadaşın 200 kilolarla çalışmış olabileceğini düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
Hayvani yardım alıp kendini çok kuvvetli sanan, ayı gibi bağıran denyolar: Bastıkları 180 kilo bench pressin 100 kilosunu tepesindeki adama taşıtıp hava atmayı ihmal etmezler. Sonuç olarak birkaç hafta sonra partnerleri bel fıtığı olur.
Yeteneklerini fazla abartan genç: Yeteneklerini abartmasının yanında hiçbir altyapısı olmadığı halde spora ilk başladığı günden en hard core aktiviteleri yapmak isteyen elemandır bu.
Muhtemelen sakatlanır. Kısa süre de olsa çevresine hava atar.
Çantasında her an deli gibi protein, amino taşıyan suppliment manyağı genç: O kadar ki gününün yarısını yok protein tozu hazırlamak, karıştırmak yok amino yutmak, pre-workout post-workout heba eder.
Çok zayıf ama kaslı olmak isteyen eleman:
Umutsuzca 30 kilo benchin altında can verse de antrenörün ona tavsiye ettiği protein tozu ile bir an önce kilo almaya ve hayalindeki vücuda kavuşmaya çalışır. Zaman zaman sadece barın bile altında kalır ama azmeder. Kısa süre sonra bunların bazı versiyonları bu iş böyle gitmez diyerek hormon bazlı ilaçlara abanır.
Paylaşım insanı: Spordan ziyade paylaşıma gelen, zumba, yoga, her türlü dansa katılan Face'de İnstagram'da orda burda her saniyesini paylaşan. O ara ne popülerse onu yapan paylaşımcı eleman. Sebebini tam olarak açıklayamadığım bir şekilde genelde bu arkadaşlar kadındır.
Aksesuar manyağı ama fazla spor yapmayan iki koşup giden tiki eleman: Her yerlerinden bantlar, ipler ve türlü aksesuar fışkırsa da o kadardır. o kadar yani başka bir numaraları yoktur.
Atletik koloni: Her yeri pudralayan, yalın ayak gezen, halter ve cross fit müptelası gurup halinde antreman yapan kaslı atletik adam sürüsü.
Yakınlarında çalışılamaz, çok gürültü çıkarırlar ve salondaki bütün ağırlıkları kullanıp etrafa saçarlar.
Sonra da toplamadan giderler.
Sadece bir harekete endeksli obsesifler:
Sadece bench, dead lift, sadece squat ya da sadece koşu bandında saatlerce zaman geçiren ve o antremanı senelerce hiç değiştirmeden yapan, yapamazsa bunalıma giren garip insanlardır.
Zamanıyla benim de dahil olduğum bu insanlardan halen her salonda mevcuttur.
Gri eşofman altı, pahalı ayakkabı ve sweat shirt ile spora gelen bronz tiki çocuk:
Hareketleri tamamlamaz, canı sıkılır diğerine geçer. Kendini fazla zorlamaz. Muhtemelen yılda 30 gün spor yapıp 335 gün kasılarak gezecektir.
Sümüksü vücudu ayva göbeği ve hafif sarkmış jöle kıvamındaki portakalımsı memeleri ile zaman zaman siyah body t-shirt giymeyi de ihmal etmeyecektir.
Salondan kız ayarlar mıyız fikrinin akıllarına düşmesi ile başlayan ve bunun her gün spora git gel için değmeyecek kadar küçük bir ihtimal olduğunu anlayana kadar geçen süre bu arkadaşların yıllık antreman periyotlarını oluşturur. Yine de bu açıklarını ayda yılda bir halı saha maçı yaparak kaparlar. Sigara kutusu ve araba anahtarı adeta vücutlarının bir parçasıdır.
"O mabad erimez" ablası: Yazın gelmesine ve mayo giymeye az bir zaman kala son bir umut koşu bandında saatlerce ve hunharca yürüyerek kalça yağlarından kurtulmak istese de bu nafile bir çabadır.
Salona muhabbete gelen kahve elemanı Herkesle kanka olup sürekli muhabbet eden bu arkadaşlar genelde spor yapmaktan çok masör kankası ya da büfecinin enseye tokat dostu olurlar. seyler.eksisozluk.com/


TARİHİN KOMİK SAYFALARI
1980 Boston maratonunu kazanan uyanık koşucu
1980 YILINDA katıldığı Boston Maratonu'nu metro kullanarak kazanarak spor tarihinin en büyük skandallarından birine imza atan Rosie Ruiz'in ilginç öyküsü.
21 nisan 1980'de boston maratonu'nun kadınlar kategorisinde 2:31:56'lık derece yapan kübalı atlet. Bu derecesiyle Boston maratonunun en iyi kadınlar derecesini yapmış, aynı zamanda tüm maratonlar dalında en iyi 3. derece olarak tarihe geçmiştir. Buraya kadar çok ilginç bir şey yok; asıl olay bundan sonra başlıyor. Rekorlardan sonra Rosie Ruiz'den şüphelenmeye başlanıyor ve yarış gözlemcileri, Ruiz'in diğer yarışmacılar gibi terlemediğini ve nefes nefese kalmadığını fark ediyorlar. Daha sonra yapılan stres testi sonucu da 76 çıkınca iyice şüpheler artıyor çünkü normal bir kadın sporcuda bu rakam ortalama 50. Bunlara ek olarak Ruis'in yaptığı 2.31.56'lık derece, onun 6 ay önce New York maratonundaki derecesinden tam 25 dakika daha iyi bir derece. Bu da kendisi üzerindeki şüpheleri iyice artırıyor. Tüm bu şüphelerin ardından birçok görgü tanığının da ifadesi alınıyor ve sonuç olarak rosie Ruiz'in finiş çizgisine yarım mil kala bir metro istasyonundan çıkıp yarışı bitirdiği ortaya çıkıyor. Bunun üzerine Boston maratonu yetkilileri kendisini diskalifiye ediyorlar. Türkiye'de böyle bir uyanık çıkmıştı. Fenerbahçe tribünlerinin tanıdık siması Rambo Okan da hile yaparak Avrasya Maratonu'nu kazanmıştı.

FIKRA
Temel'in tek eğlencesi Dursun'la dalga geçmektir. Bir gün yine Dursun'u görünce şöyle der:
– Ula Dursun duydun mu 50 kişiyi taramişlar.
-Uyy deme ula nerede?
-Marketin karşisundaki berberde. :)

AlkışlıYorum

ÇOCUK doktoruyum. Bir gün babası ile birlikte 3-4 yaşlarında, öksürüğü ve ateşi olan bir erkek çocuğu muayeneye geldi. Çocuğa sordum; ''Şikayetin ne?'' diye. Çocuk şöyle dedi; ''Annem zorla bana yemek yediriyor...'' Tabii ona göre asıl şikayet buydu, gerisi önemli değil...
KARISININ bacağına yapışan karpuz çekirdeğini kene sanıp gece yarısı Kırıkkale'den Ankara Numune Hastenesi'ne giden ve ortalığı ayağa kaldıran sevimli bir çaycıya sahip bizim şirketimiz...