Tarihi 15 Haziran 2018

Hadi oradan...

"PKK değil, Türk devleti silah bırakacak." "İstiklal marşı ırkçı bir dayatmadır."
"Biz bu meydana Başkan Abdullah Öcalan'ın heykelini dikeceğiz heykelini."
"Abim Kandil'de ve orada insanlık onurunu koruyor."
"Bize bölücü diyorsunuz.
Atatürk de bölücüydü."
Tek bir cevap hakkınız var ve bu cümleleri kim kurmuş olabilir desem ne dersiniz?
Hepinizi duyar gibiyim.
PKK'nın siyasi sözcüsü konumundaki HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş tabii ki.
Bu hatırlatmayı neden yaptım biliyor musunuz?
Bugünlerde başta CHP olmak üzere '5 Benzemez'in zoraki bir araya geldiği ve kendilerine sözde "Millet İttifakı" diyen güruhun koro halinde; Selahattin Demirtaş'ın sanki fikirlerinden dolayı hapiste imiş, sanki bir özgürlük savaşçısı olduğu için hapse atılmış gibi; özgür kalmasını isteyenleredir bu sözüm. CHP, İP, SP'nin Genel Başkanları birbiriyle yarışıyor Demirtaş'a özgürlük naralarında. Neymiş efendim?
Cumhurbaşkanı adayı olarak özgürce propagandasını yapmalıymış! Neymiş efendim? Demirtaş'a haksızlık ediliyormuş!
Peki sormak lazım Demirtaş'a özgürlük isteyenlere: Atatürk'e 'bölücü' diyen, İstiklal Marşımız'a 'ırkçı bir dayatmadır' diyen, bölücübaşı Öcalan'ın heykelini dikmekten bahseden Selahattin Demirtaş'ın bu fikrini mi savunuyorsunuz, yoksa bu fikirlerini daha da rahat söylemeye devam etsin diye mi özgürlük istiyorsunuz?
Peki ya; siz Demirtaş'ın neden tutuklu olduğunu bilmiyor musunuz? 53 kişinin hayatını kaybettiği Kobani olaylarının azmettiricisi olarak tutuklu olduğunu bilmiyor musunuz? Dışarı çıksın da daha fazla insanın ölümüne sebep olsun diye mi özgürlük istiyorsunuz Demirtaş için?
Bunu söyleyebilenlere inanıyorum ki hepimiz adına buradan tek şey söylemek isterim ki..
HADİ ORDAN..


HAYALDİ gerçek oldu.. Rize'nin ve bölgenin asırlık hayali, dünyanın 4. uzun tüneli olan Ovit Tüneli Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından önceki gün açıldı..

KADININ ADI VAR
SEÇİME sayılı günler kala her yanımız siyaset olunca, başka konulara da sıra gelmiyor. Ama bugün ben pozitif ayrımcılık yapıp biraz kadınlardan söz edeceğim izninizle. Aile içinde, iş yaşamında, sosyal hayatta ve siyasette kadının etkinliği ile ilgili dünden bugüne neler olmuş biraz hatırlamakta fayda var.
Bazı gazete ve televizyonlara bakarsanız kadınlar sadece taciz-tecavüz ve cinayet ile gündeme geliyor.
Bu, çok uzun bir yazı konusu olacağından ve malum yerimiz de yetmeyeceğinden, kadınların sadece negatif haberlerle yer almasının hem sosyolojik hem psikolojik olumsuz etkisiyle ilgili tartışmayacağım şimdi. Onun yerine, devletin kadınlara yönelik yaptığı olumlu adımları hatırlayalım bugün.
Kadınların her alanda daha iyi temsil edilmesi adına 2002'den bu yana çok yol kat edildi.
Girişimciliği özendirmek ve kadınların iş yaşamına daha fazla katılımını sağlamak üzere devletin yaptığı düzenlemeler sayesinde, 2004'de yüzde 23.3 olan kadın istihdam oranı 2017'de yüzde 34.1'e yükseldi.
Memurların doğum izni sürelerinin arttırılması, ücretli yarı zamanlı izin hakkının getirilmesi de; anne olan veya olmayı düşünen kadınları teşvik eden bir başka düzenleme oldu.
Yeni kreşlerin açılmasını sağlamak için teşvikler çıkaran hükümet, özel kreşlere bu alanda vergi muafiyeti getirerek kolaylaştırdı.
Kadınların, evlerinde ürettikleri ürünlerin kermeslerdeki satışlarında vergi muafiyeti getirildi.
Bu ve bunun gibi pek çok düzenlemenin kadın istihdam oranını arttırdığı, kadınların iş ve meslek yaşamlarında önlerindeki engellerin kaldırılması elbette çok güzel.
Bununla birlikte yapılacak elbette daha pek çok iş var ama gelinen aşamanın 16 yıl önce ile kıyaslandığında ne kadar olumlu olduğunu inkar etmek mümkün değil.
Siyaset alanında 24 Haziran ve sonrasında daha fazla kadının temsil edilmesi, kurulacak kabinede daha fazla kadın bakanın olması da temennimizdir...

BUGÜN BAYRAM
HUZURLA geçen otuz günün ardından Ramazan Bayramı'na ulaşmayı da nasip etti Allah. Çok şükür ki siyasi söylemlerde zaman zaman tonlaması değişse bile yine de Ramazan'a yakışır bir seçim süreci yaşadık otuz gün içinde.
Şimdi yine bayrama yakışır bir olgunluk içinde hem partiler arasında hem adaylar arasında hem de hangi görüşten olursa olsun insanlar arasında bayramlaşmak yakışır bizlere.
Ama en çok da; bayramı bir tatil aracı değil de yaşayan büyüklerimizin ellerini öpmek, onların gönlünü ve duasını almak için bir fırsat olarak görmek yakışır.
Tüm Müslüman aleminin Ramazan Bayramı mübarek olsun..

DERİN SÖZ
YAPAMAYACAĞIN
şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. (JOHN WOODEN)