Tarihi 2 Şubat 2011

Sormanız yeter

TOPLU taşıma araçlarında genelde oturacak yer kalmaz; hep kalabalıktır.
Diyelim ki otobüste veya metroda oturacak yer bulamadınız. Somurtup ayakta dikilmeyin; gidip oturanlardan birisine "Özür dilerim, acaba oturmam mümkün mü?"diye sorun. Büyük bir oranla o kişinin size yer verdiğine şahit olacaksınız.
Bu benim iyi niyetim ve kibar düşünce yapım değil; bizzat bir araştırma sonucu.
Milgram Deneyi'ni belki duymuşsunuzdur; insanların otorite sahibi bir kişi veya kurumun isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne ölçüde istekli olduklarını ölçme amacı güden bir deneyler dizisidir. Deneyi gerçekleştiren Yale Üniversitesi psikologlarından Stanley Milgram'dır.
İşte psikolog Milgram, örnek verdiğim otobüsteki bu davranış durumunu 1971 yılında keşfetmiş. Bir gün kayınvalidesi, otobüslerde artık gençlerin yaşlılara yer vermediğinden şikayet etmiş. Ünlü psikolog da yakınan kayınvalidesine "Hiç onlardan yer istedin mi?" diye sormuş. Pek çoğumuzda olacağı gibi kadının da cevabı "hayır" olmuş. Böylece Milgram, öğrencilerine bir deneye katılmak isteyip istemediklerini sormaya karar verirş.
Öğrenciler New York metrosunda oturan yolculardan yer isteyeceklerdir. Ancak öğrenciler bu fikre güler; sadece biri hariç.
Gönüllü öğrencinin elde etiiği sonuç şaşırtıcı çıkar. Sonuş; genç adama düzenli olarak oturacak yer sunulduğu görülür.
Milgram da deneyi genişletmeye karar verir. Daha çok öğrenci yollar. Sonuç yine şaşırtıcı olur. Yolcuların en az yüzde 56'sı, öğrencilerin neden oturmak istediklerine dair iyi bir sebep söylemelerini bile beklemeden, yerlerini onlara terk eder. Yüzde 12'si kenara kayıp öğrencilere oturacak yer açar.

ENDİŞE

Milgram insanların kendilerini tehdit altında hissetmiş olabileceğinden şüphelenir.
Çünkü yer vermek, talebi görmezden gelmekten daha kolaydır.
İşin en kolay ama aynı zamanda en zor kısmı, bu yöntemde kişinin bu basit soruyu sorarken duyduğu endişe.
Bu konuyu güncel yaşamımızda düşündüm. Radyolarda telefonla yapılan şakaları veya kamera şakalarını hatırlayın.
Aptalca istekler de bulunsanız bile o istekleri sorgu sualsiz yerine getirecek insanlara rastlarsınız, değil mi?
Bir başka gerçek örnek ile konuyu kapatıyorum. 2000'li yılların başında ABD'deki bazı fast food restoranlarındaki çalışanlara bir dizi telefon şakası yapıldı.
Şakayı yapan kişi, kendisini bir polis memuru olarak tanıtıyor ve restoran yöneticilerini çalışanların üzerini aramaya ve cinsel taciz sayılan davranışlarda bulunmaya ikna ediyordu. Telefondaki düzenbaz, çalışanlara normal şartlar altında yapmayacakları davranışları yaptırmakta büyük başarı kaydetmişti.