Tarihi 18 Haziran 2018

Seçim Sürecinde Kozmetik Dindarlık

KEMALİZM batıcı olmak iddiasındadır. Batıyı muasır medeniyet seviyesi olarak kabul eder ve ulaşılması gereken hedef olarak görür. Bu düşünce sık sık batı hayranlığı şeklinde tezahür eder.
Batı dünyasında görülen her şey tartışmasız iyi ve güzel olarak kabul edilir ve önümüze örnek olarak konur. Takım elbise giymekle, fes yerine şapka takmakla, balolar tertip etmekle, klasik batı müziği dinlemekle ve tabii ki alkol tüketmekle batılı olunabileceğini düşünür.
Özetle batıcılık algısı kozmetiktir.
Öz ve içerikle ilgilenmez, düşünceyi içeremeyecek kadar sığdır. Sadece görüntüyü değiştirmeye çalışır.
Kemalizm'in temsilcisi olan CHP bugün de aynı düşünceye sahiptir.
90'lı yıllarda batı toplumları özgürlük, demokrasi, bir arada yaşamak, insan hakları gibi değerlerin peşinde koşarken CHP ve zihniyeti Türkiye'de yasakların, baskının, zorlamanın savunuculuğunu yapıyordu. Neyse ki bugünün batı dünyası da 'evrensel değerlerden' hızla uzaklaştı da CHP zihniyeti çok öykündüğü batıyla aynı hatta gelmiş oldu.
CHP son yıllarda AK Parti'nin Türk siyasetine koyduğu çıtanın zorlamasıyla daha yerli, daha milli ve daha dindar bir görüntü vermeye çalışıyor. Özellikle 24 Haziran seçimlerine gittiğimiz bugünlerde CHP dine mesafeli olmadığını, kimsenin dini inancına karışmayacağını hatta dindar olduğunu iddia ediyor. Ancak CHP'nin dindarlığı da tıpkı batıcılığı gibi kozmetik; görüntüyü kurtarmaya dönük ve haliyle sahici değil.
Geçenlerde CHP'li Özgür Özel Halk TV'de açık havada izleyicilerin de olduğu bir programa katıldı.
Program esnasında ezan okunduğu için konuklar kısa bir müddet konuşmaya ara verdiler. Ezanın bitmesini beklediler. Ezan bitince program Özgür Özel'in sözleriyle devam etti. Özel akıllara ziyan bir iddiada bulundu: 'Ezan okunurken bir tek CHP'liler konuşmalarını bölüp ezanın bitmesini bekliyor. AK Parti'li siyasetçiler propaganda yaparken imamlara haber gidiyor ve AK Parti'li hatip konuşmasını bitirene kadar ezan okunmuyor. 15-20 dakika geç okunuyor' Özel'in iddiasının gerçek dışılığı üzerinde çok durmaya gerek yok.
Ülkede maalesef yalan söyleyenin başına bir şey gelmediği için özellikle seçim döneminde CHP'li siyasetçiler gerçeğe aykırı birçok beyanda bulunuyorlar. Ancak üzerinde durulması gereken soru şu; Özel'e ve diğer CHP'lilere ezan okunurken susmayı kim öğretti?
Türk toplumunun büyük çoğunluğu ezan okunurken susmayı annebabasından öğrenir. Ancak Özel ve onun zihniyetindeki diğer CHP'lilerin bu davranışı anne-babasından öğrenmediği belli. Haksızlık etmeyelim belki anne-babaları bu terbiyeyi vermeye gayret etmişlerdir ama çocukları belli ki almamışlar.
Eğer çocukluktan edindikleri bir terbiye olsaydı ömür boyu ona uygun davranırlardı. Ancak Özel örneğinde gördüğümüz durum farklı;
CHP'liler son 5 yılda ve sadece seçim dönemlerine mahsus olarak böyle bir davranış sergiliyorlar. Yani oy kazanmak için ezana hürmet eder gözüküyorlar. Buradan anladığımız şu;
Özel ve onun zihniyetindeki CHP'liler ezan okunurken konuşmamayı siyasi bir taktik olarak, siyasi rakiplerinden öğrendiler. Uzun lafın kısası Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ve onun Türk siyasetine koyduğu standarttan öğrendiler. Haliyle içlerine sindirdikleri, özümsedikleri bir davranış değil. Görüntüyü kurtarmak için yaptıkları kozmetik bir hamle!
Halbuki CHP ne dindar olmak zorunda ne de ezan okunurken susmak. Tek yapmaları gereken kozmetik değil ama sahiden insanların dini yaşantısına karışmaktan vazgeçmeleri. Ve toplumu buna ikna etmeleri. Davranış sahici olmayınca toplum ikna olmuyor; toplum ikna olmayınca bu türden kozmetik jestler yapmak zorunda kalıyorlar.