Bu mantığa göre bir başkası da çıkıp 2028'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri için şimdiden aday olur ve seçim kampanyasına başlarsa oyların tamamını alır mı? Tabii ki alamaz çünkü daha çok ve daha uzun kampanya yapan daha fazla oy alır diye bir kural yok ama İnce'yi bu konuda mazur görebiliriz. Zaten yapacağım dediği şehir ziyaretlerinin hiçbirisini de yapmadı. O günden sonra da arada sırada çıktığı televizyon programları haricinde gündem olamadı.
Programlarda gündem olmasının nedeni de Türkiye vizyonu veya siyaset anlayışı filan değildi. Yaptığı magazinel açıklamalar sayesinde gündem oldu.
Genel başkanı, parti üst yönetimi, seçim kampanyasının arkaplanı, partideki tartışmalar hakkında yaptığı açıklamalar akılda kaldı sadece.
Zaten başka türlüsü de beklenemezdi. Çünkü yönetici bir pozisyonda bulunmayan siyasetçinin oturduğu yerden gündem olması kolay değil. Ve tabii bir de meselenin ekonomik boyutu var. Birkaç sefer genel başkanlığa ve bir sefer de cumhurbaşkanlığına aday olup kaybetmiş bir siyasetçinin ciddi bir finansman sorunu vardır. Tabii ki evinin elektrik, aracının benzin parasından değil, siyasetin finansmanından bahsediyorum. Siyasi iddiası olmayan bir siyasetçinin en temel sorunu bu maliyeti karşılamak olur.
Tam da bu nedenle Muharrem İnce partisi ve genel başkanı hakkında zaman zaman yaptığı sansasyonel çıkışların haricinde hiçbir zaman gündemde kalmayı beceremedi. Ve tabii bu nedenle o söz verdiği 81 il ziyaretini gerçekleştiremedi.
Bahsedilen projelerin bir türlü ortaya çıkmamasının nedenini de başka yerde aramak boşuna. Kural belli; topluma heyecan vermeyen siyasetçi, siyasetin gerektirdiği finansmanı sağlayamaz ve zamanla unutulur gider, iddiasını kaybeder.
Şimdi çok kişiye garip gelen Muharrem İnce'nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adaylığına yeşil ışık yakmasının nedenini biraz anlayabiliriz.
Malum, kamuoyu cumhurbaşkanlığına aday olmuş bir siyasetçinin, belediye başkanlığına - velev ki İstanbul olsun, aday olmak istemesini biraz garip karşıladı.
Ama Muharrem İnce'nin kendine göre haklı nedenleri var. Birincisi gündeme gelmek için iyi bir fırsat bulmuş olacak. Seçimleri kaybetse bile kampanya süreci, seçimin sonrasında tıpkı 24 Haziran sonrasındakiler gibi yapacağı sansasyonel açıklamalar derken nereden bakılırsa bakılsın bir yıl daha gündemde olacak İnce. Eh yerel seçimlerden sonra bir de olağanüstü kurultay tartışması başlar; altı ay da kurultay bahanesiyle gündemde kalır.
Az daha dişini sıkarsa ver elini 2023...
Olur da seçimleri kazanır ve İstanbul büyükşehir belediye başkanı olursa gündeme gelme fırsatını kalıcı hale getirebilir hem. Üstelik siyasetin finansmanı açısından da eline büyük bir fırsat geçmiş olur. O zaman söz verip de bir türlü yerine getiremediği şehir ziyaretlerini de gerçekleştirir belki, İstanbul büyükşehir belediyesinin imkanlarıyla!
Böyle bakınca çok mantıklı bir hamle gibi gözüküyor. Ama bir de seçmenin cephesinden bakmak lazım işe. Seçmen bulduğu her makama aday olan siyasetçiye nasıl bakar?
