Ersoy, "Yabancı ülkeler gelecek, 'Konutlarınızı yapalım, yardım edelim' diyecekler. Ama bu ekonomik bağımlılık getirecek. İstanbul'a baktığımızda 16 milyona yakın nüfus var. 4 milyon konut var. Bu zaten afet yönetiminde bir zorluk yaratıyor. Bunu Marmara geneline yayarsak deprem 11 ili etkileyecek. Depremden etkilenen nüfus 25 milyonun, konut sayısı 6 milyonun üzerine çıkacak. Türkiye'nin, gayrisafi milli hasılasının büyük kısmının Marmara Bölgesi'nde olduğunu düşündüğümüzde bu bir afet sorunu değil, bir milli güvenlik sorunu" diye konuştu.
Deprem sonrası yaraların hızlıca sarılması için DASK'ın önemine vurgu yapan Ersoy, şöyle devam etti: "DASK dünyaya örnek bir sigorta havuzu. Kimse değinmiyor ama Marmara Denizi'nde 7'den büyük çifte deprem olabilir. 99'da da üç ay arayla iki deprem meydana geldi. Gölcük ve Düzce depremleri santimetre mertebesinde üst üste çakışıyor. Bu da gösteriyor ki bir tane büyük deprem olacakmış, onun yerine üç ay arayla iki deprem olmuş. Bu bir bakıma iyi, ama arka arkaya gelince yorgun binaların yıkılmasına yol açtı. Benzer bir durum yine olabilir."