'Afedersiniz efendim. İsteyerek olmadı.' 'Uyuyamıyorum.' 'Asla Scotch'tan Martini'ye geçmemem gerekirdi.' Lanet olsun... Sakın Tanrı'dan bana yardım etmesini istemeye kalkma' 'Hayır, kesinlikle söylemem' 'Ölmek üzereyim veya ölmekteyim: bu ifadelerin ikisi de doğrudur.' 'Yaşıyorum!' 'Aklım karıştı. Şeytan git buradan' 'Şimdi bunu niye yaptım ki?' 'Hey arkadaşlar! Yarınki gazetenin manşeti için şu başlığa ne dersiniz: 'Kızarmış Fransız'? (French Fries)' 'Allah'ın cezası Bognor' 'Durdu.' 'LSD, 100 mikrogram I.M' 'Sen kazandın, ey Hıristiyan!' 'Kendimi kötü hissediyorum. Doktor çağırın.' 'Yarından itibaren artık burada olmayacağım' 'Acele et sersem herif, sen böyle oyalanırken ben 10 adam öldürürdüm!' 'Söndür şu lanet olası sigarayı!' 'Lütfen dikkat edin, düşmeyeyim.' 'Papaz efendi, bence şu an düşman kazanmak için iyi bir zaman değil.' Bundan sonraki alıntılar, Constance Jones'un “Huzur İçinde Yatsın” adlı kitabından alınmıştır: “Beni kesip, içimi açmalarını sağlayacağına yemin et. Böylece canlı canlı gömülmekten kurtulurum” 'Her şeyden öyle sıkıldım ki...' “Tüh, bunu duble yapsaydınız keşke...” “Bu da benim için yeni bir deneyim olacak” “Bu cehennemin aşağılık yaratıklarına çok düşkünüm ve onların hasretini çekiyorum” “Mezarıma ne resim ne heykel ne de fotoğraf, hiçbir şey koymayınız” “Bir merdiven çabuk bir merdiven getirin” “Biraz daha ışık” “Haşa ben ölümden korkmuyorum. Çünkü ben Müslümanım. Her Müslümana yakışan da ölümü tebessümle karşılamaktır. Hakikaten ölüm ebediyet alemine açılan ilk perdedir” “İşte bu iyi” “Her şey bitti, artık çok geç” “Biraz dinleneyim” “Ya duvar kağıdı gidiyor, ya da ben” “İşte bu fena” 'Siyah bir ışık görüyorum' 'Komedi bitti' 'Neden olmasın? Ne de olsa kendi malı' 'Ben görevimi burada bitiriyorum' 'Ölümün tadı, dilimin ucunda. Bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum'