HAYATINI DEĞİŞTİREN O AN
Tam o sırada ailenin küçük kızı Zeynep uyuduğu yan odadan kalkıp yanlarına gelmişti. Baba sevgisini hiç tatmamış olan 5 yaşındaki Zeynep, ablasının tersine ve özellikle de adama anında ısınmış, ona gülücükler yapmış, bacaklarına sarılıp kucağına alsın diye ısrar etmiş, saçları okşanıp, sevgi görünce de adamın göğsüne yatıp tekrar uyumuştu. Bunun üzerine Zeynep'e kanı kaynayan aile; "İşte bu. Zübeyde'yi değil Zeynep'i alalım" demiş. Öz anne Emine teklifi kabul edince Zeynep'in hayatı değişmiş. Tabii "o hayatın bitiş şekli de...
"SIRDAŞIYDI!
Sahipsizler mezarlığına gömülmesine ramak kala en yakın arkadaşı olan Aslıhan Kumtepe ortaya çıktı ve "Zeynep kimsesiz değildi. Cenaze masraflarını ben üstleniyorum" dedi. Tiyatro öğrenimi gören Kumtepe gözyaşlarıyla anlattı "kankası" Zeynep'in bilinmeyenlerini: Bana bazen, 'Ölürsem mezarıma papatyalar getir. Çocuğum varken ölürsem sen ona sahip çık, sakın evlatlık verme' diyordu. Mezarına papatyalar götürdüm kardeşimin.
'YAZAR OLACAĞIM...'
Edebiyatı çok seviyordu. Esas amacı gazeteci- yazar olmaktı. Hikayeler, duygusal şiirler, öyküler yazardı. Ama tek başına ayakta kalabilmek için iyi para kazanacağı bir mesleği olmalıydı. Kurslara gitti, üniversite kazandı, İktisat okudu. 'Ben bu bankanın genel müdürü olacağım. CEO olacağım' diyordu. Gitar çalmak istedi ama 'Parmakların kısa' dediler. Şarkı söylemek istedi, sesi kötüydü. Babasının hediye ettiği küçük bir mızıka vardı. Onu çalar; 'Hiç birini beceremedim bari mızıka çalayım' diyerek çantasından ayırmazdı. Adını açıklamak istemeyen bir başka arkadaşı ise Zeynep'i anlatırken: Esas aşkı şimdi mühendis olan bir başka gençti. 'Kimseyi onun gibi sevemem. Rüyalarımda bile onu görüyorum. Çok genç olduğumuz için ikimiz de hatalar yaptık. En büyük hatam onu terk etmek oldu' diyordu. Oysa o genç adam okuyup başarılı bir mühendis olmuştu. Zeynep çok sosyaldi. Kimsenin kendine acımasını insanların, onun kötü durumda olduğunu düşünmesini istemezdi. Parasını idareli kullanır, kimseden borç istemez, zor durumdaki arkadaşlarına yardım ederdi...
'AŞKSIZ DA OLUR'
Son zamanlarda içine kapandı. Yakınları, sevgilisine onay vermiyordu. Zeynep ise anne olmak için hemen evlenmek istiyordu. 'Bu saatten sonra aşk evliliği yapmasam ne olur! Çocuklarım olsun. Evlat nasıl yetiştirilir göstereyim' diyordu. Öldürülmeden 3 gün önce birkaç kişiye, 'Öz annem 4 çocuğa bakmış ama bana bakamamış. Onu asla affetmem! Yine de anamdır deyip ilgilenmek istiyorum. Haftaya her türlü erzaktan alıp kapısına götüreceğim. Sen beni besleyemedin ama ben yanındayım anne diyeceğim' demişti.
YASALARA GÖRE TÜM MALI ÖZ ANNENİN
Zeynep'in ölümüyle mirası da polemik konusu olmuş, öz anne ile üvey akrabalar 2 daireyi almak için harekete geçmişti. Zeynep ise sağlığında, mirasını çocuk yuvasına bırakmak istediğini belirtmişti. Ancak Medeni Kanun'un 500. maddesi "evlatlık alınan kişinin mirasının sadece öz ailesine kalacağını" söylüyor. Buna göre Zeynep'in mirası, aksi ispat edilmedikçe (belge, vs.) biyolojik annesi ve kardeşine kalacak.
'BİZ MİRAS İSTEMEDİK'
Öz annenin yakınları ve Zeynep'in kardeşleri çok üzgün... Ablası Zübeyde diyor ki: Annemin akli dengesinde sorun var. Çok da saf, cahil bir kadındır. Onun 'Mirası istiyorum, evleri istiyorum' demesi sağdan soldan doldurma. Biz aile olarak hiçbir şey talep etmiyoruz... Bu arada Zeynep'in cenaze masraflarının, arkadaşlarına gerek kalmadan bankası tarafından ödendiği de ortaya çıktı.
