'Babanın kafasına sıktım görsem sana da sıkardım'

Tanıklarla, zanlılar yüzleşti. Önce susma haklarını kullandı. Sonra katliamı anlattı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 07 Mayıs 2009 Güncelleme 07 Mayıs 2009, 02:41

İÇİNDEKİLER

Yakalananlar susma hakkını kullanıyor ifade vermeyi reddediyorlardı. Sorgucular tanıkları getirip yüzleştirme kararı aldı. Katliama tanıklık edenler köyden alındı. Sorgu merkezine getirildi. Ortam inanılmaz gerildi. Gözleri önünde yakınları delik deşik edilen tanıklar zanlılara saldırmak istedi ama hemen müdahale edildi. Sıra yüzleşmeye gelmişti. Olayda babası ve 2 kız kardeşini kaybeden. Silah sesleri üzerine evinden bakıp kaçarken saldırganları görüp tanıyan tanık "İşte biri bu dedi." Sonrası şöyle gelişti.

- İşte komutanım bu elinde keleşle koşarak kaçıyordu. Kaçarken evin karşısındaki kamyonun tekerlerine de ateş etti ki yaralı ölü taşınmaya, peşlerine düşülmeye. Sorgucu: - Ne diyorsun bu iddiaya?
Zanlı ses çıkarmadı. Yere baktı, sustu...

- Sana sordum. Ne diyorsun?
- Allahvekil hepsi yalandır kumandanım. Ben hiç öyle bir şey yapmamışım...

- Bu senin akraban niye yalan söylesin ki?
- Bunlar bizi sevmez. Örgütün işini bize yıkmaya çalışıyorlar komutanım... Bu laf üzerine çığrından çıkan genç ağzını bozar:

- Ulan gavat sen değil miydin kapının arkasına yaslanıp avradın çocuğun üzerine şarjör bitiren?
- Değildim yalan söyleme...

- Ula ne yalanı? Erkekliğini burada göstersene erkek gibi konuşsana, biz vurduk desene. En çok da bu vurdu komutanım.
Bir süre sonra söz konusu sanık ağır hakaretlere ve baskıya dayanamayıp bağırır:

- Babanın kafasına da ben sıktım ulan. Seni de görsem sana da sıkardım.
Zanlı itiraf etmiştir. Sorgucular istediğini öğrenmiştir ama kurbanların yakını genç, bir anda sakinleşir ve kurnazca şöyle konuşur:

- O zaman tamam. Ben bunu görmedim komutanım. Bu yoktu aralarında. Hatta bunların hiç biri yoktu. Biz bunları suçlamıyoruz. Suçsuz yere hapse girmesinler. Serbest bırakın köye dönsünler bunlar. Biz kendimiz ilgileniriz, serbest bırakın.

'NAMAZA DURUYORLAR GELİN ARTIK'
Uygun an gelinceye kadar eğlenirmiş gibi yapan çocuk imamın "Haydi erkekler namaza" demesiyle birlikte kendisine verilen cep telefonunu kullanarak "Namaza duruyoruz. 5 dakika sonra tamamdır" mesajı çekti. Çocuk daha sonra abdest tazeleme bahanesiyle bahçeye çıkıp uzak köşedeki kulübe şeklinde taş helaya saklandı. Katiller plan gereği tam 6 dakika sonra ön ve arka cepheden ani baskın yaptı. Önce erkekler namazda savunmasız yakalanıp tarandı. Sonra da diğer odalarda korkuyla bekleşen kadın ve çocuklar katledildi. Namaz sırasında zimmetli silahlarını koridora bırakmışlardı. Katiller o silahları da kullanıp sahiplerinin üzerine ikinci defa kurşun yağdırdı. Kaçarken de o silahları yanlarına aldı.

VALİYE GÖRE KATLİAMIN NEDENİ YASAK İLİŞKİ

Savaş Ay dün Mardin Valisi Hasan Duruer'le özel olarak görüştü. Vali Duruer olayın gerçek sebebini soran arkadaşımız Savaş Ay'a "Resmi ifade alınacağı zaman hepsi önce susma hakkını kullandı. Ama tanıkları vardı, yüzleştirme yapılınca çözülme de oldu. Resmi ifade dışı konuşulmuş bazı sözler de var" deyip şu ana kadar hiç sözü edilmeyen bir iddiayı nakletti. Valinin naklettiği bu iddiaya göre "Katillerden birinin eşiyle evde öldürülenler içinde bulunan bir korucu arasında yasak ilişki yaşanmaktaydı. Söz konusu kişi için zaman zaman dağlara giden akrabası korucunun eşiyle gizlice birlikte oluyordu." Savaş Ay, bu iddiayı araştırmak üzere dün hem Bilge Köyü'ne hem de civardaki çevre ahalinin toplandığı bazı dinlenme tesislerine gitti. Bundan sonrasını A Takımı'nın kaptanı anlatıyor: Detayları araştırdım. Herkes çok ketum davranıyordu. Ancak bazı duyduklarım bu iddiayı doğrular nitelikteydi. Bu gizli ilişki 2 ay kadar önce katliamda ölen imamın köye geldiği ilk günlerde meydana çıktı. Çelebi Ailesi'nin ileri gelenleri, genç imamın köyde hangi eve yerleştirileceği konusunu konuşmak üzere toplanmışlardı. Bazıları "Eski imamın kaldığı yere şimdi o geçsin" derken bazıları da "Bu imam bekar. Ona yeni ve uygun bir ev bulalım" deyip bir akraba evinin üst katını önerdi.

ARAŞTIRIP ÖĞRENİNCE...

Ancak o kişi evinin uygun olmadığını söyleyince tartışma alevlendi. Duyanlar da gelince kavgaya dönüştü. Silah kullanılmadı ama sopalar ve taşlarla 20 kişi yaralandı. Bu kavga sırasında bazı kişiler korucuya karısının yasak ilişkisini ima eden sözler sarf etti. Bu lafları önce öfkeyle söylenilen saçmalıklar diye düşünenlerin içine kurt düştü. Sonra bazı araştırmalar yapılınca şüpheler arttı. Aldatıldığı ileri sürülen koca ve en yakınları (MÜFREZESİ) 2 aydır bunun intikamını almak için planlar kurdu. Sonuç 5 Mayıs Katliamı'ydı.

TOZ KALKTI 15 KİŞİ ÖLDÜ
Bilge Köyü'nün sicilinde çok vukuat var. 1980'li yıllarda köy ahalisi zengin oldu. O zaman köy 170 haneydi. Irak'a taşımacılık yapıyorlar bazı kaçak işine giriyorlardı. Hepsi kamyon almıştı. Cemil Çelebi en çok kamyona sahip olandı. Sonra Alabalık tesisleri kurdu. Aile içindeki bir grup az ötesine aynı tesisten kurdu. Çekişmeler, kim daha zengin yarışması başladı. Ortam gerildi. Bir akşam vakti Cemil Çelebi'nin kamyonu komşu evin önünden geçerken toz kaldırdı. Kadınlar bağırınca şoför küfür etti. Erkekler işe karıştı. Silahlar konuştu 15 kişi öldü, 22 kişi yaralandı. Kalanların bir kısmı korkup Bursa ve Gemlik tarafına yerleştiler. Toz kalktı 15 kişi öldü. 1992'de köyü PKK bastı. 7-8 kişiyi öldürdü. Bütün köy korucu oldu. İz sürüp dağlarda 15 PKK'lıyı öldürdü.