Cumhurbaşkanı Gül'den 29 Ekim mesajı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokrasinin kalitesinin yükseltilmesi, Türkiye'de gerçek barış ve huzurun yakalanmasının yanı sıra, istikrar, refah ve güvenliğin de teminatı olacağını söyledi.

Giriş Tarihi 28 Ekim 2012, 00:00 Güncelleme 28 Ekim 2012, 13:20
Cumhurbaşkanı Gül’den 29 Ekim mesajı

İÇİNDEKİLER

Birlik ve beraberliğin korunmasını isteyen Gül, kısır çekişmelerle enerjinin boşa harcanmaması gerektiğini ifade etti. Başta siyaset alanı olmak üzere uzlaşma kültürünün benimsenmesi, diyaloğun sürdürülmesi, sağduyulu ve akılcı yaklaşımlar sergilenmesi, önümüzdeki yıllarda çok daha güçlü bir Türkiye görmeyi mümkün kılacağını belirten Gül, "Terör başta olmak üzere, ülke gündemini işgal eden sorunları kararlılıkla ama aynı zamanda da itidalle, kalıcı bir şekilde çözecek gücümüz ve tecrübemiz mevcuttur. Hiçbir sorunun geleceğimizi ipotek altına almasına müsaade etmeyeceğiz. Karanlık emeller peşinde koşanlar, her zaman olduğu gibi, tüm Türkiye'yi karşılarında tek yürek olarak bulacaklardır." dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıl dönümü sebebiyle bir mesaj yayımladı. "Bugün milletimizin en büyük bayramını coşkuyla kutlarken, cumhuriyetimizi nitelikleri ve kazanımlarıyla her geçen gün daha da ileri taşımanın kıvancını duyuyoruz." diyen Gül, Atatürk'ün önderliğinde yürütülen istiklal mücadelesinin emsalsiz bir zaferle neticelenmesi ve ardından milletin kendi iradesi doğrultusunda yönetimde söz sahibi olmasını sağlayan Cumhuriyet'in kurulmasının Türkiye'nin istikametini belirleyen bir adım olduğunu ifade etti.

Bu başarı ve büyük eserin milletimizin özgüveninin, birlik ve beraberliğinin, bağımsızlık aşkının, müreffeh ve güçlü yarınları hep birlikte kurma anlayışının tabii yansımasından başka bir şey olmadığına dikkat çeken Gül, cumhuriyetin ilan edilmesinin Türk milletini muasır medeniyet seviyesine ulaştıracak adımların en önemli aşamasını oluşturduğunu vurguladı.

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Atatürk'ün öncülüğünde Türkiye'nin dünya sahnesinde hak ettiği yeri alabilmesi ve ilelebet payidar kalabilmesi yolunda güçlü bir irade ortaya konulduğunu anlatan Gül, "Bu irade ve azmin, yöneticisinden vatandaşlarına kadar toplumun bütün kesimlerini kuşatmış olması, memnuniyet vericidir. Son yıllarda adeta bir sıçrama dönemi yaşayan Türkiye, sorunlarına rağmen istikrarlı bir şekilde ilerlemekte; gelişmeye devam etmektedir. Ülkemizin ekonomi, demokrasi, hukuk, kültür, siyaset alanlarında gerçekleştirdiği dönüşümler büyük bir zihniyet değişikliğini de beraberinde getirmiştir. Bu, takdire şayan bir ilerlemeye işaret etmektedir. Bugün ülkemiz, ilerleyen demokrasisi, gelişen ekonomisi, güçlü ordusu, zengin insan kaynağı ve müteşebbisleriyle, uluslararası alanda giderek yükselen bir profil sergilemektedir. Türkiye, bugüne kadarki başarılarıyla ümit veren, halkının özgüvenini yükselten bir ülkedir. Ciddi risk ve tehditlerin bulunduğu bir coğrafyada Türkiye, Atatürk'ün 'yurtta sulh, cihanda sulh' anlayışının perspektifinde, yakın bölgesine ve ötesine barış, adalet ve refahı yaymaya çalışmaktadır. Türkiye'nin, demokratik ve laik bir ülke olarak, farkındalık yaratan nitelikleriyle, bölgemizde ilham kaynağı olması, vizyoner bir bakış açısının tezahürüdür. Esasen bu durum, sahip olduğumuz yumuşak güç unsurlarının sağladığı somut bir kazanımdır." tespitini yaptı.

Türkiye'nin uluslararası alandaki bu konumunu pekiştirecek, kazanımlarımızı sağlamlaştıracak adımların kararlı bir şekilde devam ettirilmesinin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bu umut ve güvenle cumhuriyetimizin 100. yılına doğru ilerlerken geçmişle geleceğin muhasebesinin yapılmasının yeni hamleler için cesaret vereceğini kaydetti.

Gerek dünyanın içinden geçtiği süreçte gerek bölgemizdeki çalkantılı dönemde ülke olarak daima güçlü durumda olunduğunun altını çizen Gül, şöyle devam etti: "Türkiye'nin öncelikleri ve hedefleri bellidir. Yeni dünya düzeninin muktedir bir ülkesi olma iddiamızı gerçekleştirebilmemiz için, büyük bir itina gösterilmesi gereken önceliklerimizi bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz hiç şüphe yoktur ki, en önemli değerimizdir. Vatandaşlarımız demokratik rejimin erdemlerinin kıymetini bilmekte, bunun bilinci içinde yarınlara güvenle bakmaktadır. Ortak hedefimiz, herkesin demokrasi ve hürriyet içinde yaşadığı, hak ve özgürlüklerini evrensel standartlarda kullandığı bir Türkiye'dir. Türkiye'nin gelişmiş bir demokrasi haline gelmesi için, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesinin, hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinin taşıdığı önem aşikardır. Bir ülkedeki özgürlük ortamı, esasen demokrasiye hayat veren bir güçtür. Şüphesiz, özgürlükçü, çoğulcu, demokratik yeni bir anayasanın hazırlanması, demokratikleşme sürecinin en önemli adımını oluşturacaktır. Demokrasimizin kalitesinin yükseltilmesi, ülkemizde gerçek barış ve huzurun yakalanmasının yanı sıra, istikrar, refah ve güvenliğin de teminatı olacaktır. Bu vesileyle, temel hak ve özgürlükler konusundaki eksikliklerimizin tamamlanması amacıyla da hassasiyetlerimizi korumamız gerektiği kanaatindeyim. Demokrasinin vasıfları kadar, güçlü bir ekonomi de gelecekte dünya üzerindeki konumumuzu belirleyecek kıstaslardan biridir."

Son yıllardaki performansıyla fark oluşturan ekonominin, istikrar içinde, sürdürülebilir bir hızla büyümesinin önemini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Türk ekonomisinin dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer almasını sağlayacak politikalar kararlılıkla uygularken bu doğrultuda yapısal reformların sürdürülmesinin de elzem olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği, cumhuriyetimizin temel öncelikleriyle örtüşen stratejik bir hedef olduğunun altını çizen Gül, "Katılım müzakerelerinin başarıyla sonuçlanması için, bir taraftan AB'nin önümüze çıkardığı suni engelleri kaldırması yönündeki siyasi baskılarımızı yükseltirken, diğer taraftan da reformların devam etmesini sağlamak zorundayız. Sadece demokrasi, ekonomi, savunma ve dış politika alanlarında değil, eğitimden bilim ve teknolojiye, kamu yönetiminden, sosyal politikalara ve vatandaşların en yüksek hayat standartlarına ulaştırılmasına kadar pek çok alanda güçlü bir ülke olmak için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. 'Her alanda gelişmiş, üretken, zengin, demokrat ve modern bir Türkiye' en büyük idealimiz olmaya devam edecektir. Yeter ki, gücümüzün, potansiyelimizin, kapasitemizin farkına varalım, birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmayalım." tavsiyesinde bulundu.

"Enerjimizi boşa harcamanın, kısır çekişmelerle günü geçirmenin getirdiği ağır yükü yakın tarihimizden biliyoruz." ifadelerine yer veren Gül, "Yıllarımızı heba etmenin acısını hep birlikte çektik. Dolayısıyla başta siyaset alanı olmak üzere uzlaşma kültürünün benimsenmesi, diyaloğun sürdürülmesi, sağduyulu ve akılcı yaklaşımlar sergilenmesi, önümüzdeki yıllarda çok daha güçlü bir Türkiye görmemizi mümkün kılacaktır. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki; terör başta olmak üzere, ülke gündemini işgal eden sorunları kararlılıkla ama aynı zamanda da itidalle, kalıcı bir şekilde çözecek gücümüz ve tecrübemiz mevcuttur. Hiçbir sorunun geleceğimizi ipotek altına almasına müsaade etmeyeceğiz. Karanlık emeller peşinde koşanlar, her zaman olduğu gibi, tüm Türkiye'yi karşılarında tek yürek olarak bulacaklardır. Bu duygularla, yurt içindeki ve dışındaki bütün vatandaşlarımızın, parlak geleceğimizin umut veren ışıkları sevgili çocuklarımızın ve gençlerimizin Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Bütün vatandaşlarımıza bu büyük bayram gününde selam ve sevgilerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı.