CHP'nin "128 milyar dolar" iftirasını bu kez TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan çürüttü! İftirayı atanlara sert tepki: "Müfterinin ahlakı olmaz"

CHP'nin eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı hedef alarak yaydığı "128 milyar dolar" iftirası bir kez daha çürütüldü. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda söz konusu iftiraya ilişkin açıklama yapan Hafize Gaye Erkan, meseleyi teknik bir şekilde izah ederken, "Sanki TCMB Rezervleri kayıtsız bir şekilde, mevzuata aykırı bir şekilde elden çıkartılmış gibi bir algıyı ne TCMB ne de Türkiye kamuoyu hak etmektedir. " dedi. Konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarları Özlem Doğaner ve Salih Tuna TCMB'nin değerlendirmelerine yer verdi. Doğaner, "Bunu da anlamayan olacaktır. Oksijen harcamaya değmez." ifadelerini kullanırken Tuna, "Sizce "128 milyar dolar" kampanyasından biraz olsun utanmışlar mıdır? Ben hiç sanmam. Çünkü "utanma duygusu" ahlaktandır. Müfterinin ahlakı olmaz." dedi.

Giriş Tarihi 04 Ekim 2023, 15:30 Güncelleme 05 Ekim 2023, 16:17
CHP’nin 128 milyar dolar iftirasını bu kez TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan çürüttü! İftirayı atanlara sert tepki: Müfterinin ahlakı olmaz

İÇİNDEKİLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı ve muhalefetin köpürttüğü "128 Milyar dolar" iftirası bir kez daha çürütüldü.

TCMB BAŞKANI HAFİZE GAYE ERKAN 128 MİLYAR DOLAR İFTİRASINI ÇÜRÜTTÜ
Söz konusu iftira ile eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı hedef alan Cumhuriyet Halk Partisi geçtiğimiz yıl tazminata mahkum edilmişti. 128 milyar yalanını son olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan çürüttü.

Erkan muhalefetin nasıl anlamsız ve tutarsız bir algı operasyonu yaptığını gayet teknik bir şekilde izah etti.

"TEKNİK VE TEORİK OLARAK MÜMKÜN DEĞİL"
Dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum yapan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan şunları söyledi:

"Rezervler kur oynaklıklarını ve sığ piyasalarda manipülasyonları engellemek ile ekonominin dış finansman ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. TCMB'nin 128 Milyar Dolar rezerv kullanımı soruluyorsa bu dönemde ülkenin dış yükümlülüklerindeki değişim ile yerleşik kesimlerin dış varlıklarındaki artışa bakarsanız bu soruya cevap aramazsınız. Rezervler, kurda oynaklığı önlemek, piyasa manipülasyonları ile suni devalüasyonla ülke ekonomisini krizi sürüklemenin önüne geçmek, ithalatçıların ihtiyaç duyduğu dövizi temin etmek yani cari açığı finanse etmek ve içerdeki hanehalkı ile firmaların döviz taleplerini karşılamak için mevzuata uygun daha doğrusu tüm dünyada olduğu gibi TCMB işlemleri ile piyasa satılmıştır. Sanki TCMB Rezervleri kayıtsız bir şekilde, mevzuata aykırı bir şekilde elden çıkartılmış gibi bir algıyı ne TCMB ne de Türkiye kamuoyu hak etmektedir. Bilişimin, iletişimin bu kadar yaygınlaştığı ve şeffaflaştığı bir zamanda TCMB gibi ülkenin en kurumsal kurumları başında gelen bir kamu kurumunda kayıtsız usulsüz bir şekilde rezerv elden çıkarmak teknik olarak da teorik olarak da mümkün değildir."

Erkan, yaptığı teknik ve detaylı açıklamasıyla son yıllarda kamuoyunda en fazla tartışılan konuya açıklık getirdiği gibi, Türkiye'ye yönelik nasıl bir algı operasyonu yürütüldüğünü de gözler önüne sermiş oldu.

Dünyadaki uygulamalara da değinen Erkan'ın açıklamasında en dikkat çeken husus ise o dönem rezervler kullanılmasaydı Türkiye ekonomisinin içine düşeceği devalüasyon ve beraberinde geleceği derin ekonomik krizdi.

Erkan'ın açıklamaları ile Berat Albayrak sonrası o döneme ilişkin ilk defa akademik-bilimsel bir şekilde yapılanların izahı kamuoyu ile paylaşılmış oldu.

KKM İDDİALARINA YANIT
Öte yandan KKM'nin ne için ve ne zaman uygulamaya konulduğunu ayrıntılı bir şekilde açıklayan TCMB Başkanı, "KKM uygulamaya konulmasaydı ortaya çıkacak olan toplumsal maliyeti hiç dikkate almıyorsunuz. KKM arızi/geçici bir uygulama olarak döviz kurunda aşırı oynaklığı önleyerek olası bir devalüasyonu ve toplumun ağır maliyet üstlenmesini engellemiştir." dedi.

Böylece TCMB başkanı, KKM'nin toplumsal maliyeti kamusallaştırarak toplumsal refahın daha fazla erimesine karşı bir önlem olduğunu ve maliyet-külfet ilişkisi dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu.

Erkan "Sayın Cumhurbaşkanımız bizi atarken bize gerekli talimatı verdi "kanunlar çerçevesinde fiyat istikrarını sağlayın ve hayat pahalılığını bu milletin gündeminden çıkarın" bu talimat çerçevesinde tüm kararlarımızı bilimsel temellere dayalı olarak alıp bağımsız bir şekilde uyguluyoruz" dedi.

Konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarları Özlem Doğaner ve Salih Tuna TCMB'nin değerlendirmelerine yer verdi.

OKSİJEN HARCAMAYA DEĞMEZ
Doğaner, "Bazen bazı yapılanları izah etmek kolay olmuyor, zaman sizin yerinize gösteriyor insanlara. Bazıları da anlamamakta ısrar ediyor elbette. Bir sözle, bir soruyla hem tekrar tartışma çıkarayım hem de o popülariteden yararlanayım maksadıyla... Bunu da anlamayan olacaktır. Oksijen harcamaya değmez." ifadelerini kullandı.

İşte Doğaner'in 5 Ekim tarihindeki yazısı:

ANLAMAYA NİYETLERİ YOK
Yalan yanlış açıklamalarla yürütülen kampanyalar, "128 milyar dolar nerede?" diyerek siyasi linç yapmaya çalışan muhalefet... Merkez Bankası'nın rezerv konusu teknik bir konu, "Nasılsa kimse anlamaz" rahatlığıyla anlamsız ve tutarsız algı operasyonları... Bakıyorsunuz muhalefet kazandı mı? Hayır. Bu karalama kampanyasının peşinde koşanlar sadece ülkeye zaman kaybettirdiler. Bazı işleri tabiri caizse "hayret makamında" izliyorsunuz. Zaman geçtikçe hakkını yedikleri, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yaptıklarını daha net anlıyorlar. Ne zaman adı geçse "Berat Bey'e çok haksızlık edildi" sözünü her çevreden duyuyorum. Bazen bazı yapılanları izah etmek kolay olmuyor, zaman sizin yerinize gösteriyor insanlara.
Bazıları da anlamamakta ısrar ediyor elbette. Bir sözle, bir soruyla hem tekrar tartışma çıkarayım hem de o popülariteden yararlanayım maksadıyla... Mesela Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunumunda da yine öyle bir çabaya rastladık. Merkez Bankası Başkanı Erkan rezerv sorusuna öyle yanıt verdi ki elleri boş kaldı. MB Başkanı Erkan'ın sözlerini birebir yazayım:



"O dönemde TCMB ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında yapılan bir protokol var. Yapılan işlemin mevzuatsal dayanağı var. Beni üzen noktayı paylaşmak isterim: Maalesef sanki, TCMB döviz rezervleri gizli saklı şekilde belirli kurum veya kişilere aktarılmış gibi bir anlayış var. Türkiye, ciddi bir bürokratik geçmişi, geleneği olan, kurumları olan bir ülke. Türkiye'nin bir evladı olarak, böyle bir ülkede, iletişim ve bilgi teknolojilerinin bu kadar geliştiği bir çağda, Merkez Bankası gibi dünyaya açık bir kurumda 'rezervler ne oldu' şeklinde bir tartışmayı, kuruma da Türkiye'ye de yakıştıramam. Rezervler kur oynaklıklarını ve sığ piyasalarda manipülasyonları engellemek ile ekonominin dış finansman ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. TCMB'nin 128 milyar dolar rezerv kullanımı soruluyorsa bu dönemde ülkenin dış yükümlülüklerindeki değişim ile yerleşik kesimlerin dış varlıklarındaki artışa bakarsanız bu soruya cevap aramazsınız. Rezervler, kurda oynaklığı önlemek, piyasa manipülasyonları ile suni devalüasyonla ülke ekonomisini krizi sürüklemenin önüne geçmek, ithalatçıların ihtiyaç duyduğu dövizi temin etmek yani cari açığı finanse etmek ve içerdeki hanehalkı ile firmaların döviz taleplerini karşılamak için mevzuata uygun daha doğrusu tüm dünyada olduğu gibi TCMB işlemleri ile piyasa satılmıştır. Sanki TCMB rezervleri kayıtsız bir şekilde, mevzuata aykırı bir şekilde elden çıkartılmış gibi bir algıyı ne TCMB ne de Türkiye kamuoyu hak etmektedir.

Bilişimin, iletişimin bu kadar yaygınlaştığı ve şeffaflaştığı bir zamanda TCMB gibi ülkenin en kurumsal kurumları başında gelen bir kamu kurumunda kayıtsız usulsüz bir şekilde rezerv elden çıkarmak teknik olarak da teorik olarak da mümkün değildir."


Bunu da anlamayan olacaktır. Oksijen harcamaya değmez.

Salih Tuna ise, Berat Albayrak'a atılan alçak iftiralara tepki göstererek, "Sizce "128 milyar dolar" kampanyasından biraz olsun utanmışlar mıdır?
Ben hiç sanmam. Çünkü "utanma duygusu" ahlaktandır. Müfterinin ahlakı olmaz."
ifadelerini kullandı.

İşte Tuna'nın 5 Ekim yazısı:

Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı yıpratmak için ekonomi yönetiminin IMF'yle görüştüğü iftirasını attıkları dönemde, CHP'lilerin önde gidenlerinden Faik Öztrak otel odalarında IMF yetkilileriyle görüşürken yakalanmıştı.

Algı için yapmayacakları kepazelik yoktu. Zaten çok geçmeden "128 milyar dolar nerede?" şamatasına başlamışlardı.
Sağa sola, parti binalarına dev flamalara "128" yazmakla kalmamışlar, profil fotoğraflarını bile "128" yapmışlardı.
İçlerinden bir Allah'ın kulu çıkıp da "Arkadaşlar, önce IMF ile görüştüler dedik, şimdi de '128 milyar dolar nerede?' diyoruz. O kadar rezervleri olsa IMF ile neden görüşsünler? Ki, bizim Kemal Derviş'imiz IMF'den 1 milyar dolar kredi almak için Meclis'ten bir gecede 20 yasa çıkarttırmıştı. Birazcık mantıklı mı şey yapsak?.." demedi.


Bilemiyorum, belki diyen çıkmıştır da Engin Özkoç zekâlının biri, "TCMB rezervinde 127 milyar vardı, 1 milyar da IMF'den kredi alarak 128'e tamamlayıp öyle götürdüler..." diyerek bunları "ikna" etti.

Ne kadar "ikna" olsalar da CHP Milletvekili İlhan Kesici bir canlı yayında dayanamayıp "Para kaybolmaz, gidin bakın Merkez Bankası'na görürsünüz..." deyince panik oldular.

E herhalde gidip bakacak değillerdi. Zira peşinde oldukları gerçek değil, algıdan ibaretti.
Ne mi yaptılar?
Ne yapacaklar; algılarına zarar veren İlhan Kesici'yi anında boğuntuya getirip şamatalarına kaldıkları yerden devam ettiler.
Sayın Berat Albayrak da bu müfterilere dava açtı. Mahkeme oybirliğiyle iftira kampanyasının organizatörü CHP'yi 60 bin TL tazminat cezasına mahkûm etti. Berat Bey de bu paranın tamamını Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı'na bağışladı.
Hayır, özür dilemediler.



Geçen gün Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na öyle bir sunum yaptı ki "128 milyar dolar" iftiralarını adeta gözlerine soktu.
Dedi ki: "TCMB'nin 128 milyar dolar rezerv kullanımı soruluyorsa, bu dönemde ülkenin dış yükümlülüklerindeki değişim ile yerleşik kesimlerin dış varlıklarındaki artışa bakarsanız bu soruya cevap aramazsınız. Rezervler, kurda oynaklığı önlemek, piyasa manipülasyonları ile suni devalüasyonla ülke ekonomisini krizi sürüklemenin önüne geçmek, ithalatçıların ihtiyaç duyduğu dövizi temin etmek, yani cari açığı finanse etmek ve içerideki hane halkı ile firmaların döviz taleplerini karşılamak için mevzuata uygun, daha doğrusu tüm dünyada olduğu gibi TCMB işlemleri ile piyasaya satılmıştır. Sanki TCMB rezervleri kayıtsız bir şekilde, mevzuata aykırı bir şekilde elden çıkartılmış gibi bir algıyı ne TCMB ne de Türkiye kamuoyu hak etmektedir. Bilişimin, iletişimin bu kadar yaygınlaştığı ve şeffaflaştığı bir zamanda TCMB gibi ülkenin en kurumsal kurumları başında gelen bir kamu kurumunda kayıtsız usulsüz bir şekilde rezerv elden çıkarmak teknik olarak da teorik olarak da mümkün değildir..."

Sizce "128 milyar dolar" kampanyasından biraz olsun utanmışlar mıdır?
Ben hiç sanmam.
Çünkü "utanma duygusu" ahlaktandır. Müfterinin ahlakı olmaz.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN