Başkan Erdoğan'ın AK Parti grubundaki konuşmasının şifreleri! 4 maddede tek hedef Türkiye Yüzyılı

Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçim sonrası dün düzenlenen partisinin TBMM Grup toplantısında tarihi açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında 4 ana başlık üzerinde duran Erdoğan, teşkilata önemli mesajlar verdi. Tarihi konuşmanın şifrelerini Sabah Gazetesi yazarları Okan Müderrisoğlu ve Mahmut Övür, köşelerine taşıdı. Müderrisoğlu, "Erdoğan, 14-28 Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024 seçimlerinin içeriğini, fırsat ve risklerini iyi analiz etmiş. Belli ki çok aceleci davranmayacak!" derken Övür, "Gerçekten de AK Parti değişimi içselleştiren ve kendini yenilemeyi bilen bir parti. Bu AK Parti'nin kısa tarihinde defalarca görüldü." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 18 Nisan 2024, 10:51 Güncelleme 18 Nisan 2024, 10:51
Başkan Erdoğan’ın AK Parti grubundaki konuşmasının şifreleri! 4 maddede tek hedef Türkiye Yüzyılı

İÇİNDEKİLER

Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçim sonrası dün düzenlenen partisinin TBMM Grup toplantısında tarihi açıklamalarda bulundu.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarında 4 ana noktaya dikkat çeken Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14-28 Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024 seçimlerinin içeriğini, fırsat ve risklerini iyi analiz etmiş. Belli ki çok aceleci davranmayacak! Ama partisini, teşkilatlarını, kabinesini, Meclis grup yönetimini yenileyecek, takoz bürokrasiye ise neşter vuracak. Böylece yeni bir seçim zaferine ve Türkiye Yüzyılı Vizyonu'na uygun yürüyüşünü sürdürecek." ifadelerini kullandı.

İşte Müderrisoğlu 18 Nisan tarihli yazısı:

Aslında O'nun, kritik anlardaki duruşuna bizzat tanık olmuştuk. Dün de bizi şaşırtmadı. 2010'daki anayasa değişikliği paketinin parti kapatmayı güçleştiren maddesi TBMM Genel Kurulu'nda reddedilmişti. Meclis'in bahçesinde milletvekilleriyle sohbet ederken ilk haber geldi. Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, oylama sonucunu kendisine gösterdiğinde etrafı bir anda milletvekilleri ile sarıldı. Moraller bozuktu. O, "Tüm arkadaşlar genel kurula dönsün. Paketin kalan maddelerine sahip çıkın" dedi, telaşı hızla yatıştırdı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar gücünü kaybettiğinde de milletin iradesine saygı temelinde yine aynı kararlılık ve inançla dimdik durmuştu.
17 Nisan 2024, saat 12.15, AK Parti Grup Toplantısı... Heyecanlı gözler O'na kilitlenmişti. Seçim yorgunu ama umduğu sonuçları alamamış kadrolar liderin ne diyeceğini merakla bekliyordu. Konuşması tam manasıyla bir liderlik dersiydi. Ne abartılı tepki ne de hayalcilik söz konusu idi. Her cümle titizlikle seçilmiş, yerli yerine oturtulmuştu.



Hitabında, 4 ana noktaya odaklandı...
1- "Demokrasimizin bir sandık sınavından daha başarıyla çıkmasını sağladık" diyerek seçmenin takdirini olduğu gibi kabul edip saygın bir konuma yerleştirdi.
2- "Yerel iktidar-Merkezi iktidar" ayrımı yapan ve yerel özerkliği çağrıştıracak girişimlerde bulunanlara keskin şekilde set çekti. "81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir" dedi!
3- "Milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir özeleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir" tespiti ile siyasal gerçekçilik örneği sergiledi. Teşkilatlarına, kabinesine, parti yetki kurullarına sahip çıktı. "Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz" sözü verdi. "Beyler, bayanlar! Şunu herkes görsün ve bilsin: Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez!" çıkışı ile karamsarlık dalgasını dağıttı. Hatta bir adım ileri giderek "AK Parti'yi, eleştiri ya da özeleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara asla müsaade etmeyiz. Milletimiz dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz" ifadeleriyle belirsizlik kanallarını tümüyle tıkamış oldu.
4- Ve işin insani, vicdani ve duygusal boyutu. Filistin Davası ve Gazze! İşte bu noktadaki insafsız, izansız ithamlara içerlediğini belli etti. "Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım" diyerek kimsenin inkâr edemeyeceği o hususun altını çizdi: "Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin hassasiyetini sorgulayacak kalibrede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Unutmayın! 12 Eylül darbesi, Konya'daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın! 28 Şubat darbesi, Sincan'daki Kudüs Gecesi'nin ardından geldi. Unutmayın! MİT'e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı! Bundan 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, Davos'ta katillerin yüzüne açık yüreklikle 'One minute' dedik!"



Özetle..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14-28 Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024 seçimlerinin içeriğini, fırsat ve risklerini iyi analiz etmiş. Belli ki çok aceleci davranmayacak! Ama partisini, teşkilatlarını, kabinesini, Meclis grup yönetimini yenileyecek, takoz bürokrasiye ise neşter vuracak. Böylece yeni bir seçim zaferine ve Türkiye Yüzyılı Vizyonu'na uygun yürüyüşünü sürdürecek.

BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ
Başkan Erdoğan'ın TBMM'deki "Bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Biz seçmenin mesajını doğru okuruz, arızaları düzeltir tekrar yola koyuluruz. Gerekli değişimi yaparız. Biz bitti demeden bitmez." ifadelerini köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür ise, "Gerçekten de AK Parti değişimi içselleştiren ve kendini yenilemeyi bilen bir parti. Bu AK Parti'nin kısa tarihinde defalarca görüldü. Çünkü AK Parti siyasi perspektifi olan, siyaset üreten ve farklılıkları içinde barındıran bir parti. Aynı zamanda değiştirdiği sosyolojinin kodlarına uygun bir değişimi yapma potansiyeline de sahip tek parti." ifadelerini kullandı.

Yerel seçimlerin üzerinden bir ay bile geçmedi. Düne kadar muhalefetin yüzde 60'la kazanacağını söyleyen öngörüsü yüksek siyaset uzmanlarından AK Parti içindeki "AKP'lilere" kadar herkes AK Parti'ye akıl verme peşinde.
Dün Başkan Erdoğan çok net konuştu:
"Bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Biz seçmenin mesajını doğru okuruz, arızaları düzeltir tekrar yola koyuluruz. Gerekli değişimi yaparız. Biz bitti demeden bitmez."
Gerçekten de AK Parti değişimi içselleştiren ve kendini yenilemeyi bilen bir parti. Bu AK Parti'nin kısa tarihinde defalarca görüldü. Çünkü AK Parti siyasi perspektifi olan, siyaset üreten ve farklılıkları içinde barındıran bir parti. Aynı zamanda değiştirdiği sosyolojinin kodlarına uygun bir değişimi yapma potansiyeline de sahip tek parti.


Bu özelliğe sahip olduğu için de bırakın kendisini, muhalefeti bile değiştirdi. Hatırlayın Başkan Erdoğan sık sık muhalefetin değişmediğine değinerek şöyle diyordu:
"Türkiye'nin en büyük problemi vizyoner, programcı, projeci, hayırda yarışmayı esas alan bir muhalefete sahip olmamasıdır. Ülkemizde her şeyi değiştirdik ancak muhalefeti maalesef değiştiremedik."
Aslında muhalefet kabul etmese de AK Parti hepsini değiştirdi. En başta da CHP'yi değiştirdi. Gerçi içselleştiremediler ama dünle kıyaslandığında tepeden inme de olsa "görünürde" çok değiştiler. Bir anlamda militan "laiklik gömleği" çıkartıldı.
Sadece seçim sonrası şu tabloya bakın: İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, makamında ailesiyle birlikte takkeli imama dua okutuyor, videosunu yayınlıyor. CHP'nin Balıkesir belediye başkanı seçilen Ahmet Akın görevinin ilk gününde Zağnos Paşa Camii'ne gidip sabah namazı kılıyor.
CHP'li Alaşehir ve Gemlik belediye başkanları da görevlerine Kuran'ı öpüp başlarına koyarak başlıyor. Ama daha ilgincini, Alaşehir Belediye Başkanı, "Kutsal kitabın öngördüğü şekilde dinimizin tüm değerlerine sahip çıkacağım" diyerek yapıyor. Kimse de dönüp "Ne oluyor?" demiyor.
İnanılmaz değil mi? Bu geçmişte söylenseydi kıyamet kopardı ya da eski Türkiye'nin militan Yargıtay başsavcıları Vural Savaş veya Abdurrahman Yalçınkaya olsaydı, CHP hakkında dava bile açılırdı. 2008 yılında AK Parti için açtılar zaten. O dava dosyasına gerekçe yapılanlar bugün olanların çok çok gerisinde. Bu değişim aslında AK Parti'nin eseri.
Tepeden inme de olsa CHP gibi statükocu bir partiyi böylesine değiştiren bir parti herhalde kendisini de çok daha rahat değiştirir?

ISTAKOZ VE JAKUZİ SİYASETİ
Dikkatinizi çekmiştir, CHP'nin yeni yönetimi ve Saraçhane medyası ne CHP'deki değişim gerçeğiyle, ne çevremizi saran ateş çemberiyle ne de içeride kendi belediyelerinin ihmallerinden kaynaklanan cinayet gibi kazalarla ilgililer. Umurlarında bile değil.
Seçim kazanmalarına rağmen hâlâ işleri güçleri yeni yalanlar ve algı operasyonları üretmek. Günlerdir Beşiktaş'ta 29 emekçinin katledilmesinin ve Antalya'daki teleferik kazasının üstünü örtmek için "jakuzi" yalanıyla gündem kirletiliyor.
Buna son anda bir de ıstakoz meselesi de eklendi. CHP'nin ve medyasının bunlar üzerinden siyaset yapmaları hiç şaşırtmıyor. Asıl şaşırtıcı olan, AK Parti içindeki bir grup siyasetçinin bu yalan ve zaaf üzerinden siyaset yapmaları. Mal bulmuş mağribi gibi hepsi yüklendi. Üstelik jakuzinin yalan olduğunu bile bile. Istakoz meselesi ise kişisel bir hataydı. Sevgili Şebnem Bursalı'yı yıllardır tanıyorum; işini iyi yapan, mesleğinin hakkını veren, iyi bir gazetecidir. Hatasını kabul etti ve özür diledi. Bunun üzerinden artık siyaset yapmak, sadece hata değil kasıttır ve farklı sosyolojileri içinde barındıran AK Parti siyasetine çok daha büyük zarar verir. Türkiye partisi AK Parti, birilerinin küçük hesaplarına kurban edilmemeli.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN