Ayasofya’nın hocası Babazade Efendi!

Eyüp Sultan’da ve Ayasofya’da hocalık yapan Babazade Efendi, “Bırakın haramı, şüphelisi bile Müslüman’ın ruhunu zayıflatır” derdi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 14 Haziran 2018 Güncelleme 14 Haziran 2018, 02:17
Ayasofya’nın hocası Babazade Efendi!

İÇİNDEKİLER

İstanbul'da doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1582'de vefat eden Babazade Efendi, zamanın âlimlerinden ders aldıktan sonra, öğrendiği ilimleri, Allah rızası rızası için taliplerine öğretmeye başladı.
Ayasofya ve Eyüp Sultan Medreseleri'nde müderrislik yaptı. İlmi, zühd ve takvası, Allahü tealanın emir ve yasaklarına uymaktaki gayreti, Resûl-i ekremin sallallahü aleyhi ve sellem sünnet-i şerîfine riayette sebatı ile meşhur oldu. Beş vakit namazı, hep Eyüp Sultan Câmii'nde cemaatle kılardı. Namazda tâdil-i erkâna çok uyar ve talebelerine de sıkı sıkıya tembih ederdi. Bilhassa nafile namazlarda tespihleri çok uzatırdı. Haram ve şüpheli şeylerden çok sakınan Babazâde, mübahların birçoğunu da terk ederdi.
Kâfir, bid'at sâhibi ve fasıklara yaklaşmanın, Müslümanlar'ın nurunu azaltacağını söylerdi.
Bu hususta talebelerine bir sohbetinde de şöyle buyurmuştur: "İyi biliniz ki Peygamber efendimiz ve arkadaşlarının zamanında olmayan bir şeyi sonra ibadet olarak yapan bid'at sâhibi ile oturmak, konuşmak, kâfirlerle arkadaşlık etmekten kat kat daha fenadır. Bid'at sâhiplerinin en kötüsü Peygamber efendimizin eshâbına düşmanlık edenlerdir. Bunlara değer vermemeli, aşağı görmelidir.
Bunlara kıymet veren İslâmiyet'i aşağılamış ona değer vermemiş sayılır. Çok dikkatli olunuz."

KAFİRLERLE ARKADAŞLIK OLMAZ
"Kafirlere gelince, Allahü teâlâ, Kur'ân-ı Kerîm'de, onların, kendisine ve sevgili Peygamberi'ne düşman olduklarını bildiriyor. Allahü teâlânın ve O'nun resûlünün düşmanları ile düşüp kalkmak ve o alçaklarla arkadaşlık etmekten daha çirkin bir iş olur mu?" Hüseyin Çelebi anlatır: Bâzı kimselerle birlikte, o zaman kâfirlerin oturduğu Langa Mahallesi'nden geçerek, Babazade'nin huzuruna geldik. Bir müddet sohbet buyurduktan sonra; "Değil kâfir mahallesine uğramak, kâfirin mumunun ışığının dokunduğu yerden geçmek bile iman nuruna zayıflık verir.
Yeniden eski hâlini alması için çok çalışmak gerektirir" dedi.
Ömrü, İslâmiyet'i yaymak ve insanlara doğru yolu göstermekle geçen Babazade Efendi, 1582 yılında vefât ettiğinde vasiyeti üzerine Eyüp Sultan yakınlarında bir türbeye defnedildi.

BİR RÜYÂ GİBİ!..
Babazâdenin vefatından sonra bir akrabası şöyle anlattı: "Bir gece Babazade Efendi, âdetlerinden daha erken bir vakitte kalktı.
Hazret-i Eyüp Sultan Türbesi'ne gitti. Türbedârı bulup, açtırmak ve bir müddet Kur'ân-ı Kerîm tilâvet eylemek niyetiyle türbe kapısına yöneldi.
Yaklaşınca, türbe kapısının açık, içeride de tanımadığı birçok kimsenin bulunduğunu gördü.
"Acaba bunlar kimdir?" diye düşünürken, bir topluluk daha geldi. Bunları da tanıyamadı. Ama onlar, kendisini tanıdıklarını ifade eden nazarlarla bakıyorlardı.
Ehl-i gaybdan olduklarını işâret edip, Babazade'nin de kendilerinden olduğunu müjdelediler. Bu hâdise kendisine bir rüya gibi geldi. Bir kâğıt bulup, yazdı.
Vefatından sonra ben bu kâğıdı görerek Babazâde'nin yüksek hâllerini sevdiklerine anlatmakla şereflendim.

HER YERDE ALLAH DOSTU BULUNUYOR
İstanbul'un hemen hemen her bir köşesinde Sahâbe-i Kirâm, Evliyâullah, Fetih Şehidleri ve Gâzileri, Padişah, Vâlide Sultan, Şehzâde ve Devlet Ricâlinin türbe ve kabirlerine rastlamak mümkündür. Bilhassa Fatih, Eyüp, Beşiktaş, Beyoğlu, Üsküdar ve Beykoz ilçelerinde bu ziyâret yerlerinin sayıları epeyce fazladır. Kimisi ihyâ edilmiş, kimisi bakımsızlıktan harâp olmuş, kimisi de ne yazık ki tamamen ortadan kalkmıştır. İşte Beykoz'un Nurlu Mekanları:

AKBABA MEHMET EFENDİ
Fatih Sultan Mehmed ile İstanbul'un fethine katılmıştır. Kabri, Beykoz'da, kendi adıyla anılan Akbaba Köyü'ndedir. Hemen yanında ise Can Fedâ Hatun Câmii yer almaktadır. Akbaba Hazretleri aslen Buharalı (Özbekistan) olup gerçek adı Mehmed'dir. Akşemseddîn ile birlikte Sultan II. Mehmed'in danışmanlığını yapmıştır.

ÇAKMAK DEDE
Beykoz'da Çakmak Dede Kabristanı'nda medfundur.
İstanbul'un fethine katılan askerlerden olduğu rivâyet edilmektedir. Hayatı hakkında bilgi mevcut değildir.

GAZİ YUNUS EFENDİ
Kabri, Beykoz-Yalıköy Mezarlığı'ndadır. İstanbul'un fethine katılan gazilerdendir.
Hayatı hakkında bilgi yoktur.

LEBLEBİCİ BABA
Beykoz, Ortaçeşme'de kendi ismi ile anılan câminin bahçesinde medfun olan bu Allah dostunun asıl adı Ömer'dir. 1500-1550 yılları arasında yaşamıştır. Kabrinin uzunluğu nedeniyle Uzun Evliyâ ve Leblebici Baba denilmiştir. Vaktiyle harap bir durumda olan kabri Ortaçeşme sakinleri tarafından ihyâ edilmiş ve yanına bir de câmi yapılmıştır. Hâlen ziyâret edilen kabirlerden biridir.

YARIN: EYÜP SULTAN HAZRETLERİ

HAZIRLAYAN: MEVLÜT YÜKSEL