Zengin ailelerin futbolcu çocukları

Yoksul ailelerden gelip, sıkıntılarına rağmen başarı merdivenlerini tırmanan pek çok yıldızın hikayesini biliyoruz. Peki ya tam tersi durumda olanlar?

GERARD PIQUE

Dünyanın en büyük kulüplerinden birisi olan Barcelona'da oynuyor, Kolombiyalı ünlü şarkıcı Shakira ile evli, ve hayatı boyunca hiç maddi sıkıntı çekmedi! Gerard Pique, hiç şüphesiz futbolcuların dünyasındaki en şanslı isimlerden.

Pique'nin babası Joan, başarılı bir avukat ve aynı zamanda işadamı. Annesi Montserrat ise Barcelona'da omurga sakatlıklarıyla ilgilenen özel bir hastanede yöneticilik yapıyor. Pique'nin dedesi Amador Bernabeu ise, bir dönem Barcelona Kulübü'nde yöneticilik yapmıştı.

FRANK LAMPARD

Frank Lampard, sahip olduğu futbolculuk kariyeri için çok çalıştı. Ancak hayatının finansal yönünde endişeleneceği hiçbir durum olmadı.

Babası Frank Lampard Senior, West Ham United'da sol bekti ve ailesine son derece rahat hayat şartları sundu. Diğer yandan Harry Redknapp de Lampard'ın anne tarafından amcası oluyor.

Lampard, ilköğretim hayatını dünyanın en prestijli özel okullarından birisi olarak kabul edilen Essex'detki Brentwood'ta tamamlamıştı.

KAKA

Yakın zamanda futbol kariyerine son veren Brezilyalı oyuncunun 'Kaka' lakabı, minik kardeşinin ona seslenme biçiminden miras...

Brezilya'da yoksulluk içinden gelen birçok futbolcunun hikayesini biliriz. Ama Kaka, diğerlerinin aksine birçok imkana sahipti. Zira babası ünlü bir mühendis, annesi ise öğretmendi.

ROBIN VAN PERSIE

Arsenal'den ayrılıp Manchester United'a gittiğinde arkasında birçok kırık kalp bırakmıştı Robin van Persie. Bunların arasına, Fenerbahçe taraftarının da dahil olacağına şüphe yok...

Sorunlu bir çocukluk dönemi geçiren Van Persie, birçok kez olumsuz davranışları nedeniyle okuldan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Van Persie'nin babası Bob, sanatçı ve heykeltraştı. Annesi Jose Ras ise ressam, tasarımcı ve aynı zamanda öğretmendi.

Gençlik dönemlerinde annesiyle babası ayrılan Van Persie'yi babası büyüttü. Babası ve annesi gibi sanatla ilgilenmek yerine, bambaşka bir yolu; futbolu seçti ve kendi yolunu çizdi. Şaaşalı geçen kariyerinin son dönemleri ise pek hoş gitmiyor...

MIDO

Mısırlı golcü özellikle 2000'li yılların başlaında Ajax forması altındayken yıldızını parlatmış ve 'Kahire Kralı', 'Nil'in Prensi' ve 'Genç Firavun' gibi lakaplarla lanse edilmişti.

Genç yaşlarındayken okul yerine sokak futbolunu tercih etti Mido. Ancak bu tercihi para için yapmıyordu. Zira babası Hossam Wasfi de bir futbolcuydu ve futbolu bıraktıktan sonra da bir seyahat acentası kurdu.

Müthiş tekniği ve yetenekleriyle ön plana çıksa da Mido uluslararası çapta bir türlü beklentileri karşılayamadı.

CIPRIAN MARICA

Ciprian Marica, Rumen futbolunun önemli yeteneklerinden birisiydi. Öyle ki 2005 yılında, Manchester United ve İngiltere'nin kaptanı Wayne Rooney ile kıyaslanıyordu.

Futbolu bırakan Marica'nın babası Mircea, oldukça varlıklı bir işadamıydı. 18. yaşgününde oğluna lüks bir spor araba almıştı. Futbol kariyerinin başlarında, varlıklı bir aileden geliyor oluşu nedeniyle kariyerinde başarılı olamayacağı şeklinde yorumlar bile yapılıyordu.

Kariyeri boyunca Dinamo Bükreş, Shakhtar Donetsk, Stuttgart ve Schalke gibi takımlarda forma giyerken, 72 kez milli oldu ve 25 gole imza attı.

SHAUN WRIGHT-PHILLIPS

Shaun Wright-Phillips, varlıklı bir ailenin çocuğu değildi ama dolaylı olsa da bu listede kendisine yer buldu. Ziira İngiliz oyuncu, henüz 3 yaşındayken Arsenal'in eski golcüsü Ian Wright tarafından evlat edinilmişti.

Chelsea ve Manchester City gibi Premier Lig'in köklü ekiplerinde forma giymiş, 36 kez de milli olmuş olsa da beklentileri tam anlamıyla karşılayamadı.

36 yaşındaki Wright-Phillips, kariyerini Phoenix Rising'de sürdürüyor.

MARIO GÖTZE

Müthiş yeteneklerine karşın yaşadığı ağır sakatlıklarla kariyeri sekteye uğrayan Mario Götze, henüz 25 yaşında ve halen kendisini ispatlayabilmesi için önünde uzun yıllar var.

Götze de futbolun şanslı isimlerinden. Akademisyen olan babası Jürgen Götze, 1990'lı yıllarda Yale Üniversitesi'nde Bilgisayar Bilimleri Departmanı'nda araştırmacı görevindeydi. Uzun süredir de Dortmund Teknik Üniversitesi'nde profesör.

HUGO LLORIS

Tottenham ve Fransa Milli Takımı'nın kaptanı olan Hugo Lloris, Avrupa'nın en önemli kalecilerinden birisi.

Lloris, Nice'in kalburüstü ailelerinden birisinin çocuğu. Annesi avukat, babası ise bankacı. Lloris, çocukluk yıllarında tenise başlamış ve kendi yaş kategorisinde önemli başarılar da elde etmişti. Futbola ise 13 yaşında yöneldi.

Ancak Lloris için işler her zaman iyi gitmedi. 2008'de Nice kalesini koruduğu bir maç sırasında annesi hayatını kaybetti. Yas tutmak yerine iki gün sonraki maça çıkmayı tercih etmesi ise futbola kendisini ne kadar adadığının en güzel göstergesi.

MARCELO BIELSA

Futbol dünyasında kendisine daha çok teknik direktör yer edinse de, Marcelo Bielsa, 25 yaşına kadar profesyonel futbol oynadı.

Avukatlar ve politikacılarla dolu bir aileden gelen Bielsa, genç yaşlarında kendisini futbolun büyüsüne kaptırdı ve kariyerine Newell's Old Boys'da defans oyuncusu olarak başladı. Daha sonra da teknik diektörlüğe yöneldi.

OLIVER BIERHOFF

Almanya Milli Takımı'nın eski golüsü olan ve kariyerinde Milan, Udinese, Ascoli ve Monaco gibi takımlarda foma giyen Oliver Bierhoff, şu sıralar milli takımda genel menajerlik yapıyor.

Babası Rolf Bierhoff, Alman enerji devi RWE AG şirketinin yönetim kurulu üyelerinden birisiydi.

MARIO BALOTELLI

Mario Balotelli, hiç şüphesiz günümüz futbol dünyasının en sıradışı karakterlerinden birisi.

Palermo'da Ganalı yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelse de, oldukça varlıklı olan ve Brescia'nın 'cennet' olarak adlandırılan Concesio bölgesinde yaşayan Francesco ve Silvio Balotelli çifti tarafından evlatlık edinildi.

Balotelli'nin biyolojik ailesi oğullarını bir yıllık koruyucu ailelik programı için verdiklerini ileri sürerek geri almak isteseler de, bunu başaramadılar. Sonunda Mario, Balotelli soyadını almayı seçti ve biyolojik ailesini büyük bir hayâl kırıklığına uğrattı.