Kadınları delirten hastalık

Trigeminal nevralji’ yani delirten hastalık, dayanılmaz ağrılara neden oluyor. Kadınlarda daha sık görülüyor. Zor teşhis ediliyor. Migrenle dahi karıştırılıyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 19 Haziran 2018 Güncelleme 19 Haziran 2018, 02:48
Kadınları delirten hastalık

İÇİNDEKİLER

Tıptaki ismi 'trigeminal nevralji' olan delirten hastalık, Antalya'da 41 yaşındaki 2 çocuk annesi Sunay Öztürk ile gündeme geldi. Yaşadığı şiddetli ağrılar nedeniyle 32 dişini birden çektirmek zorunda kalan ancak acılardan kurtulamayan genç kadının delirten hastalığa yakalandığı belirlendi... Peki ama delirten hastalık neydi? Yüzün genellikle bir yarısında, çok şiddetli, bıçak saplanır tarzda ağrı ve uyuşmanın olduğu delirten hastalığın özellikle kadınlarda 2 kat daha fazla görüldüğü belirtildi. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, oldukça güç teşhis edilen bu hastalığın kişiyi sosyal yaşamdan uzaklaştırdığı ve intiharın eşiğine getirdiğini söyledi. Şu bilgileri verdi...

​RİSKİN YAŞI 50!
İsmini yüzün duyu hissini taşıyan trigeminal sinirinden alan delirten hastalık, Türkiye'de her yıl 3 bin 200 kişiyi mağdur ediyor. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görülüyor. Her yaş grubunda ortaya çıkabildiği gibi en sık 50 yaş ve üzerindeki insanlarda görülüyor. Delirten hastalık, yüzün duyusunu sağlayan trigeminal isimli sinirin beyinde sıkışması ve ezilmesiyle oluşuyor. Bu sıkışmaya en çok MS hastalığı, beyin tümörleri neden oluyor. Hasta yüzünde, kulak, göz, dudaklar, burun, alın, dişler ve çene gibi bölgelerde şimşek çakar gibi, bıçak saplanır gibi çok keskin ağrılar hissediyor. Bu ağrı yüz yıkama, yüze dokunma, soğuğa maruz kalma, diş fırçalama, konuşma, tıraş olma, yemek yeme gibi eylemlerle başlayıp, şiddetleniyor. Hatta ağrılar zamanla dayanılmaz hal alıyor. Kişi yemek yiyemez, konuşamaz ve evden çıkamaz hale geliyor.

​TEŞHİSİ ZOR...
Yaşanan şiddetli ağrı, genelde başka hastalıklarla karıştırılıyor. Özellikle diş ağrısına benzediğinden, hastalar tüm dişlerini çektirmek zorunda kalıyor. Ancak bu durum da fayda etmiyor. Bunun dışında migren, kas iskelet hastalıkları ile de sıklıkla karıştırılıyor. Teşhisi zor olduğundan hastalar senelerce psikiyatrik tedavi görmek zorunda kalıyor. Hatta bu hastalar yakınları tarafından "Senin ağrından bıktık" diyerek dışlanabiliyor.

KADERİNİZ DEĞİL
İlaç tedavisinden fayda görmeyen hastalar için ameliyattan başka seçecek kalmıyor. Bu yöntemde temel amacı sinire hasar vererek ağrıyı azaltmak oluşturuyor. Mikrovasküler dekompresyon diye adlandırılan ameliyat, kulağın arkasından yapılan küçük bir kesiden mikroskop eşliğinde yapılıyor. Kafatasında ufak bir delik açılıyor ve siniri sıkıştıran damar bulunarak arasına tampon görevi görecek teflon malzeme konuyor ya da bu sıkıştıran damar kesilerek ameliyat 4 saatte tamamlanıyor. Hastalar 3 gün içinde taburcu ediliyor.

​SARA İLACI İÇEN BİLE VAR!
Tedavide ilk yöntemi ilaç tedavisi oluşturuyor. Normal ağrı kesiciler yerine epilepsi (sara) hastalarında kullanılan ilaçlar tercih ediliyor. Hastaların büyük bölümü ilaç tedavisinden fayda görüyor. Fayda görmeyen hastalara ise sinir yakma, balonla sıkıştırma ya da ışın tedavisi gibi yöntemler uygulanıyor.