Prof. Dr. Fuat Sezgin, ülke ülke gezip, 300 bin yazma eseri yerinde inceleyen bir ilim adamıydı. Dünyanın nimetlerinden, uykudan, yemekten, iyi bir maaştan feragat ederek yalnızca ilim ve kitap peşinde koşarak bir ömür geçirdi.
Fuat Sezgin, "İslam Bilim Tarihi" denildiğinde dünya çapında akla gelen ilk isimlerden. Bilim tarihine Müslüman âlimlerin yaptığı katkıların peşine düşen, makale ve kitaplarıyla bu alanda öncü olarak sayısız öğrenci yetiştiren Sezgin, Almanya'da geçtiğimiz yılın Mayıs ayından bu yana, oldukça olumsuz bir tartışmanın merkezinde yer alıyordu.
'147'LİKLER'DE ADININ YAZDIĞINI GAZETEDEN ÖĞRENDİ
Fuat Sezgin, İslam Bilim Tarihi üzerine yaptığı çalışmalarını, 27 Mayıs 1960 darbesine dek Türkiye'de sürdürmüştü. Sezgin o tarihlerde, Türkiye'de askeri darbenin iktidara getirdiği hükümet tarafından hazırlanan, 147 akademisyenin üniversitelerden 'men edildiği' listede kendi adının da bulunması üzerine, Türkiye'den ayrıldı.
Sezgin o günleri şu sözlerle anlatmıştı: "Bir gün evden dışarı çıktım, Enstitü'ye gidiyordum. Gazeteler yazmış. Çocuklar, "Yazıyor, yazıyor! Profesörlerin üniversiteden atıldığını yazıyor!" diye bağırıyordu. Baktım benim de ismim vardı. İhtilali gördükten sonra Türkiye'de çalışılamayacağına karar vermiştim. Ancak kendi kendime Türkiye'yi terk etmeye karar veremiyordum. Neyse! O sırada Amerika ile Almanya arasında da kararsızdım. Almanya'dan davet gelince Almanya'yı tercih ettim ve Almanya'ya geldim. Almanya'ya misafir doçent olarak davet edilmiştim. Gelince tabiî ilimler tarihi derslerini takip ettim. Aynı senelerde de bilim tarihçisi olmaya karar vermiştim."
Yazının tamamı için görsele tıklayınız: