ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 27 Ekim 2012

Kendini sevimsiz gösterme ısrarı!

Şahan Gökbakar, Kelebek Gazetesi'nde Onur Baştürk'e verdiği röportajda Cem Yılmaz için; "Bana abilik yapmasına gerek yok, ben abilik yapılacak biri değilim! Doğduğumdan beri kendi hayatımda hep abi olduğum için buna ihtiyacım yok!" demiş. Buna sebep bir ara Cem Yılmaz'ın; "Şahan umduğum gibi çıkmadı, oysa TV8 zamanlarında gelecek vaat ediyordu" açıklaması.
Şahan fena bozulmuş Cem'e.
Oysa biraz tolere edebildi, bu abice uyarıyı. Ne de olsa birinin triportör, diğerinin iri kasa Dodge olduğu günlerdi, o günler.
Şimdi bu şekil bir cevap Şahan'ı sevimsiz yapıyor ne yazık ki.
Söyleşinin bir yerinde kendini Mercedes'e, Cem Yılmaz'ı da BMW'ye benzettiği için ettim şu triportör lafını, yoksa cüssesine diyecek lafım yok.
Ona da bayılıyoruz milletçe ama kabul etsin ki Cem Yılmaz'ın ayrı bir 'modeli' var.
***

Şaka gibi ama ben bunları yazarken Kanaltürk'te 'İkinci sayfa'da bizim kızların konuğu şarkıcı Tayfun da Tarkan'a 'geçirmekle' meşgul. "O henüz ortalarda yokken ben bu ülkenin Megastarıydım, onu ben ünlü yaptım" diyor... Alın size bir triporter daha, üstelik iki ayaklısı.

* * *
ADINI NE KOYACAĞIM, BİLEMEDİM!
"Ama hayatım bu kız kardeş, abisine hiç benzemiyor, nasıl olacak bu iş!" "Beni çıldırtmayın arkadaşlar, sezonun ortasında hem esmer, hem ünlü, hem de boşta oyuncu kızı nereden bulacağım ben?" "Yönetmenimiz doğru söylüyor, beyaz Amerikalıdan zenci çocuk çıkmıyor mu, bizimki de babasına çekmiş olsun masuscuktan..."
Yukarıdaki konuşmalar 'Adını
Emir Koydum' dizisinin kamera arkası bir toplantıda geçiyor.
Feriha'nın öte dünyaya göçünden sonra hikayeye katılan iki kızımız beklenen ilgiyi görmeyince (ve yapımcı ille de diziyi devam ettireceğim diye tutturunca) başka bir jön-dam gerekti biliyorsunuz. Bu yüzden adaylar içinden... diyeceğim ama ortada aday yok! Çünkü elle tutulur başrol kızlarımızın her biri bir yerlerde oynuyorlar. Kala kala geriye 'Eve düşen yıldırım'ın 'Maazez'i kalıyor.
Şimdi Maazez hikayeye kötü adam Yavuz Sancaktar'ın kardeşi olarak duhul edecek. Ama maalesef kız sapsarı, abi ise karayağız... Bu yüzden kalıbına uydurmaya çalışacaklar. Mesela Maazez ayrı anadan doğmuş olabilir...
Halbuki Feriha dizisi başladığında, karakter tiplemeleri ve uyumları açısından ne kadar mükemmeldi? Hazal Kaya - kardeşi Melih Selçuk - anne Vahide Gördüm'ün benzerlikleri açısından özellikle. "Hah" demiştik, "Kırk yılda ilk defa 'devşirme çocuklar' gibi aykırı tipler bulmamışlar, bu kez cuk oturmuş!"
Ama şimdi bakıyoruz o uyumdan eser yok! Kasting yerlerde demek istemiyorum ama olanı da söylemek bizim görevimiz.

* * *
YAHU YAPIN ŞU ALETİ!

Birileri diyor ki "Reyting kavgasında Başbakanlığın dediği oldu. Özerk olması gereken RTÜK'ün yeni reyting yönetmeliği Başbakanlık ve AKP'nin baskısıyla değiştirildi!" Buna baskı demek ne kadar doğrudur bilemeyiz ama bundan önceki sistemde, Türkiye'de 20 bin kişiden az insanın yaşadığı yerlerden denekler seçilmiyordu malum.
Sanki onlar televizyon izlemiyorlarmış veya izleseler de anlamazlarmış gibi saf dışıydı hepsi. Şimdi fena mı oldu, ülke genelinde karma şekilde herkesin fikri alınacak.
Ayrıca henüz unutmadık, bir avuç insanla yapılan ölçümleri ve sonrasında ortaya çıkan skandalları... Sonuçta, Reytingreklam geliri-ülke ekonomisini yönlendirme gibi önemli bir gerçek var önümüzde.
Bunun kararlarını da elbette, 'yeni bir nemalanma' dedikodusunun dışında, en doğru ve tarafsız biçimde almak gerekiyor.
Hadi o zaman bir alet icat edelim. Bir zamanların AGB müdürlerini çalıştığım İnter-Star televizyonunda patron Cem Uzan'ın odasında sık sık çay içerken gördüğümde, (ve o hafta Star'ın reytingleri fırladığında) ben bu aletin peşine düşmüştüm.
Buluşum yeni bir rating ölçüm sistemiydi. Telefon ağını kullanarak, memlekette ne kadar televizyon aygıtı varsa hepsini birbirine bağlayacak ve devreye sokacak bir sitem. Böylece hangi dakikada hangi program en çok seyrediliyorsa hemen tespit edecek ve izlenme oranını da saniye saniye ekranların üst köşesindeki kutucukta verecekti. Tabii bu gerçek izlenme oranlarını kimin maçası sıkar da yayınlardı bilemem.

* * *
BAYRAM ŞARKINIZ!
Gönlümden geldi size bir bayram şarkısı öneriyorum; Sürdürdükleri mazbut hayatlarıyla, kişilikleriyle, besteleri ve yorumlarıyla tam dört dörtlük bir çift; Eda ve Metin Özülkü... Şarkıları ise; "Öyle deli gibi esme başım dönüyor... Hasretini verme baharın yerine... Öyle arada bir bakma içim gidiyor... Gözyaşımı derme gülümün yerine..."