Tarihi 18 Ekim 2017

Satışlar başladı

"Ne kadar kullanılırsan o kadar kolay satılırsın" sözünün ne kadar gerçek olduğu bir kez daha Irak'ta ortaya çıktı. ABD ve İsrail'in gazıyla referandum kararı alan Barzani tarihe geçmeyi hayal ediyordu. Kuzey Irak'ta Talabani taraftarı KYB üyelerinin bir bölümü "Barzani bunu kendini ulusal kahraman haline getirmek için yapıyor" diyerek referanduma karşı çıkıyordu. Daha da ötesi Talabani taraftarı Kürtleri İran destekliyordu. İran'ın sınırsız destek verdiklerinden biri de Irak Ordusu'ydu. Bağdat'a bağlı Tahran destekli ordu Kerkük'ten Sincar'a kadar kısa sürede Peşmerge kontrolündeki çok sayıda şehir ve kasabaya giriverdi.

KORKAK... HAİN!..
Peşmerge şehirden kaçarken, sadece PKK'lılar çatışmaya girdi ve Irak Ordusu tarafından öldürüldü. PKK, Barzani'yi korkaklıkla suçluyor. Barzani tarafı, Talabani yanlısı Kürtleri "HAİN" olmakla itham ediyor. Talabani yanlıları, Barzani'yi "Kişisel hırsları uğuruna Kürtlere ihanet"le yargılıyor. Kerkük'e petrole giderken, Erbil bulgurundan olma korkusunu yaşayan Barzani başkentin etrafına hendekler kazdırıyor. Korku tavan yapmış durumda. Kerkük'e daha önce yerleşen binlerce Kürt konvoylar halinde şehirden kaçıyor. ABD Başkanı Trump "Irak'taki gerginlikte taraf değiliz" diye açıklama yaptı. Bu sözler Barzani yanlılarını "ABD bizi sattı" duygusu içine itti. Kim hain, kim kimi kullandı, kim kimi sattı tartışmaları büyüyor, Kürtler birbirini suçlayarak tarihin en büyük bölünmesine doğru gidiyor. Kuzey Iraklılar ABD ve İngiliz medyasına demeç veriyor. "Biz Kürtler, Arap şehirlerini Amerika ve İngilizler adına ele geçirip bu ülkelere teslim etmek için ölüyoruz" diye seslerini yükseltmeye başladı. Günün en anlamlı "KULLANILMA SANATI"nı izah eden sözleri olarak bu cümle tarihe geçiyor. Şu anda Kuzey Irak'ta olan YazBoz ekibinden sevgili Mevlüt Yüksel, Erbil'de Kürt işadamları ile görüşüyor.
"İhanetler tavan yaptı" diye ekibimize feryat eden işadamları "Eğer savaş buraya taşınırsa tek kaçacağımız yer Türkiye" diyerek hazırlıklara başladıklarını açıklıyor. ABD, Kürtleri kullanarak Kerkük petrollerine sahip olma hesapları yapıyordu. Şimdi günün tartışma konusu "Washington'un hesapları yattı mı? Şu anda Kerkük petrolleri İran'ın desteklediği Irak ordusunda. Haliyle kazanan İran mı oldu?" sorusu... Hatta Kerkük petrollerinin boru hatlarıyla İran'a taşınıp denize indirileceği öne sürülüyor. ABD bu kadar hesap hatası yapar mı? Yoksa başka hedefler mi var? Bölgede Sünni-Şii savaşını tetikleyecek planlar mı yapılıyor?
Yine bu uğurda üslerle donattıkları ve radarlarını İran'a çevirdikleri Kuzey Irak'ı ve Kürtleri mi kullanarak ölüme gönderecekler?

AAA DEAŞ!
ABD elçisi John Bass bu ülkeden basıp gitmeden önce "DEAŞ eğer Türkiye'de eylem yapmıyorsa bu bizim sayemizde" diyordu. Yani "DEAŞ ülkenize gönderebiliriz ona göre" diye adeta sopa gösteriyordu.
Aylar önce ABD ile S.Arabistan arasında da büyük kriz vardı. ABD kongresi "11 Eylül'ü Suudi vatandaşları yaptı, tazminatı da bu ülke ödemeli.
S.Arabistan'ın ABD'deki paralarına el koyalım" diye yasa çıkarıyordu. Suudi Kralı da o dönemde "ABD'den 800 milyar dolarımızı çeker, batırırız" diye tehdit ediyordu. Sonrasında ABD Dışişleri Bakanı Tillerson Suudi Arabistan'a gidiyor ve "Eğer hizaya gelmezseniz, bir bakmışsınız DEAŞ ülkenize girivermiş" diyordu.
Bu konuşma sonrasında "ABD'yi paramızla batırırız" diyen Suudi Kral, Washington'la anlaşma imzalayıp 380 milyar dolar daha veriyordu. ABD Rakka'yı PKK'nın tamamen kontrol altına aldığını duyurdu. Rakka'daki Uluslararası örgütler, şehre otobüslerin getirildiğini ve DEAŞ'lıların tahliye edildiğini açıkladı. Oh oh maşallah... Otobüslerle tahliye... Nereye götürüldüler acaba? Ah unutmadan!..
Peşmerge kaçarken, PKK Kerkük'te ölürken, Irak Ordusu petrol şehrine girerken, Kürtler "İhanet" kavgasına dalarken, tam 2500 DEAŞ üyesi de birden Kerkük'ün 2 köyünü ele geçirip petrol kuyularına yöneliverdi. Allah Allah!