Rumlar'ın bu çıkışı onlara bir sonuç getirmese de bağırıyorlar. Peki ama neden? Çünkü onlar da biliyor, kendi buldukları doğalgazın yetersiz rezervlere sahip olduğunu. Ve dahası bildikleri bir şey daha var. Türkiye'nin sondaj ve araştırma yaptığı yerlerde 3 milyon metreküp doğalgaz bilimsel olarak tespit edildi. Türkiye bugüne kadar yeraltı zenginlikleri konusunda yeterli çalışmalar yapamıyordu. Çünkü ne zaman araştırmayı dahi düşünsek karşımıza dev şirketleri ve onların öne sürdüğü siyasiler çıkıyordu. Bırakın doğalgaz aramayı, maden çıkarmayı bu ülkede gübre fabrikası bile yaptırmıyorlardı.
Bu anlamda hala baskılar olmasına rağmen çok yol alındı. Duvarları tamamen yıktığımızda Türkiye'ye para akacak. Allah'a şükür birçok alanda son dönemlerde çok yol alındı. Petrol ve doğalgaz borularıyla Azerbaycan'dan Rusya ve Irak'a kadar Batı'nın enerji hatları vanasını ele alan Türkiye, bu alanda yapılan yatırımların tamamı faaliyete geçtiğinde milyarlarca dolar kazanacak. Bir de bunun üzerine petrol ve doğalgaz bulduğumuzu düşünün.
Türkiye'nin nerelere geleceğini hesap bile edemezsiniz. Dünya Bor piyasasının yüzde 73'ünü elinde bulunduran ve geçtiğimiz yıl bundan 1 milyar doların üzerinde gelir elde eden Türkiye, şimdi aynı ürünü işleyerek birim başına 200 dolar yerine 40 bin dolardan satmak için kolları sıvadı. Turizmden 30 milyar dolar elde ediyoruz. Ancak bir o kadar da kayıtdışı turizm geliri var. Türk vatandaşlığına geçme fiyatının 250 bin dolara düşürülmesi sonucu bu alanda da patlama bekleniyor. Binlerce İngiliz'in Akdeniz sahillerinden gayrımenkul almak için sıraya girdiği belirtiliyor.
Türkiye'de inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. 2002'de İşkur sadece 24 bin kişiye iş bulabilmişti. Devlete büyük yük olan kurumun kapatılması için hükümet planlar yapıyordu. Şimdi aynı İş-kur dünya rekoru kırarak yaklaşık 1 milyon 250 bin kişiye istihdam sağlar hale geldi.
İhracatta 2018'de Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. Yüzde 7.1'lik artışla 170 milyar dolar sınırına gelindi. Bir aksilik olmazsa bu yıl ihracatta daha yukarıda rakamlarla karşılaşmamız işten bile değil.
Kurduğumuz teknoparklardan dahi 3.6 milyar dolarlık ihracat yaparak, bu alandaki dışa bağımlılığımımızı geriye çektik. Yine Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden biri olan Savunma sanayiimizde de büyük hamleler yaparak yerli üretime geçtik. Bölgemizde tüm komşularımızın gözü üzerimizde.
Yunanistan'de generaller sık sık medya önüne çıkıp "Kendi silahlarını yapan Türkiye uçtu, biz gerilerde kaldık" diye ağlıyor. Yerli ve Milli silahların üretimi sonucunda milyarlarca dolar cebimizde kalıyor. Silah şirketlerimiz artık dünyanın sayılı firmaları arasında gösteriliyor. Bu alanda önümüzdeki yıllarda yurtdışına yapılacak satışlar ihracat patlamasını daha da yukarılara çıkaracak. Herkes İnşaat sektörü durdu diyor ama elimizde 300 milyar dolarlık satılabilecek ev var. Bunların satışı gerçekleştiğinde ekonomimize sağlanacak fayda katlanarak artacak.
2018'de 20 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihraç ederek bu alanda da rekor kırdık. İlaç ve medikal sektöründe bundan 10 yıl önce tamamen dışa bağımlıyken bugün 2 milyar dolarlık ihracat yapar hale geldik. Bu yıl 200 milyar dolarlık ihracatı hedefleyen Türkiye, 2023'te de rakamları 500 milyar dolara çıkarmak için dünyanın her bölgesine çıkartma yapacak. Bu ülkede şükürler olsun ki, her türlü dış saldırılar, terör ve bölgemizdeki gerilimlere, savaşlara rağmen daha güçlüyüz. New York Times 2016 ile 2017 yılları arasında Türkiye'de dolar milyoneri 12 bin kişinin servetlerini yurt dışına çıkardığını yazdı. Bu 12 bin kişinin ülkemizden kaçırdığı paraya rağmen dimdik ayaktayız hem de. Suriye'de savaş tamamen bittiğinde, terörün kökünü kazıdığımızda, Orta Asya'ya uzanıp, Afrika'nın en ücra köşelerine indiğimizde, enerjimizi tamamen dışa harcadığımızda nelerin olacağını da siz hesaplayın.
