Rakamlar korkunç... Bu en zengin 26 kişinin geliri, en yoksul 3 milyar 800 milyon kişinin gelirine eşit. "Küresel eşitsizlik" başlığı ile sunulan raporda "Dünyada zenginlik her geçen yıl daha da az kişinin elinde toplanıyor" deniyor. Rapora ilgili bir açıklama yapan OXFAM Başkanı Winnie Byanyima, "Zengin ve yoksul arasında açılan uçurum, yoksullukla mücadeleyi engelliyor, ekonomiye zarar veriyor ve küresel öfkeyi körüklüyor" diyor.
Dünyanın en zengin adamı olarak 112 MİLYAR DOLARA ulaşan servetiyle Amazon'un patronu Jeff Bezos gösteriliyor. Halbuki Rotschild ve Rockfeller aileleri gibi dünyanın en zengin aileleri var. Bunların servetlerinin yanından kimsenin geçemeyeceği biliniyor. Sadece bu iki ailenin 100'er trilyon dolarlık servete sahip olduğu biliniyor. Ancak dokunulmazlıkları var. Onların servetini hiçbir sivil toplum örgütü veya araştırma grubu asla yayınlayamaz. Bu yasak delindiği takdirde o örgütlerin ve grupların başına gelecekler tahmin edildiği için bugüne kadar hazırlanan tüm raporlarda bu iki ailenin adını asla göremezsiniz. Yani işin özü aslında dünyanın yarısından daha fazla kazanan 26 işadamının servetinden çok daha fazla rakamlar var gerçekte... Zaten bu 26 en zengin ailenin büyük çoğunluğu ahtapotun kolları durumunda. Rotschild ve Rockfeller aileleri ise ahtapotun beyni, kendisi... 26 zenginden oluşan listedeki servetlerin çoğunun perde arkasındaki gerçek sahibi...
Dönelim tekrar Oxfam raporuna...
Geçtiğimiz yıl, dünyada milyarderlerin gelirinin 900 milyar dolar arttığı belirtiliyor.
Yani dörtbuçuk elin parmakları kadar olan zenginler hergün 2.5 milyar dolarlık artış koyuyor kasalarına. Raporda dünya nüfusunun yarısı olan fakir kesimin gelirinin ise yüzde 11 azaldığı belirtiliyor.
Oxfam, "Fakirden daha çok vergi alınıyor" diyor. Dünyada ödenen 1 dolarlık gelir vergisinin yanlızca 4 kuruşu zenginlerden alınıyor iyi mi? Adamlar bunu üç kuruşa indirmek için mücadele veriyor. Böylece kaoslardan beslenen şirketler, aileler dünyalıklarına dünyalık katarken "Şu üç kuruşluk dünya" deyimini de neredeyse ödedikleri vergi rakamları ile gerçeğe döküyorlar.
Servet sahiplerinin korunduğuna dikkat çeken Oxfam, "Onlar özellikle az vergilendiriliyor. Eğer bu eğilim tersine döndürülürse, hükümetler, sağlık, eğitim gibi kamu hizmetlerini finanse etmek için yeterli kaynağa sahip olacaktır" diye yol gösteriyor. Ve dahası dünyanın yarısından fazla kazanan az sayıdaki zengin, Brezilya ve İngiltere gibi ülkeler başta olmak üzere, yaklaşık 76 TRİLYON DOLAR vergi kaçırıyor.
Buna karşılık dünyanın en yoksul yüzde 10'luk kesimi ise, geliriyle orantılı olarak, en yüksek vergiyi ödüyor. Raporda çok ilginç karşılaştırmalar da yapılıyor. Mesela en zengin yüzde 1'in ödediği verginin yüzde 0,5 oranında artırılması halinde, "Şu an okula erişimi olmayan 262 milyon çocuğun eğitimini ya da 3 milyon insanın ölümünü engelleyebilecek sağlık hizmetlerini finanse etmek mümkün olacak" deniyor. Bu 26 aile içinde elmas ve altın işiyle uğraşanlar da var... Teknoloji ve bilgisayar devleri de...
Ve baktığımızda iki ayda 1 milyon kişinin öldürüldüğü Ruanda'da elmas rezervleri dorukta... Geçtiğimiz hafta Kongo'da da kabileler çatıştı, üç gün içinde 890 kişi öldürüldü. Dünya medyası Ruanda'daki katliamda uyuduğu gibi Kongo'daki 890 ölüyü de "Kabile çatışması" diye geçiştirip horladı. Halbuki Kobaltın dünyadaki merkezi Kongo'dur... Cep telefonu ve dizüstü bilgisayarların yapımında kullanılan tantal madeninin önemli kısmı Ruanda ve Kongo'da elde ediliyor. Batılı şirketler bu madenleri alıp götürüyor, bu Afrika ülkelerine de "ÜÇ KURUŞ" bırakıp soyuyor. Az bulup diklenen "Şunu beş kuruş yap" diyen olursa da aniden kabileler birbirini doğramaya başlıyor.
Dünyanın en büyük derdi "Üç kuruşluk vergi, üç kuruşluk dünya" sisteminden kaynaklanıyor. Bu sistemde servetlerine servet katanlar yüzünden savaşlar, kaoslar ve ayaklanmalar yaşanıyor.
