Tarihi 15 Haziran 2019

Olay basit değil

DÜNYA müthiş bir satranç oyununa tanık oluyor. Savaş atları, filler, piyonlar sahaya sürülüyor, sahte bayrak operasyonları sahne alıyor. 11 Eylül'ü organize ettiler.
Suud'dan devşirme El Kaide üyelerini ikiz kulelere uçaklarla sürdüler.
Teröristlerin istihbarat örgütlerinin maşası olduklarından haberleri yoktu. Ölüme giderken cennete yolculuk yaptıklarını zannediyorlardı.
Ancak onlar sayesinde ABD Afganistan'ı işgal etti. En büyük korkusu Çin'in dibine yerleşerek komşu oldu. Yetmedi Irak'ı işgal etti.
Saddam'ı indirirken tüm dünyayı "Kimyasal silah üretiyor" bahanesine inandırdı. Yıllar sonra İngiliz istihbaratı "Kimyasal silah iddiasını biz sahte belgelerle uydurduk" açıklaması yaptığında kimseden ses çıkmadı. Milyonlarca kişi ölmüştü. Olan olmuş, ABD Irak'ın böğrüne oturmuştu. Ne yapalımdı yani? Kaddafi'yi de iç savaşla devirdiler. Ülke ikiye bölündü. Dünyanın kabul ettiği ulusal hükümete, şu anda Amerikan yanlısı General ile saldırıyorlar.
Petrollerine konacaklar. Afrika'da bir eyaletleri daha olacak. Oradan kıtaya daha daha yayılacaklar.
Trump "DEAŞ'ı biz kurduk" dediğinde kimse bunu tartışmadı.
Konuşmadı. O DEAŞ sayesinde Amerika Suriye'ye çöreklendi. Bir kapı daha açtı kendine. Önceki gün de Suriye PKK'sına 200 TIR ağır silahlar gönderdi. Suriye'den çıkacak denen ABD sessiz sedasız yeni askeri üsler kuruyor. Japonya Başbakanı da ABD'nin terörist ilan ettiği İran'ı ziyaret ediyordu. İran Cumhurbaşkanı ile görüşürken özellikle Japonya'ya yük taşıyan iki tanker havaya uçuruluyordu.
Tesadüfe bak idi!.. ABD'nin şahini Dışişleri Bakanı Pompeo da hemen balıklama atlıyordu. "İran MAYINLARLA vurdu" diyordu.
Gemilerden patlamayan mayınları toplayan botların görüntülerini yayınlıyor "Bunlar İran askerleri" diyordu. O batırılan gemilerden birinin Japon kaptanı "Bizi mayınla batırmadılar" diyordu ama dünyada duyan yoktu. ABD yeni Savaş gemileri gönderiyordu. Hatta İran'a bir nefeslik mesafeye kadar yanaşıyor ve yerleşiyordu. İran'a hemen saldırı isteyen İsrail avuç ovuşturuyordu. Belki de MOSSAD karargahında "Nasıl da gizlice ve sinsice batırdık tankerleri." diye kadehler kaldırılıyordu. İran da geçmişte yaptığı "Petrol satışımız engellenirse 100 milyon varil olan küresel petrol tüketiminin 5'te 1'ini taşıyan Hürmüz boğazında gemilerin geçişini durdururuz" tehdidinin bedelini ödüyordu. Amerikalılar bu açıklamayı delil gösterip "Gemileri İran vuruyor" diyordu. MOSSAD bu hale kahkahalarla gülüyordu.
Böyle bir ortamda ABD'nin gündem maddesi yaklaşan seçimlerdi. Trump "Rakiplerim hakkında yabancı istihbaratlardan gelecek bilgiye açığım. Alırım" diyecek kadar ileri gidiyordu. Şimdiden kampanyası için 10 milyon dolar harcamıştı.
Seçime kadar 1 MİLYAR DOLAR'ı reklama saçacaktı. Rakibi Joe Biden ile korkunç "Birbirlerini karalama kampanyası"na gireceklerdi.
"Ben Siyonistim" diyerek nerelere çalıştığını açıkça itiraf eden Joe Biden kazanırsa "İran dahil dünyayı nelerin beklediğini de siz hayal edin" idi durumlar. Türkiye dünyayı, bölgemizi, etrafımızı sarsacak gelişmelere gebe bir ortamda İstanbul seçimlerine gidiyor. Ve tüm dünya medyası İstanbul seçimleri ile yatıp yine onunla kalkıyor. "Neden" diye sorgulamayan, günlük sıradan olaylara göre karar verenler "Atı alıp Üsküdar'a geçmek" isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir. Unutmayın!
FETÖ 15 Temmuz'a Üsküdar'ın dibindeki köprüyü tanklarla kapatarak başlattı. Şimdi "Bizimkisi kazanırsa Türkiye'ye döneriz" hayaliyle yaşıyorlar. Ve kimlere VİP hizmeti verip, çalıştıklarını da bu ülkede bilmeyen yok... Olay BASİT değil... Karar sizin!