Ekranlara çıkıp "Darbe başarısız olursa Türkiye Osmanlı gibi baskın bir güç olur" diye ağlıyordu. Normaldi bu gözyaşları.
Zira elemanın "Siyonizme büyük hizmet ödülü" vardı. Tel-Aviv onu çok seviyordu, o da İsrail'e aşık bir hizmetçiydi. "Irak'ın tek parça olarak kalması veya üç parçaya bölünmesi arasında çıkarlarımız açısından bir fark yok" diye net konuşan bir adamdı. İsrail'in güvenliği onun "ÇIKAR" bakışının birinci önceliğiydi. Türkiye'nin de bölünmesini isteyen ve bu uğurda mücadele edenlerin başında geliyordu. Trump "Suriye'den askerlerimizi çekeceğiz" dediğinde buna şiddetle karşı çıkan bir eleman olarak ortaya fırlıyordu.
"İran'ı halletmek için Suriye'de ABD askerleri kalmalı" diyor, PKK devletine yol açıyordu. O bir kriz, kaos, savaş çığırtkanıydı. Kuzey Kore'nin vurulmasını istiyordu. Beyaz Saray'da "Venezuela'ya ABD askerlerini sokalım" diyen adamdı.
Ona göre ABD savaş uçakları İran'ı derhal bombalamalıydı. Tarihte bugüne kadar ABD'nin girdiği tüm savaşları alkışlamış, desteklemiş, "Daha daha vurun" diyerek tellal olmuştu. İran ve Venezuela'nın ABD baskısına üç ay dayanabileceğini öngören bir aptaldı. Bu adamın savaş çığırtkanı olması normaldi.
Zira daha önce Amerika Ulusal Silah Birliği NRA'da yetiştirilmiş, çalıştırılmış maaşlı bir elemandı. ABD Başkanı Trump "Silah Sanayii bir savaşa girmem için büyük baskı yapıyor" diye dert yanıyordu.
O silah şirketleri ve evli oldukları petrol şirketleri her dönemde ABD Başkanlarına "Savaşa gir seçimi kazan, biz de malı götürelim" diye baskı yapıyordu. İşte bu eleman, gözünü kan üzerinden DOLAR bürümüş kansızların Beyaz Saray'daki sözcüsüydü. Amerika'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı'ydı. Adı John Bolton'du. Büyük Hizmet ödülü aldığı Siyonizm'e katkı sağlamak için tüm benliğiyle çalışıyordu. Ankara'ya Erdoğan ile görüşmeye geldi. Başkan Erdoğan 15 Temmuz'da darbecilere alkış tutan bu zalime tenezzül etmedi.
Kapıdan içeri sokmadı. Boynu bükük ülkesine gönderdiğinde, ABD Basını "Türkiye'de John'u rezil ettiler" diye başlıklar attı. 31 Mayıs'ta bir Amerikalı ile yaptığım bir görüşmeyi bu sütunlarda aktarmıştım. O Amerikalı "Erdoğan, John'un karizmasını fena çizdi. Yakın bir zamanda Trump onu Beyazsaray'dan atar" diyordu. Nitekim dediği çıktı.
Trump önceki gün John'u kovdu.
Hem de twetter'dan duyurarak...
Yani aşağılayarak... Paçavra gibi bir kenara attı. Eleman tam bir Siyonist nifakçısıydı.
Mesela Trump Kuzey Kore ile anlaşmak üzere Stephan Biegun'u bu ülkeye özel temsilci olarak gönderiyordu John Bolton onun çalışmalarını baltalamak için perde arkasından Trump'ın özel temsilcisini yıpratmak için sabotajlar düzenleyecek kadar vatan hainiydi. BBC dün "Trump'ın göreve geldiğinden bu yana ısrarla sürdürdüğü Rusya ile yumuşama çizgisi, gerek Avrupalı müttefiklerinin gerekse de Washington'da bir grubun muhalefetiyle karşı karşıyaydı. John Bolton da bu anti- Rusçulara destek veriyordu" diyerek ihaneti yazıyordu.
Eleman Washington-Ankara- Moskova ekseni kurulmasın, New- York finas merkezi-Tel-Aviv-Londra finans merkezi üçgeni ayakta kalsın diye bir yerlerini yırtmaya çalışıyordu.
"Ankara'nın Katar'la ilişkisini keselim. Batıralım." diyen, "F-35leri Türkiye'ye vermeyelim" diyerek İsrail ağzıyla bastıran John'u, Trump twitle yırttı arttı. Darbeci eleman Türkiye'yle uğraşıp kovulan tüm Johnlar'ın akıbetine uğradı. O da YIRTIK JOHNLAR kervanına katıldı!.. 12 Eylül'e Johnsuz girdik.
