Tarihi 12 Nisan 2021

Gavurun kılıçları

BAŞKAN Erdoğan dün "Medeniyetimizin yükselişini hazmedemeyenlerin saldırılarına göğüs geriyoruz" dedi.
Evet bu sütunlarda sürekli nasıl çıldırdıklarını, gavurun "Eyvah Türkler geliyor" diye nasıl nara atarak ülkemize ve bizi yönetenlere saldırdıklarını hep anlatıyorum. Dünya pandemi krizi ile sarsılırken bile büyüme rakamları yaşayan bir Türkiye var. İhracat patlaması yaşayan, 200 milyar dolar sınırını aşmaya koşan bir Türkiye adamları delirtiyor.
Daha da ötesi artık yıllarca masalara oturtulmayan, ayakta bekletilen, garsonluk yaptırılan o Eski Türkiye artık yok.
Suriye'de bir bakıyoruz Esad'ın yanında Rusya, muhalefetin yanında ise Türkiye var.
Libya'da bir bakıyoruz meşru hükümetin yanında yine biz varız. Muhalefetin destekçisi ise Rusya. Ve dönüyoruz Ukrayna-Rusya krizine. Savaş tamtamlarının çalındığı bir dönemde Türkiye Ukrayna ile tarihi anlaşmaları peş peşe imzalıyor. Dünyada yaşanan tüm büyük krizlerde masada artık bir tek Avrupa devleti yok.
Amerika bile bypass yiyebiliyor.
Türklerle Ruslar masa kuruyor.
Bu görüntüye çıldırıyorlar.
Afrika'dan Balkanlara, Kafkaslara, Orta Asya'ya kadar uzanan artan nüfuzumuz karşısında "Türkleri nasıl durduracağız" diye ekranlara çıkıp konuşan Batılı devlet adamları ile karşılaşıyoruz.
Nereye bacadan girmeye kalksalar bize tosluyorlar çünkü. Yıllarca ezik, pısırık, korkak liderlerle yöneten Eski Türkiye'nin kalıntıları silindi atıldı bu dönemde. Ezik Türkiye görmeye alıştıkları için Yeni Türkiye'yi hazmedemiyorlar, Erdoğan'a saldırıyorlar.
Manşetlerinde attıkları "Diktatör" yakıştırmasını asla unutmadık. Şimdi son dönemde "Erdoğan önce Türkiye "diyor" şeklindeki açıklamalarını, itiraf gibi haberlerini de okumaya başladık. Türkiye'nin savunma sanayii ile artık savaşların seyrini değiştiren bir ülke olduğunu görüp bunun narasını atacak kadar yaralılar.
Dünya ticaretinin odağındaki İpekyolu'nda yaptığı alt yapı yatırımları ile nasıl kilit bir ülke haline geldiği henüz bu ülkede tam olarak anlatılamadı. Ancak Batı güçlenen Türkiye'nin farkında... O yüzden İngilizler, Almanlar bize yanaşıyor, arada bir havlayan Fransa bile sonrasında kuyruğunu kısarak kapımızda yatıyor.
Böyle bir ortamda parçalanmaya doğru giden Avrupa'nın borç batağındaki İtalya'sından Başbakanları aracılığıyla Erdoğan'a yine "Diktatör" saldırısı geldi.
AB başkanlarının Türkiye ziyaretinde yaşanan koltuk krizi nedeniyle Erdoğan'a saldıracak kadar alçaklaştı bu lümpen başbakan. Ancak rezil rüsva oldu. Yalnız kaldı.
Çünkü tüm Avrupa medyasında yaşanan koltuk krizinde suçlunun AB olduğu ilan edildi.
Ancak bir baktık İtalya'nın lümpen Başbakan'ından gelen saldırıdaki cümleleri kullanan yerli muhalefetimizin acizleri ortaya fırladı. Halbuki aynı İtalya'nın muhalefetinden dün "Türkiye'de nasıl diktatörlük olur? 9 belediyeyi muhalefet yönetiyor. Diktatörlükte seçim kazanan muhalefet mi olur" diye açıklamalar geldi. Diktatörün olduğu ülkede 100'ün üzerinde parti mi olur?
Tamamının tabelasını sobaya odun yaparlar odun.
Erdoğan dün sözlerine şöyle devam etti; "Ancak güya bize muhalefet yapmak adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğine sahip olduğu halde gavurun kılıcını sallayarak gelenleri gördükçe üzülüyoruz." Bu ülkede ittihatçı kafalardan oluşan gavurun kılıçları bile özgürce Batı ağzıyla kendi ülkesine saldırmıyor mı?