Tarihi 1 Aralık 2021

Asil rol mandacıları

ÇOK yakından tanıdığım bir dostum vardı.
Onunla ilgili bir detayı paylaşmıştım sizlerle. DEVA Partisi'ne yönetici olmuştu.
Dert yanıyordu. "Çok FETÖ'cü var bizim partide" diye. Kendisine "Neden onlarla bir arada duruyorsun? Niçin bırakmıyorsun?" demiştim. "Bırakırsak meydan onlara kalır. Parti içinde onlarla savaş halindeyiz" demişti. Öyle vahim tablolar çizmişti ki, inanamamıştım.
Bir süre sonra o dostum partiden ayrıldı.
"Mücadeleyi bıraktık, çünkü yenildik" dedi
Anlattıklarının vehametini DEVA Partisi kurucularından önemli bir ismin casusluktan tutuklanması ile ancak kavrayabildim.
Yabancı elçilerle görüşüyor, bilgi sızdırıyor, zarfta para alıyordu. Görüntüleri ortalığa saçılmıştı. Gölge CIA olarak bilinen ve Amerikan derin devletine yazdığı raporlarla ülkenin dış politikasını belirleyen Rand Corporation'ın gözdesi idi. Rand raporlarında adı 39 kere geçiyordu. Onun görüşleri referans olarak alınacak kadar derin biriydi.
Bir dönem Özel Kuvvetlerde görev yapan bu zat, Amerikan askerleri Süleymaniye'de Türk karargahını basıp askerlerimize çuval geçirirken, oturup Conilerle çay içecek kadar değişik bir adamdı. Emekli Amiral Cihat Yaycı bu adam için "Çuval geçirecekler başına, tutacaksın sen de asker olarak çay içeceksin. Rand raporuna görüş yazacaksın. PKK'nın yayın organına terör örgütünü öveceksin. Sonra da FETÖ'cüler seni koruma altına alacak. Böyle bir şey yok" diyordu. Her şeyi ile böylesine bilinen birini DEVA Partisi kurucusu yapan GÜÇ neyse benim dostumu da o partide "Savaşıyoruz" noktasına getiren ve sonunda kaçıran da aynı odaklardı.
Bir adam vardı. Rahmetli Özal iktidardayken kendisini ziyaret ediyor, "Ben milliyetçi adamım. Bana görev ver gidip Türk Cumhuriyetlerinde ülkemizi sevdirmek için çalışayım" diye izin istiyordu. Rahmetli Özal da "Ne kadar çok ülkesini seven bir adam" diyerek onu Özbekistan'a gönderiyordu.
Halbuki o kişi ağırlığı olan meşhur bir CIA ajanının kankasıydı. Türkiye'den yola çıktığında, CIA ajanı onu ihbar edip Özbekistan'a "Türkiye'den bir adam sizin oraya darbe yapmaya geliyor" diyordu. Bu planlı CIA operasyonu sayesinde Türkiye'nin yıllardır Özbekistan ile arası bozulmuştu. Başkan Erdoğan yıllar sonra daha yeni düzeltti. Kullanışlı elemanlarla ne operasyonlar yedik ata topraklarından uzak tutulmak, Batı'nın kapısında yatırılmak için.
Şimdi bu eleman FETÖ'den tutuklu. Onunla ilgili de inanılmaz bilgiler ortalığa saçıldı.
Ona da siyasi ve askeri casusluktan 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Ayrıca silahlı örgüt üyesi olmaktan da 10 yıl hapse mahkum oldu. Mahkemenin gerekçeli kararında, yıllar önce Özbekistan operasyonuna katılan bu adamın e-postaları delil olarak gösterildi. CIA ajanlarına gidiyordu o e-postalar. "Erdoğan yakın takibimde" diyordu.
Benim en çok dikkatimi çeken ve içimi burkan o e-postalardan birinde yazdıklarıydı. Türkiye'nin neredeyse 200 senedir kendine Batı'dan başka bir yaşam alanı benimsememiş olduğunu, ulusal bağımsızlık savaşında dahi İngiliz ya da Amerikan mandasını, bağımsızlığının teminatı olarak gördüğünü söylüyordu.
"Yakın zamana kadar ABD'nin kayıtsız şartsız müttefiki ve dostu olduğunu düşününce, Türk toplumunun tek taraflı ve dev bir propaganda aracı vasıtasıyla Şanghay ittifakına yönlendirilmesinin bile Batı için telafisi imkansız bir kayıp olduğu kanaatindeyim" diyordu. Özbekistan'a birlikte operasyon çektikleri CIA ajanına da rahmet okuyarak mesajını tamamlıyordu.
Gerekçeli kararda sanık için "Amerikan mandası olmayı Türkiye'nin bağımsızlığının teminatı olarak gördüğü anlaşılıyor" değerlendirmesi yapılıyordu.
Amerikan Başkanı Biden'ın "Erdoğan'ı indireceğiz. Bunu muhalefete destek vererek yapacağız" şeklindeki seçim vaadini bu millet asla unutmayacak. Şimdi o muhalefet "Nerede bu mandacılar" diye ekranlara çıkıp akıllarınca dalga geçiyorlar.
Mandacılar içimizde… Muhalefet partilerinde kurucu üyeler arasında… Mandacılar mahkemenin gerekçeli kararlarında.
Yıllar önce CHP milletvekili Nihat Erim Meclis kürsüsünden ABD'nin "ASİL ROL" oynayarak Türk milletini nasıl şereflendirdiğini haykırıyordu. İngiltere ile birlikte dünyayı nasıl Ahlaklı bir şekilde yönettiğini ballandırıyordu. O Nihat Erim'i birkaç sene sonra muhtıra ile Başbakan yaptılar. Daha ilan edilmeden Amerikan elçiliğinde Türk gazetecilerin kulağına fısıldandı Başbakan olacağı. Nihat Erim'in bile haberi yoktu.
İçimizde mandacılar nerede diye boşuna aramayın. Batı ağzıyla konuşan hayranlara bakın… Asil rolcüleri anlarsınız!