Tarihi 1 Ağustos 2022

Yıkanma zamanı

BIZIM nesil, Monşerler devrini görmüş ve yaşamış talihsiz bir nesildir. "Aah Fransa ah" diye başlayan makalelerinde Paris aşığı nice diplomat ve entel dantele tanık oldu. "Fransa Medeniyettir, insanlıktır, demokrasidir" diye çığlık atıyorlardı satırlarında veya sözlerinde.
İşlenen insanlık suçlarını hiç görmüyorlardı.
Biliyorlardı katilleri, barbarları ama kalplerine Batı aşkı nakşedilmişti. Koskoca Osmanlı imparatorluğunu içerden büyük bir sevda ile yıkan İttihatçı kafaların torunlarıydı hepsi.
Birinci Dünya Savaşı'nda 17 bin Senegalli'nin Fransız üniforması ile İstanbul işgali sonrası sokaklarda gezdiği fotoğrafları bileniniz var mı? Senegalli'nin İstanbul işgalinde ne işi var?
Zonguldak'da onlar için karargah kurulduğunu bu ülkede kaç kişi biliyor. 2. Dünya Savaşı malumunuz Avrupa ile Pasifik'te yaşandı.
Afrika'nın bu savaşla hiç ilgisi yoktu. Ancak tam 2 milyon Afrikalı, Fransız ve İngiliz Genel valilerin Devlet başkanı olarak kabul edildiği Afrika ülkelerinden toplanarak askere alındı. Binlerce Afrikalı Almanlarla savaştırılmak üzere ön cepheye sürüldü. Bu Fransızlar öyle alçak ve korkaktılar ki, Alman işgalinde en kolay teslim olan ülke olarak tarihe geçtiler. Binlerce Fransız üniformalı asker ölmüştü Almanlar karşısında. Ancak büyük çoğunluğu Afrika'dan getirilenlerdi.
Fransızlar saklanmayı, teslim olmayı ve Nazilere hizmet edecek kadar alçaklaşmayı şeref kabul edecek kadar aşağılık bir ülkeydi.
Almanların Nazi kamplarına götürdüğü 1300 Fransız üniforması giyen Afrikalı askeri serbest bırakması üzerine Fransa ne yaptı biliyor musunuz? "Bunlar Nazi casusu olabilir" diyerek hepsini öldürdü. BBC'ye demeç veren bir Afrikalı asker "Biz Fransa için öldükçe, Fransa bizi sömürmeye devam etti. Onlar için ölmemiz bile onları memnun etmedi" diyordu. Paris'te İnsan Müzesi kurup, öldürdükleri Afrikalıların kafataslarını sergileyecek kadar barbar bir ülkeden bahsediyoruz. 2008 yılında Nelson Mandela bile vatandaşı bir kölenin organlarını yüzyıl sonra bu müzeden alıp Güney Afrika'ya getirip, gömebildi.
İşgal ettikleri Afrika'da Fransızca öğrenmeyi kabul edenlere ve Hıristiyanlığı seçenlere ayrıcalıklar tanıyarak, üstün insan mualemesi yaptılar. Böylece yerli işbirlikçiler edindiler. Kültür emperyalizminin zirvesini yaşattılar. Milyonlarca Afrikalıyı öldüren, katleden bir Fransa'dan bahsediyoruz.
Bizim Monşerlerin "Medeniyet" dediği Fransa'da bugün entellektüeller ne tartışıyor biliyor musunuz? Afrika'da Fransız askerlerin tecavüz ettiği binlerce Afrikalı çocuğu...
Peki tartışmanın odak noktasında ne var?
Bu tam anlamıyla insanı dehşete düşürecek cinsten... "Askerler Afrikalı çocuklara tecavüzde haklı olabilir mi?" Evet bunu tartışıyorlar. Olaya bilimsel olarak bakılmasını istiyorlar. "Askerlerimiz ülkelerinden binlerce km uzakta. Üstelik Afrika ikliminin insan psikolojisi üzerinde de derin tahribatı var" diyorlar iyi mi?
Yani o bizim Monşerlerin "Medeniyet" dediği Fransa'da aydınlar, Afrikalı çocuklara Fransız askerlerin tecavüzünü neredeyse haklı çıkaracak konuşmalar yapıyor. O Fransa "Üst ırkların, alt ırklar üzerinde hakları var" diyen Jules Feryy'leri yetiştirdi.
"Afrikalılar katledilebilir" diyen meşhur devlet başkanları çıkardı. Ruanda'da bile bir ayda 800 bin kişiyi kesen Hutuların arkasından Fransa çıktı. Zaman aşımından dolayı, arşivlerin açılması gerekirken, yaptıkları soykırım ortaya çıkacak diye Fransa devleti bunu ikinci kez yasakladı. Ruanda katliamı nedeniyle Fransa'ya açılan binlerce dava var.
Afrika'da milyonları öldürerek ve sömürerek refaha ve 500 milyar dolar yıllık haraca kavuşan bu alçaklar, Fas'ta öldürdükleri Müslümanların cesetlerini yığınak yaptılar.
Ardından fotoğrafını çekip pul basıp, mektupların üzerinde iftiharla dünyaya servis ettiler. İşte bizim Monşerlerin hayran olduğu Batı refahının bu alçak ve barbar yüzünü asla gündeme getirmez bu yerli ittihatçı kafalarımız. Afrika'da diklenen kaç ülkede, Mali'de, Nijerya'da terör örgütleri kurup diz çöktürdüklerini anlatmazlar. Kandan nasıl beslendiklerini asla konuşmaz, sadece "Ahh Paris" derler. Tıpkı dünyanın anasını belleyen, her yeri kan gölüne çeviren Amerika'dan medet uman diğer yerlilerimiz gibi. Onların kimler olduklarını, hangi siyasi partiler içinde yuvalandıklarını sizler çok iyi biliyorsunuz.
Devletimizin de, Afrika'da Fransızları nasıl kovmaya, halkları uyandırmaya başladığını da görüyorsunuz. Fransa Devlet Başkanı Macron, önceki gün en çok katliamlardan birini yaptıkları Benin'in Dışişleri Bakanı ile buluştu ve omzuna dokundu. Beninli Bakan eliyle o omzunu temizledi. Çünkü Fransa'nın eli kanlı ve kirliydi. Bizim Monşerler ve Batı hayranı, Fransa, ABD, İngiliz sevdalısı tipler acaba ne zaman yıkanacaklar?