Sırbistan Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmanın bir bölümü şöyle:
"Burada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilen ilginin yarısının dahi bana gösterilmeyeceğini biliyorum.
Ancak karşınıza çıkarak, hangi milletten ve dinden olursa olsun tüm Sırbistan vatandaşlarının çıkarları için elimden gelenin en iyisini yaptığımı ve yapmaya devam edeceğimi söyleyecek cesaret ve iyi niyete sahibim. Sizleri düşündüğü ve sizlere yardım etmek istediği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ediyorum. Yaşasın Sırp-Türk dostluğu, yaşasın Sırbistan." Sırbistan yönetimindeki Sancak'ta bir şehir olan Novi Pazar'da Sırbistan Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşma, birtakım mihrakların bazı ülkelerde istikrarsızlık üretmek ve ardından da bölüp parçalara ayırarak kolaylıkla yönlendirme çabalarının farkında olan sorumlu bir devlet adamı konuşmasıydı. Farklılıkları yok farz etmenin ya da baskı altına almaya çalışmanın herhangi bir şeye yaramadığını tarih gösterdi çünkü.
Novi Pazarlıların neredeyse tamamının şahitlik ettiği ve alkışladığı bir konuşmaydı bu. 'Sultan Erdoğan' sloganları arasında kürsüye gelen Cumhurbaşkanımız da, 'Balkan coğrafyasındaki Sırp, Hırvat, Boşnak, Arnavut ve diğer kesimleri asırlarca birlikte yaşanılan ve gelecekte de her alanda iş birliği içinde olacakları dostları olarak gördüklerini' vurguladığı konuşmasında, şunları söyledi:
"Ülkelerimizin yöneticileri olarak bizler istikrarlı ve müreffeh bir Balkanlar'ın inşası konusunda kararlıyız. Sizlerin de aynı duygular içerisinde olduğunuza yürekten inanıyorum. Sırbistan'ın ve onun önemli bir parçası olarak gördüğüm Novi Pazar'ın gelişmesi, kalkınması, zenginleşmesi için hep birlikte yapacağımız çok işimiz var. Unutmayın, her zaman yanınızdayız."
HUZUR VE İSTİKRAR İÇİN BİRLİK...
Cumhurbaşkanımız ziyaret ettiği Boşnak Ulusal Azınlık Konseyi'nde de, sadece Balkanlarda değil bölgemizde ve dünyanın birçok yerinde oynanan oyunlara dikkat çekti. Konsey Başkanı Süleyman Uglanin'in çabalarını takdir ettiğini belirten Cumhurbaşkanımız, "Geçmişte yaşanan acılar artık son bulsun istiyoruz" dedikten sonra şunları vurguladı:
"Balkanlar'da dışarıdaki güçlerin kışkırtmasıyla ortaya çıkan her kaosun, çatışmanın bedelini sadece ve sadece buradaki insanlar ödüyor.
Gün geliyor herkes çekip gidiyor ama yürekleri yangın yerine dönmüş insanlar burada yine yan yana yaşamaya devam ediyor. Onun için diyoruz ki, Balkan halkları olarak sizler kendi aranızda bir olursanız, beraber olursanız, kardeş olursanız o kadar güçlü, güvende, o kadar müreffeh olursunuz." Novi Pazar belediyesi önünde Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlerken, vaktiyle Makedonya'da şahit olduğum bir sohbeti hatırladım.
1999'da Üsküp'te gerçekleşen o sohbette, zamanın Makedonya Arnavut Demokrat Partisi Genel Başkanı Arben Caferi (1948-2012): "Balkanlar Osmanlı gelene kadar birbirleri ile boğazlaşan yapılardan oluşuyordu.
Osmanlı'nın geldiği 1300'lü yıllardan itibaren, ayrıldığı 1900'lere kadar asırlarca huzur ve istikrar içinde yaşadık" dedikten sonra, şöyle devam etmişti:
"Osmanlı'yı tabii ki geri getiremeyiz.
Ancak bu kadar farklılıklara rağmen bölgeyi asırlarca nasıl başarılı bir şekilde yönettiğini inceleyip dersler çıkarır ve uygularsak, bundan sonrasını da huzur ve istikrar içinde geçirebiliriz..." Sancak Novi Pazar'da dinlediğim konuşmalardan sonra, Yeni Türkiye'nin doğuşunu Yeni Dünya'nın oluşumu takip edecek hissine kapıldım nedense...
