Bir yanda mukaddes Hac vazifesini eda etmiş olmanın sevinci olsa da Mekke-i Mükerreme'den ayrılmak insanı hüzünlendiriyor... Hacıların tamamı bu hüznü yaşarlar ve ayrılırken yaptıkları dualarda, tekrar buralara gelebilmek önemli bir yer tutar.
Mekke Medine arasındaki yolculuk otobüsle 6 saat civarında. Bu yola çıktığında insan ister istemez Peygamber Efendimiz'in (sav) Hicretini düşünüyor... Deve ile ve yürüyerek kat edilen oldukça uzun bir yol...
Dikkat çeken bir başka husus ta Mekke çevresinin tamamen kayalıklardan oluşması. Bu yönüyle mucize bir şehir Mekke...
Bu kayalık yer, Müslümanlar açısından dünyanın merkezi konumunda... En önemli özelliği ise Cenab-ı Hakkk'ın Hz. İbrahim'e Kabe'yi inşa etme emri vermesi ve insanlar için Mekke çevresini Hac mekanı kılması... Bu sebepledir ki, milyonlarca insanın her zaman ziyaret ettiği bir yer Mekke...
Zorlu bir ibadetin merkezi olan Mekke'den sonra Peygamber Efendimiz'in şehri olan Medine-i Münevvere'ye gelmek, il bakışta şaşırtıcı...
Oldukça sakin ve kelimenin tam manasıyla huzurlu bir şehir Medine...
Hac sırasında yerine getirilmesi gereken görevlerin yoğunluğu sebebiyle Mekke'de hiç durmadan koşuşturan insanlar, Medine'de sükunete kavuşuyorlar bir anlamda...
Şehrin civarında bulunan gezilmesi gereken yerler dışında, insanlar mümkün olduğu kadar Mescid-i Nebi'de vakit geçiriyor...
Peygamber Efendimiz'in (sav) "Hac eden, sonra kabrimi ziyaret eden beni sağ iken ziyaret etmiş gibi olur" hadisi şerifi dolayısıyla da, Efendimiz'in kabrini ziyaret, herkesin mutlaka yaptığı bir görev...
24 saat açık olan ve namaz vakitlerinde zaten dolu dolu olan Mescid-i Nebi, diğer vakitlerde de arı kovanını andırıyor.
Oteller yakın olduğundan beş vakit namazı Mescid-i Nebi'de kılabilmek mümkün. Hacıların temel arzusu da, Medine'de hiç değilse 8 günü ve dolayısıyla 40 vakit namazı tamamlayabilmek...
Mescid'i Nebi'de özellikle de Efendimiz'in 'Cennet bahçelerinden bir bahçe' olarak vasfettiği evi (kabri) ile minberi arasındaki yerde namaz kılabilmek içinse bazen uzun kuyruklar oluşabiliyor...
"Halanıza iyi davranın"...
Medine'de Mescid-i Nebi'de namaz kılmak ve Uhud, Kuba Mescidi, Kur'an-ı Kerim Müzesi ve benzeri yerleri ziyaret etmenin dışında en önemli işlerden birisi de hurma tedariki...
Hurma bahçelerini ziyaret etmenin güzel taraflarından birisi de, hepimizin bildiği ve sevdiği bu meyvenin özelliklerini öğrenebilmek...
Hurma'nın hikayesini dinleyince, hurma deyip te geçmemek gerektiğini anlamak çok kolay...
Dünya üzerinde bine yakın çeşidi bulunan hurmanın birçok özelliği var. Ama insana en yakın bitki olduğu söylenen hurma ağacının özellikleri daha ilgi çekici...
Cenab-ı Hakk'ın Hazreti Adem'i yarattığı toprağın bir bölümünden yaratıldığı rivayet edilen ve bu sebeple Peygamber Efendimiz'in: 'Halanıza iyi bakın' dediği bilinen Hurma ağacının yetişmesi bile, insanı andırıyor.
Çekirdekleri olsa da çekirdekten yetişmiyor hurma. Ağaçların bünyesinde oluşan filizler, 3-4 sene sonra adeta sezaryene benzeyen bir operasyonla ağaçtan ayrılıyor ve alındığı ağacın altında yakın bir yere dikilerek, burada 5-6 sene yetişmesi bekleniyor. Ağaçtan alınan filiz, uzağa dikilirse anne hurma ağacı meyve vermeyi kestiği gibi filiz de büyümüyor...
Hurmanın bünyesinde bulunan ve kalbi kabul edilen kısma zarar verilir ya da ağacın üst kısmı kesilirse, ağaç kuruyor...
20-25 senede yetişen bir hurma ağacı, 60-65 yaşına kadar 100 ila 200 kilogram arasında meyve verdikten sonra, verimi azalıyor ve sonrasın 'ölüyor'..
