Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 8 Eylül 2018

Az tamah çok ziyan getirir!..

İnsanların alışkanlıklarını değiştirmek zor olduğu kadar devletlerin alışkanlıklarını ya da daha doğru bir deyimle reflekslerini değiştirmek de zor bir iş…

Ancak nasıl ki insanların kötü ya da artık kendileri açısından mahzurlu alışkanlıklarını terk etmeleri gerekiyorsa, şartlar gerektirdiğinde devletlerin de davranışlarını revize etmeleri ve kendileri için daha uygun bir hareket tarzı bulmaları da gerekiyor.

Dünya işleri makul ve mantıklı olduğu kadar adaletli ve hakkaniyetli bir şekilde yürüyor olsa, devletlerin herhangi bir ciddi değişiklik yapma ihtiyaçları olmayabilirdi belki. Ancak belki başından beri öyle olsa da, dünya işlerinin akıl ve mantık yanında adalet ve hakkaniyetten de uzak olmasında son dönemlerde belirgin bir artış söz konusu.

Uluslararası alanda rezerv ve referans para olan ABD Doları'nın bu özelliklerinin ABD tarafından haksız bir şekilde kullanılması yönündeki girişimler, karşı karşıya olunan sıkıntıların en önemlilerinden birisi.

İstisnalar hariç olmak üzere, A ülkesi herhangi bir şekilde iş yaptığı B ülkesine ödeme yapar ya da alırken ABD dolarını ölçü almak mecburiyetinde.

Alanın da satanın da, dünyanın her tarafında geçerli bu para birimini tercih etmeleri, normal bir durum. Benzer bir rol oynayabileceği umulan Euro, Yen, Yuan ya da Ruble gibi para birimlerinin bu konuda pek yol alamamış olmaları da, bir tür mecburiyet doğuruyor zaten.

Ülkelerin aldıkları ve sattıkları arasındaki fark yanında, para değerleri arasındaki fark ya da zaman içinde olabilecek değişiklikler sebebiyle, doların referans olarak kullanılması, ilk bakışta ciddi bir kolaylık. Aynı şekilde tasarruf sahibi ülkelerin varlıklarını muhafaza açısından bu paraya tahvil etmeleri de…

'Bal tutan parmağını yalar' sözünde olduğu gibi, bu durumun ABD'nin lehine olduğu aşikar. Ne kadar memnun olmasalar da, diğer ülkelerin yapabileceği şeyler de sınırlı.

İş çığırından çıkınca…

Önceleri de bu özellik için bazı faturalar ödeniyordu tabii ki. Ancak, mecburen bu yolu kullanan ülkelerin sineye çekebileceği oranlardaki makul faturalar yerine, son dönemlerde ilgili ülkeleri ciddi manada zorlayacak yüksek faturalar ortaya çıkarılmaya başlandı.

İlk bakışta dünya çapında bir kolaylık olan bu durum, ABD'nin bu özelliği kanırtarak kendi lehine kullanma merakı yüzünden diğer bütün ülkelerin aleyhine neticeler doğurmaya başlamış durumda.

Yani bal tutanın parmağını yalamak ya da bir ölçüde balın tadına bakmakla iktifa etmek yerine balın büyük bir kısmını mideye indirmeye çalışması hali ile karşı karşıyayız.

Bunun ABD dışındaki ülkelerde zaten var olan rahatsızlıkları artırdığı ve doların rezerv ve referans para olmaktan çıkarılması için birtakım çalışmaların başladığı, bilinen bir şey.

Doların tahtını sallayacak ve dolayısıyla ABD'nin gücünü sınırlayacak bu girişimin şimdilik belli ölçüde alttan alta yürütüldüğünü ve yakın bir zamanda iyice ayyuka çıkabileceğini söyleyebiliriz.

ABD'nin taraf olmadığı ŞİÖ, BRİCS ve benzeri örgütlerin hemen tamamının gündeminde yer alan bu konuda, Türkiye'nin son zamanlarda dozunu artırdığı girişimler de dikkat çekici.

Neticenin ne olacağını şimdiden kestirmek güç olsa da, sistemin kendisine sağladığı makul avantajlar yerine, doların rezerv ve referans para olmasını diğer ülkelerin zenginliklerini sömürmek için kullanmaya kalkışan ABD'yi ciddi sürprizlerin beklediği söylenebilir…

ABD'yi yönetenler, bizde çok meşhur olan 'Az tamah çok ziyan getirir' sözünü muhtemelen bilmiyorlar… Ama bu gidişle öğrenecekler…