Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 19 Aralık 2018

Şişede durduğu gibi durmuyor…

"CHP'li belediyeler olmasa dünya kriterlerinde Afganistan seviyesindeyiz. Mesela Bağcılar belediyesi..." diyor, Yılmaz Özdil… Bağcılar'ı duyunca kulak kesiliyorum: 20 senedir oturduğum ilçe.

'Çok severmiş, esnafını tanırmış, insanlarını tanırmış…' Problem ne peki? "Suriyelileri bir doldurdular, bugün Bağcılar'da Suriyeli çocuk sayısı Türk vatandaşı çocuk sayısından fazla…"

Bağcılar'ın nüfusu 750 bin. Suriyeli sığınmacıların çoluk çocuk tamamının sayısı ise 50 bin… Tam da "ufak at, civcivler de yesin" denilecek cinsten bir hesap bu.

Hele, 'CHP'li belediyeler olmasa dünya kriterlerinde Afganistan seviyesindeyiz' sözü, 'psikiyatristiniz bu duruma ne diyor?' sorusunu gerektiriyor… Ama adam biraz mazur: 'Şişede durduğu gibi durmuyor' zıkkım…

İçki içenlerin çoğu, çevrelerine 'sakın içki kullanmayın' tavsiyesinde bulunurlar. İçki, insanların sağlıklarına zarar verme yanında hoş olmayan birçok olaylara da sebebiyet verebilmektedir.

Alışkanlığın 'bir kereden bir şey olmaz' düşüncesiyle başladığını bilenler, en hafifine bulaşmanın bile istenmeyen sonuçlar doğurduğunu da bilirler.

Nasıl ki içmeyenler, içki kullananların içmemesinin iyi olacağını düşünüyorlarsa; içenler arasında kullanmayanların da içmesi gerektiğini düşünenler var.

Kendileri içki kullanan ve kullanmayanların da içmeleri gerektiğini düşünenlerin kendilerine göre sebepleri vardır muhakkak…

Bu sebeplerden birisi olarak, 'yanlışı hep beraber yaparsak, yanlış olduğunu söyleyen kalmaz' anlayışını söyleyebiliriz. Ancak yine de, pek matah bir şey olmayan içki kullanımını tavsiye edenlerin sebepleri arasında daha derin başka hususlar da vardır muhtemelen.

Devlet ve hükümet kademelerinde içki alışkanlığı konusunda son yıllarda yaşanan müthiş değişim yüzünden artık eskisi gibi bol içki tüketilen kokteyller yapılmıyor oluşu da, sebeplerden birisi olabilir, mesela.

4 sebepten 3'ü içki ile ilgili…

Konuyla alakası biraz zayıf gibi gözükse de, Rahmetli Erbakan Hoca'nın Başbakanlığı sırasında Ağustos 1996'da çıktığı İran, Pakistan, Malezya, Singapur, Endonezya seyahati sırasında, uçakta içki servisi yapılmaması, birileri açısından ciddi bir travma sebebi olmuştu mesela.

Şaka gibi gelebilir, ancak bu seyahatte uçakta içki servisi yapılmaması ve seyahat sırasında kalınan bazı otellerin mini barlarındaki içkilerin de kaldırıldığı iddiası, 28 Şubat Post Modern Müdahalesinin dört sebebinden ikisi olarak zikredilmişti.

Evet, 28 Şubat'ın kudretli ismi, Batı Çalışma Grubu'nun kurucusu müteveffa e. Ora. Güven Erkaya canlı yayında '28 Şubat'ı niçin yaptınız?' sorusuna cevap verirken, bu iki konuyu sebep olarak göstermiş; sonra birisi yine içki ile ve diğeri de 'hindi satışı' ile alakalı iki sebep daha ilave etmişti.

Bir şekilde içkiye müptela oldukları için, mümkün olan ve olmayan her yerde içkiye ulaşma arzusu duyanların, hayata sadece ve sadece şişenin dibinden baktıklarını söylemek biraz iddialı olur belki.

Ancak, söyleyebilecek başka bir şeyi olmayan birilerinin durup durup içkiden bahsetmeleri, üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken bir husus.

Yılmaz Özdil'in, "Tayyip Erdoğan bir tane bira içmiş olsaydı bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu" şeklindeki sözlerini bir de bu açıdan değerlendirmek, yerinde olur.

Bu söz, 'içkinin şişede durduğu gibi durmadığının' çok açık bir göstergesi öncelikle.

Kendi hayat tarzı konusunda oldukça tutucu olan birilerinin, başkalarının hayat tarzları konusunda bu kadar rahat sözler edebiliyor olmaları da, edep duygusunun yokluğu ile ilgili bir konu…