Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 18 Ocak 2019

Biz buradayız, bekliyoruz…

ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru kurma amacından tümüyle vazgeçip geçmediğini, bilmiyoruz. Ama Trump'un Suriye'den askerlerini çekme kararlılığı sürüyor gibi.

Trump'un söylediklerine aykırı beyanlarda bulunan danışmanı Bolton ya da başka yetkililerin açıklamaları, belki de birilerini yatıştırmak için, bilmiyoruz.

Sürekli twitler atan ve bu arada bazen önceki söylediklerine ters şeyler söyleyen Trump'ın, PYD-YPG'yi kast ederek söylediği: "Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye'yi ekonomik yönden mahvederiz" şeklindeki sözler de, taktik amaçlarla söylenmiş olabilir…

Egemenlikleri altında bulunan bölgelerde, diğer unsurları olduğu gibi Kürtleri de ciddi şekilde rahatsız eden PYD-YPG'nin Kürtleri temsil edemeyeceğini bilen Trump, Türkiye'nin gerektiğinde bu örgütü vuracağını da çok iyi biliyor olmalı.

Münbiç'teki son saldırı da, çekilme kararını iptal ettirmek; en azından geciktirmek niyetiyle yapılmış gibi gözüküyor. Belki de hesaplananın tam tersi etkileri olabilecek bu saldırıyı DEAŞ üstlense de, azmettiricinin kim olduğu, önemli bir soru işareti.

Münbiç patlamasının muhtemel azmettiricilerinin listesi kabarık… Başlangıçtan beri DEAŞ'la olan münasebetleri şüpheler barındıran PYD-YPG… ABD'nin çekilme kararından rahatsız olan İsrail… Paraları ile bölgede rol kapma hevesinde olan bazı Körfez devletçikleri… Ya da doğrudan ABD içindeki birtakım güçler…

Her ne olursa olsun, Trump da başkaları da, ABD için projelerden bir proje olan Suriye'nin kuzeyi ile ilgili hesaplarının, bizim için ölüm-kalım meselesi manasına geldiğini biliyorlar şüphesiz.

Beka meselesi söz konusu olduğunda Türkiye'nin neler yapabileceğinin işaretleri de, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile verilmiş durumda.

Türkiye'nin büyük başarılarla gerçekleştirdiği harekatlar, karşısında kim olursa olsun, ülkemizin gerekeni mutlaka yapacağını açık seçik bir biçimde gösterdi.

İşin şakası yok…

Gelişmeler dolayısıyla şaşırmış olsalar da dışarıdan ve özellikle içeriden, 'ABD ile hırlaşmayı göze alamayacağımızı' dillendirenlerin sesleri de belirli ölçüde kısılmış durumda… İşin şakasının olmadığını onlar da anladılar herhalde.

Bu arada Trump'un Türkiye'yi tehdit olarak yorumlanan sözlerine cevap sadedinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini de kazanç hanesine yazmak gerekiyor.

Kılıçdaroğlu'nun: "Kimse Türkiye'yi tehdit edemez. Hiç kimse şunu unutmasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti, egemen güçlerin lütfuyla kurulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde kan, göz yaşı milyonlarca şehit vardır" şeklindeki sözleri, ilk bakışta şaşırtıcı.

Ancak, Fırat Kalkanı ve özellikle de Zeytin Dalı Harekatı sırasındaki aykırı tutumları yanında PYD-YPG ile ilgili çelişkili açıklamalar yapan birinden bu sözleri duymak, şaşırtıcı olsa da güzel…

Trump'un çekilme açıklaması, danışmanlarının aykırı sesleri, Münbiç'teki patlama, Suriye'nin kuzeyinde kimin kontrolünde olacağı henüz netleşmemiş tampon bölge ve daha bir sürü gelişme,

Sınır güvenliğimiz ve hele de bekamız söz konusu olduğunda ne yapacağımızı dosta düşmana gösterdik… Bundan sonra bize düşen beklemek ve bekamızla ilgili her durumda gereken her ne ise onu mutlaka yapma kararlılığımızı muhafaza etmek…

On binlerce ve binlerce kilometre ötelerden gelip burnumuzun dibini aleyhimize olabilecek şekilde karıştırmak isteyenler, bizim burada ve hemen her türlü ihtimale karşı hazır ve nazır olduğumuzu bilmeliler…

Bildikleri için de, doluya koyuyorlar almıyor, boşa koyuyorlar dolmuyor…

Biz buradayız ve bekliyoruz…