Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 27 Ocak 2019

Petrol ‘Nimet’ mi ‘Külfet’ mi!..

Zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmanın avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğu, cevabı her zaman zor olan sorulardan birisi. Dünya sistemi bugünkü gibi adaletsiz temeller üzerinde devam ettikçe, böyle olmayı sürdüreceği de, açık…

Petrol ve doğalgaz yanında altın, gümüş, elmas ve uranyum gibi madenler açısından zengin kaynaklara sahip olan birçok ülkenin, çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya olduğu malum. Bu da, sahip olmayanların gıpta ile baktıkları yeraltı zenginliklerinin bir 'nimet' olmaktan çok, adeta 'külfet' olduğunu düşündürüyor.

Yakınımızda bulunan petrol zengini birçok ülkenin karşı karşıya bulundukları durumlar sebebiyle, yeraltı zenginliklerinin bazen ne tür sıkıntılara sebep olabildiğini, yakinen biliyoruz.

Bu ülkeleri idare edenler durumdan memnunlar ya da öyle gözükmek zorunda kalıyorlar. Ancak, ABD Başkanı Trump'un dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birisine sahip olan Suudi Arabistan'ı ve çevredeki bazı ülkeleri yönetenlere yönelik aşağılayıcı sözleri, ne durumda olduklarını açık bir şekilde gösteriyor mesela.

Ülke ne kadar zengin kaynaklara sahip olursa olsun, kendi yollarını çizebilme imkanına sahip olma şansını bir türlü bulamayan yöneticiler, adeta kuklacıların esiri haline geliyorlar. Bunun kaçınılmaz bir neticesi de, koltuklarını koruma uğruna ülkenin zenginliklerinin kontrolünü başkalarının emrine vermek.

Bölgemizde olduğu gibi enerji zengini ülkelerin bazıları sisteme teslim olmuş olmanın getirdiği dertlerle uğraşırken, başka bazıları da sistemle kavga ediyor olmanın sıkıntılarını çekiyorlar.

Yapılan yeni keşiflerle Suudi Arabistan'ın 70 yıllık birinciliğine son vererek, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi unvanını kazanan Venezuela, sistemle kavga eden ülkelerden birisi.

Gerçek güç…

Ünlü Simón Bolívar önderliğinde Panama ve Ekvador'la birlikte İspanya'dan bağımsızlık kazanarak 1821'de Büyük Kolombiya Birliği'ni oluşturan devletlerden olan Venezuela, bu Birlikten ayrıldığı 1830'da beri bağımsız bir ülke.

OPEC verilerine göre 296 milyar varillik ham petrol rezervine sahip olan Venezuela (República Bolivariana de Venezuela - Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti), 916.445 km² yüzölçüme ve 32 milyon nüfusa sahip.

296 milyar varillik petrol rezervi dolayısıyla (ki, bu Türkiye'nin 1.200 yıllık petrol ihtiyacı demek), dünyanın en rahat ülkelerinden birisi olması beklenen Venezuela, zenginliklerinde gözü olanların rahat bırakmayışı sebebiyle çalkantılar içinde yaşıyor.

Venezuela, başta ABD olmak üzere hakim güçlerin hedef tahtasında. Bunun sebebi de, ülkenin dünyadaki hakim sistemle uyumlu yöneticiler yerine Venezuela'nın menfaatlerini savunanlar tarafından idare edilmesi…

Güney Amerika ülkelerinden Venezuela'da yaşananlar, uluslararası sistemin adaletsiz yapısı ve çarpık işleyişinin açık örneklerinden.

Ülkede olup bitenler, BM ve benzeri kuruluşların varlıklarının sebebi olan işleri yapmadıklarının daha doğrusu yapamadıklarının da göstergesi…

Açık gerçek ise şu: Askeri ve siyasi alanda yeteri kadar güçlü olmadığınız takdirde dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip olmanız bile bir değer ifade etmiyor.

Ülkeyi hedef alan hakim güçlerin şimdilik en kuvvetli oldukları husus, Venezuela içindeki işbirlikçileri. Bunlar, ülkenin huzur ve istikrarı için çalışmak yerine, Venezuela'yı birilerine peşkeş çekmek istiyorlar belli ki.

Dileğimiz, Maduro yönetiminin karışıklıkları atlatması ve ülkeyi 32 milyon nüfusu ile huzur, istikrar ve refah içerisinde yaşatacak bir yol bulabilmesi…