Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 3 Temmuz 2019

Tuğla sökmek…

Herkese başkalarının yaptığı iş kolay gelir. Bazı işler de vardır ki, insanların çoğuna göre basit işler cümlesinden olup, kendileri o işi çok daha iyi yapabileceklerine inanırlar. Gazetecilik bunlardan birisidir mesela.

Siyaset de ilk bakışta son derece kolay gelir insanlara. Parti kurar, örgütlenir, seçime girersin ve gelsin koltuklar… Bu sebeple olacak heveslisi pek çoktur siyasetin. Oysa siyaset, dünya üzerindeki en zor işlerden birisidir.

Rahmetli Turgut Özal'ın siyasetle 1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi'nin İzmir milletvekili adayı olarak tanıştığı bilinir.

Turgay Yavuz tarafından hazırlanan 'Anılarıyla Ekrem Pakdemirli' kitabında Rahmetli Ekrem Pakdemirli'nin anlattığı bir anekdot, siyasete çekirdekten başlamanın önemini anlamak açısından dikkat çekicidir.

Seçim çalışmaları için İzmir'e giden Turgut Özal'ın ekibinde bulunan Ekrem Pakdemirli, büyük bir kahvehanede orada bulunanları Özal'ın konuşmasına hazırlamak üzere kısa olmasına niyetlendiği bir konuşma yapmaya başlar.

Turgut Özal gecikince, biraz daha konuşur Pakdemirli. Ancak zorlanmaktadır ve gözleri Özal'ın gelmesi beklenen kapıdadır… Bir ara fark eder ki, Turgut Özal gelmiş ve arka sıralardaki insanların arasına oturmuş, kendisini dinlemektedir.

Rahatlayan Pakdemirli, Özal'a mikrofona gelmesi için işaret eder. Ancak yerinden kalkmaya pek niyeti olmayan Özal, Pakdemirli'ye: 'İyi gidiyorsun, devam et' manasına bir hareket yapmakla yetinir…

İnsanların oyun oynadıkları, çay içip sohbet ettikleri bir kahvehanede siyasi konuşma yapmak zorunda kalmadıysanız, durumu anlamanız zordur. Ama anlaşıldığı kadarıyla, çekirdekten siyasetçi olmayan Özal için seçim çalışmalarının gereklerinden birisi olan kahve konuşması, hakikaten zor bir işti …

Heveskarlar hep vardır…

Siyasi tarihimiz, insanımız nezdinde ciddi bir karşılıkları olmayan birilerinin kurdukları ve sonrasında kapatmak zorunda kaldıkları siyasi partilerle doludur. Arkalarında medya, sermaye, STK ve hatta bazı dış mihrakların destekleri olsa da, bu işi bilmeden siyasete girip başarılı olabilen nerdeyse yoktur. Ama siyaset sahasının heveskarları her zaman olmuştur ve olacaktır da…

Siyaset sahnesinde olabilecek yeni hareketlenmeler, günümüzün önemli konularından. Kumaşları siyasete pek uygun olmayan ve hatta bazıları yaptıkları denemelerde başarılı olamamış isimler üzerinden birtakım girişimler, ihtimaller arasında.

Her şeyin kendilerine göre hazırlanmasına alışmış kişilerin, memleket çapında insanların teveccühünü kazanabilecek bir siyasi yapı oluşturabilmelerinin imkansız olduğu bilinse de, ana yapıdan birkaç tuğla koparabilme ihtimalinin birilerini heveslendirdiği anlaşılıyor.

Hayatlarını ideallerine ulaşabilmek için siyasete vakfeden insanların gölgelerinde bu işe başlayanların, kavuşulan her türlü imkanın kendiliğinden oluştuğunu zannetmeleri, normal. Bunun böyle olmadığını kısa sürede anlayacakları da kesin…

İlgi çekici hususlardan birisi de, yeni bir yapı oluşturmaya niyetlenenlerin şikayet ettikleri hususların birçoğunda doğrudan ya da dolaylı olarak rol sahibi olmaları.

31 Mart ve 23 Haziran'ın ardından, Ankara ve özellikle de İstanbul'un kaybedilmiş olması dolayısıyla AK Parti'nin halen birinci parti olduğu gerçeğini görmezden gelinerek yapılan bazı yorumlar revaçta.

Memnuniyetsizliklerine yıkıcı eleştirilerini de ekleyenlerin dertleri belli ki yapıdan bazı tuğlalar koparmak... Bu da binanın daha da sağlamlaşarak ayakta kalması gerektiğini düşünenlere çok iş düştüğünü gösteriyor…